Metal işkolunda patron örgütü MESS’in dayatmalarına karşı alınan grev kararı 29 Ocak olarak açıklandı. DİSK Genel Merkezi’nde yapılan açıklamaya Kani Beko, DİSK Yönetim Kurulu üyeleri, üye sendikaların başkan ve yöneticileri de katıldı. Alınan grev kararı, gerekçeleri ve tarihi Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu tarafından açıklandı… Basın açıklamasında söz alan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, “Bu grev yalnızca sendikamız Birleşik Metal-İş’in değil, DİSK’in ve Türkiye işçi sınıfının bir grevidir. Başarılar diliyorum, sonuna kadar Direnİşçi’lerin yanındayız!” dedi..
DİSK/Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu‘nun açıklaması şöyle:
Bugünlerden geriye, bir yarına gidenler kalır! Bir de yarınlar için direnenler…
Değerli Basın Mensupları,
Metal işçileri açısından tarihi bir öneme sahip olan toplantımıza hepiniz hoş geldiniz.
Metal işkolu grup toplu iş sözleşmeleri emekle sermaye arasındaki mücadelenin önemli alanlarından bir tanesidir.
Metal işkolunun ekonomide kapsadığı alan ve işlevselliği nedeniyle grup toplu iş sözleşmeleri işkolunun kapsadığı alanın çok üzerinde bir etkiye sahiptir.
Bu etki üstelik sadece ekonomik değil, siyasi nitelikler de taşımaktadır.
Metal işkolunda kazanılan ya da kaybedilen haklar tüm ülkedeki emek sermaye ilişkisini belirleyici niteliktedir.
Gerek yerli, gerekse yabancı büyük tekellerin hakimiyetindeki metal işkolundaki sendikal mücadele kapsamlı etkiler yaratır.
Bu nedenle sermaye 12 Eylül darbesinin ardından, DİSK ve Maden-İş’in kapatıldığı dönemde işyerlerini kendi güdümündeki bir sendikal yapıya devretmiştir, onu beslemiş büyütmüş ve bu egemenliğin sarsılmaması için her türlü şeyi göze almıştır.
Metal işkolunda toplu sözleşme düzeni bu nedenle işbirlikçi ve dayatmacı bir düzendir.
Bu düzenin mağduru bir bütün olarak metal işçileridir ve bu düzenin değişmesi için varını yoğunu ortaya koyan tek sendika vardır: O da Birleşik Metal-İş Sendikası’dır.
Sendikamız, verdiği mücadelelerle metal işçilerinin hak gasplarını engellemeye çaba sarf eden tek sendikadır.
Sarı, işbirlikçi ve sermaye taşeronu sendikanın sözleşmeleri daha kötü bitirmesine engel olan tek sendikadır.
Bu nedenle, grup sözleşmesi kapsamında gerek işyeri sayısı olarak gerekse üye sayısı olarak büyüyen bir sendikadır.
Bunu verdiği mücadelelere, bunu akıntıya karşı gelmesine, bunu dayatmalara karşı çıkmasına borçludur.
Hedefi, metal işçilerinin işbirlikçi ve dayatmacı toplu sözleşme düzeninin yıkılması mücadelesine öncülük etmek, katkı vermektir.
2010-2012 döneminde dayatmayı kabul etmeyeceğimizi söyledik ve bu ilk denememizde sözleşmeyi farklı ve zaferle sonuçlandırdık.
Grev yapılamaz denilen yerde grevler yaptık.
Farklı hak alınamaz denilen yerde iki katını aldık.
Bugün bizimle birlikte olan işyerlerinin neredeyse üçte biri o gün bizimle değildi.
Bugün bizimle birlikte olan işçilerin neredeyse yarısı o gün bizimle birlikte değildi.
O gün de bize, çoğunluk imzaladı, başaramazsınız diyorlardı.
Bugün de diyecekler!
O gün de yanıldılar!
Bu gün de yanılıyorlar! Yanılacaklar.
Değerli Basın Mensupları,
Birleşik Metal-İş Sendikası, işçinin iradesinden başka bir irade tanımadığı için farklıdır.
Birleşik Metal-İş Sendikası, işçi kurullarını işleterek karar aldığı için farklıdır. Bizim demokrasimiz sıradan bir sandık demokrasisi değil, kurullar demokrasisidir.
Biz taslağımızı işçilerin seçtiği kurullar ile hazırladık.
Sözleşme sürecinin her aşamasında, bu kurulları bilgilendirdik ve onlarla birlikte kararlar aldık.
Birleşik Metal-İş Sendikası işten çıkarmalara karşı ciddi bir mücadele yürüttüğü için, üyelerinin ortalama ücreti işbirlikçi sarı sendikanın yüzde 20 üzerindedir.
Değerli Basın Mensupları,
Diğer iki sendika sözleşmeyi Aralık ayının ortasında imzaladılar.
Birleşik Metal-İş, o günden itibaren, tüm işyeri kurulları ile defalarca bir araya gelerek ortaya çıkan durumu tartıştı.
