MİT Tırlarını durdurduğu için tutuklanan savcı Özcan Şişman ifadesinde, devletin “IŞİD ve benzeri unsurlarla” temasının bulunduğunu söyledi.
MİT’e ait silah yüklü TIR’ları durdurarak arama yaptıkları için “hükümeti devirmeye teşebbüs” iddiasıyla tutuklanan 4 savcı ile albayın mahkeme ifadeleri ilk kez ortaya çıktı.
Cumhuriyet’ten Alican Uludağ’ın haberine göre, Hatay Kırıkhan’da TIR’ları durduran Cumhuriyet Savcısı Özcan Şişman, “O tarihlerde ve öncesinde gerek benim yaptığım, gerekse başsavcı vekilliğimiz tarafından yapılan birçok soruşturmada tesadüfen bir kısım devlet görevlilerinin devlet görevi, istihbarat ve terör ayrımını yapamadıklarını, IŞİD’e ve benzeri Suriye bölgesinde faaliyet gösteren başka unsurlarla hukuka aykırı temaslarının bulunduğunu birçok dosyada tespit ettik” dedi.
Soruşturma kapsamında başmüfettişin talebi üzerine dönemin başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, Cumhuriyet başsavcıvekili Ahmet Karaca, savcılar Aziz Takçı ve Özcan Şişman ile Adana İl Jandarma Komutanı Albay Özkan Çokay “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs”, ile “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin etmek” suçlarını işledikleri gerekçesiyle tutuklandı.
‘Hepinizi üzerim’
İfade sorgu zaptına göre, dönemin Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, Adana’da MİT’e ait TIR’ların durdurulması üzerine dönemin Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek’in kendisini aradığını belirterek, “Müsteşar Bey, bana TIR’larda arama yaptırılamayacağı, MİT Yasası’nın 26. maddesinin bu duruma aykırı olduğunu, eğer arama yapılırsa aramayı yapanlar ve ben dahil hepimizin üzüleceğini, böyle bir şey olmasını istemediğini söyledi” dedi. Bunun üzerine başsavcıvekili Ahmet Karaca ile görüştüğünü anlatan Bağrıyanık, kendisine aramanın MİT Yasası’na uygun olduğunu ancak ortada gecikmesinde sakınca bulunan toplanması gereken bir delil varsa bu delillerin tespiti için arama yapılmasının uygun olduğunu söylediğini kaydetti. Bağrıyanık, şöyle devam etti:
Ancak müsteşar bey beni birkaç kez daha arayarak aramayı durdurmamı söyledi. Beni ikna edemeyince telefonu bakan beye verdi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bana aramanın hukuka aykırı olduğunu, hemen olaydan görevli savcıyı el çektirmem gerektiğini söyledi. Ben de yapmadım. Aramalar devam ettiği için bu hususu kendi el yazımla not alma ihtiyacı duydum.
Adana Savcısı Özcan Şişman, yaşadıklarını şöyle anlattı:
MİT görevlisi olduğunu söyleyen Ulvi Canik beni arayarak durdurulan TIR’larda yardım malzemesi taşındığını, işlem yapılmaması gerektiğini söyledi. Ben ise kendisine bize gelen ihbarın farklı olduğunu, görevliler MİT görevlisi ise kimlik ibraz etmeleri gerektiğini, ısrarcı olmamalarını söyledim. Ardından Kırıkhan Jandarma Komutanı ve Başsavcısı beni arayarak olay yerindeki şahısların direndiğini, kendilerini sürekli Hatay Valisi ve Başsavcısının aradığını söyleyince adli amir olarak buna tabi olduklarını izah ettim. Kendileri bana benim gelmemin uygun olacağını söylediler. Bana olay yerindekilerin MİT görevlisi olduğuna yönelik beyanları dışında bir delil bulunmadığı, görünüşleri itibarıyla da El Kaide militanlarını andırır şekilde bulunduklarını söylediler. Ben olay yerine gittiğimde valinin talimatıyla jandarma görevlileri olay yerinden ayrılmış, sadece benim tedbiren çağırdığım TEM görevlilerine aramanın yapılmasını söyledim. Arama aparatı aranmaya başladı. Bu sırada TIR’lar uzaklaşmaya başladı. Bir süre sonra da TEM görevlileri olay yerinden ayrıldı. Tek başıma aramayı icra edemeyeceğimden aramayı sonlandırdım.
Ahrar’uş Şam’a mühimmat
Gerçekten silah varsa bunun devlet sırrı olamayacağını söyleyen Şişman, “Suç devlet sırrı olamaz” ifadesini kullandı. Adana’daki aramaya atıf yapan Şişman, bir TIR’da füze başlığı ve roketatar başlığı bulduklarını söylerken, şunları kaydetti:
Bu suça karışan kişilerden iki kişi, bu işleri devletin bilgisi dahilinde yaptıklarını söylediler. Hatta kendilerine başka devlet görevlilerinin de yardımcı olduğunu aynı TIR’la 6-26 Ekim tarihlerinde Reyhanlı Bükülmez köyü sınırında sınır karakolu noktasına mühimmat yıktığını ve bunun sınırın diğer tarafına geçirildiğini beyan edince, güvenlik kamera görüntülerini izlediğimizde bu hususu doğruladık. Yer gösterme sonucu mühimmatın döküldüğü noktada sınırın diğer kısmının El Ahrarı Şam isimli terör örgütünün (Ahrar’uş Şam) kampı olduğunu tespit etmiştik.