Hüseyin Şenol yazdı: Mizah mı, savaş mı?
Almanya televizyon kanallarından bazılarının, mizah programlarında Erdoğan’ı işlemesini hazmedemeyenlerin sayısının bu kadar çok olmasını anlamak zor! Hele hele, bir de “sol” görünümlüleri anlamak, daha da zor.
Neymiş efendim: Türkiye ve Türkleri de aşağılıyormuş…
Hadi canım geçin bunları…
Bu bir-iki mizahi şarkı ve şiir mi, sizi rahatsız etti?
Maşallah ülkede savaş var, katliam var, zulm var… Her türlü insanlık dışı uygulama var… Bunu da yapanların başında Erdoğan var… Basın özgürlüğü ise hiç yok.
Ama hepsinin altında, aslında Kürt sorunu var. Çünkü ister klip, ister şiir, ister şarkı olsun, bir yerde Kürt illerindeki vahşeti gösteriyor veya göstermek zorunda kalıyor… Veya konu bir türlü oraya geliyor, gelmek zorunda kalıyor. Bu da tabii ki rahatsızlık veriyor.
Evet, rahatsız olunan sorun bu mu acaba? Bence evet.
Yani, “Erdoğan ne kadar eleştirilir”i tartışmaktan ziyade; ülkemizde süren savaşa neden bu kadar sessisiz onu konuşalım…
Türkler’i ve Türkiye’yi aşağılayan, mizah programları değil, ülkede süren savaştır ve bunun baş mimarlarından olan Erdoğan’dır… Buna sessiz kalmak da bi o kadar suça ortaklıktır…
Bence ülkemizi ve halklarımızı rencide eden, mizah programları değil, devlet ve eli kanlı rüppeli-rüppesiz uşaklarıdır.
Ayrıca bir daha düşünün bakalım: bu mizah programlarındaki satirik şiirler mi, yoksa Erdoğan’ın örgütlediği ve dün tüm Almanya’da “komik” görüntüler sergileyen Türkiyeli ırkçıların gösterileri mi, Türkleri ve Türkiye’yi aşağılıyor?
Mizah programlarındaki kliplerde gösterilen “Taksim direnişi“, „Gazetecilerin tutuklanmaları”, “Kürdistan’da süren kirli savaş” ve ülkedeki daha bir çok anti demokratik uygulamayı gösteren görüntüler mi aşağılıyor Türkiye’yi ve Türkleri? Yoksa, dünkü gösterilerde gazetecilere de saldıran faşistler mi?
Bu arada, buna da, yani faşistlerin yürüyüşüne de sessiz kaldınız, bu da ayrı bir mesele!
Türkiye ve Türkiyelilerin aşağılanması
Bildik en komik, bazen savunma, bazen de saldırı biçimidir, “Ülkemiz, milletimiz aşağılanıyor“ demek. Özellikle de savaş dönemlerinde.
Türk hükümetinin Erdoğan hakkındaki şiiri nedeniyle, Almanya’dan komedyen Jan Böhmermann’ın yargılanması talebidir, Türkiye’yi aşağılayan…
Türkleri, Türkiyelileri aşalığılayan, komedyenler değil, “mülteci pazarlalığında” satılan değerlere karşı çıkmayanlardır.
Evet, Türkiye ve Türkiyeliler aşağılandı. Ama televizyon kanallarındaki bir kaç komedyen ve sanatçı tarafından değil, “kanlı anlaşma”ya imza atan Merkel ve Erdoğan tarafından aşağılandı.
Bakalım, Federal hükümet sözcüsü Steffen Seibert, Berlin’deki açıklamasında “Anayasanın temel değerleri müzakereye açık değildir” demesi, ne kadar yer bulacak, bu tartışmada?
Belki de bu aşağılık anlaşma nedeniyle, bir veya bir kaç komedyen de kurban edilecek ama, tarih sizi buna da sessiz kalmanızla yargılayacak.
Sonuç olarak; aşağılık olan savaştır, halklara zulm etmektir.
Ülkelerini ve halklarını, kendileriyle birlikte aşağılayan, ister Almanyalı olsun, ister Türkiyeli olsun, bu kirli anlaşmaya ses çıkarmayanlardır.
Savaşa sessiz kalarak, “Aşağılanıyoruz” diyerek, aslında çok “aşağılık” bir tavır sergiliyorsunuz!
Aşağılık olan nedir?
Hiciv mi, hakaret mi? Tabiki tartışılır… Ama bunun yeri ve zamanı değil.
Ki yaptığınız bu bile değil. Ülkede kan gövdeyi götürüyor, memleket her geçen gün daha fazla bataklığa sokuluyor ve siz bu durumda „bunların sorumlularına karşı yapılan bir-iki klibi ve şiiri „aşağılama“ veya „hakaret“ olarak nitelendirebiliyorsunuz.
Yapılması gereken, „Aşağılanıyoruz“ kompleksine girerek, bir-iki komedyen ve mizahcının yaptıklarını engellemek değil, bizzat, Almanya medyasından bunun daha fazla yapılmasını istemektir. Ülkemizin durumunu, gerçekleri göstermekten kaçınan, gösterilmesi gerekenin binde birini bile göstermeyen ve hatta gizleyen Almanya medyasını eleştirmektir.
Evet sorun, Erdoğan ile kirli pazarlık yürüten ve bu pazarlıktan dolayı da destekleyen Avrupa ülkeleridir.
Aşağılık durum da, bu dur aslında.