Önce 18 Aralık tarihinde yapılan Merkez TİS Kurulu toplantısında ardından 10 Ocak tarihinde yaptığımız Merkez TİS Kurulu toplantısında işyerlerimizden gelen temsilci arkadaşlarımızla, MESS’in sendikamıza sunduğu teklifi değerlendirdik.
Aslında MESS’in yaptığı yeni bir teklif sunmak değildi. MESS diğer iki sendikaya imzalattırdığı sözleşmeyi bize dayatıyordu.
Bu süreç içinde MESS yetkilileri ile de görüştük.
Onlara dayatmaları kabul etmeyeceğimiz başından itibaren söyledik.
Onlar da 2010’un ardından değiştiklerini dayatmacı bir tavır içinde olmayacaklarını söylediler.
Ama bu sadece sözde kaldı!
Uyguladıkları zam yöntemi tüm işyerlerine farklı yansımasına rağmen, zammın farklı bir yöntemle dağıtılması teklifimize bile karşı çıktılar.
Değerli Basın Mensupları,
Birleşik Metal-İş Sendikası’nın bu dönem en çok öne çıkardığı başlık, düşük ücretli işçilere iyileştirme yapılması idi.
Çünkü işyerlerinde aynı işi yapan işçilerin ücretleri arasında hiçbir şeyle açıklanamayacak kadar büyük uçurum oluşmuş durumda.
Kısacası ücret zamları öncesinde ücretlerde bir iyileştirme yapılarak daha adil bir ücret dağılımı talep ettik.
MESS ise imzaladığı sözleşmelerle ücretler arasındaki makası daraltmak yerine iyice açtı. Bununla da yetinmedi, 6 zammın 5’inde yüzdeli zam yöntemi kullanarak makasın daha da açılmasına neden oldu.
Düşük ücretliler miktar olarak daha az; yüksek ücretliler miktar olarak daha fazla zam aldıkları için ve düşük ücretliler toplam çalışanların yüzde 70’lerine yaklaştıkları için, ucuz işçilik sistemini iyice kökleştirdi.
Bütün bunlara ek olarak toplu sözleşme sürecini 2 yıldan 3 yıla uzatarak, ucuz işçilik kalıcılaştırmaya çalışıldı.
Değerli Basın Mensupları,
Ucuz işçilik sistemini birkaç örnekle açmak gerekiyor. Bu sıradan bir söz değil. Ciddi bir sorun!
Grup toplu iş sözleşmesi imzalanıyor ve işe giriş ücretleri asgari ücretin birkaç puan üzerinde belirleniyor. İşçi sirkülasyonunun yüksek olduğu işyerlerinde, işyeri ortalama ücretleri hızla eriyor. İşverenler bu yolla toplu sözleşme yükünden kurtulmuş oluyorlar.
MESS bu dönem değiştiği iddiasında. Ucuz işçilik konusunda değişmediğinin en büyük kanıtı sözleşmenin birinci yılı için işe giriş saat ücretini 5,80 TL olarak belirlemesidir. Temmuz ayında asgari ücret 5,66 TL olacak. Dolayısıyla Temmuz ayında işe giren ve sendikaya üye olan bir işçinin saat ücreti sendika aidat kesintisi nedeniyle asgari ücretin altına düşecek.
İyi zam verdik dedikleri işte budur!
Değerli Basın Mensupları,
10 Ocak tarihinde bütün bu koşulları değerlendirdik. Merkez TİS Komisyonumuz üyesi işyeri temsilcilerimiz“ödenecek bedel ne olursa olsun” dayatmaların kabul edilmemesi ve greve çıkılması yönünde görüş bildirdiler.
Genel Yönetim Kurulumuz da bu eğilim doğrultusunda karar aldı.
Bir kaç gündür yürüttüğümüz teknik çalışmaların ardından bugün sizlerle hangi tarihte greve çıkacağımızı paylaşacağım.
Ondan önce mücadelemizin hedefinin kamuoyu tarafından iyi anlaşılması için bir kez daha tekrarlamak istiyorum.
Birleşik Metal-İş, emeğinin karşılığını alamadığı için greve gidiyor.
Birleşik Metal-İş, dayatmaları kabul etmediği için greve gidiyor.
Birleşik Metal-İş, ücret adaleti için, iyileştirme yapılmadığı için greve gidiyor.
Birleşik Metal-İş, 3 yıllık sözleşme süresinin ücret zam yöntem ve miktarları ile birlikte ucuz işçiliği kalıcılaştırma sonucu doğurması nedeniyle greve gidiyor.
Birleşik Metal-İş, metal işçilerinin insanca yaşayıp insanca çalışması için greve gidiyor.
Haklıyız, çünkü sömürülüyoruz.
Haklıyız, çünkü insan yerine konmuyoruz.
Haklıyız, çünkü çocuklarımız için yaşıyoruz.
Grev uygulama tarihimiz 29 Ocak’dır.
Sendikamızı zorlu bir süreç bekliyor.
Ama biz biliyoruz ki bugünlerden geriye, bir yarına gidenler kalır! Bir de yarınlar için direnenler…