Dün Mecidiyeköy metro durağında polis, “Memleketi göçmenlerden temizliyoruz” diyerek mülteci kadını işkenceyle çıplak bir şekilde gözaltına almıştı. Bu anları görüntüleyen muhabirimiz Ekim Veyisoğlu ve polisin uygulamasına tepki gösteren Emeksiz de gözaltına alınmıştı.
Gün boyu süren işlemler sonucu serbest bırakılan Emeksiz’in telefonuna ise yazılı bir karar olmadan el konulmuştu. Veyisoğlu’nun gözaltı işlemi savcılık ifadesi için gece boyunca devam etmişti.
Birlikte gözaltına alındığı Veyisoğlu’nun ifadesi için Çağlayan Adliyesi’ne gelen Emeksiz ile gözaltına neden olan anları ve sosyal medyada yayılan göçmen karşıtlığı söylemlerine yönelik konuştuk.
‘İlk baştan çekmiş olsaydık polislerin hepsi açığa alınırdı’
Mecidiyeköy metrosundan çıkarken bağırışmalar duyduklarını ve yaklaştıklarında 30 kişilik bir vatandaş grubunun arkasında yerde yatan bir kadın ve hemen çevresinde 8 kişilik bir polis ekibi gördüğünü aktaran Emeksiz şöyle aktardı:
“Polisin yerde yatan kadının tepesinde bağırarak tekmeler attığını gördük. Arbede esnasında kadının çıplaktı ve buna rağmen polis saldırılarına devam ediyordu ve daha fazla üzeri açıldı. Yanımda bulunan muhabir arkadaşım Veyisoğlu’yla birlikte gördüğümüz şiddetin ilk şokunu atlattıktan sonra bu anları belgelememiz gerektiği için telefonla video kaydına başladık. Polis, video kaydı aldığımızı görünce yürüyen merdivenin en tehlikeli bölgesinde kriz geçiren kadına yerde bırakarak bize doğru yöneldi. Kadının parmakları, saçları yürüyen merdivene her an sıkışabilirdi ancak bundan çok bizim görüntü alıyor oluşumuz önemliydi. Bizimle bir süre münakaşa edilirken diğer polisler, kadının üstünü video çekildiği için kapatmaya başladılar. Fakat yerde yatan kadının krizi çok büyümüş olduğu için kapatamadılar bu nedenle sonrasında üstünü örttüler. Yapabilecekleri bir sürü seçenek vardı. Olayda ambulans çağırmak yerine şiddeti seçmek iradi bir seçimdi. O anları ilk baştan çekmiş olsaydık oradaki polislerin hepsi açığa alınırdı.
‘Göçmen karşıtlığı insanlık suçudur’
Videoların altına gelen yorumlardaki ayrımcı söylemlere dikkat çekmek isteyen Emeksiz, “Twitter’daki ‘Bunlar zaten böyleler, kadın kendi kendini soymuş, kriz taklidi yapıyor’ yorumları göçmen karşıtlığıdır. Burada esas alınması gerekilen insan hakları ve buna uygun müdahaleler olmalı. Sokak ortasında ‘Başına ne geleceğini bilmediği için’ korkan ve kriz geçiren bir kadına fiziksel şiddet uygulamak işkencedir. Bu anları görüntülediğimiz için gözaltına alındık. İşkenceyi belgelemek istemek de suç değildir; göçmen karşıtlığı insanlık suçudur!” dedi.
Şişli Polis Merkezi Amirliği’ne götürülen ve uzun saatler orada tutulan Emeksiz, başka göçmen kadınlarla birlikte dar ve havasız bir odada tutulduğunu aktardı ve yaşanılanları şöyle kaydetti:
“Veyisoğlu’yla ayrı odalara konulduk. Benim tutulduğum odada Tanzanyalı ve Faslı iki kadın da vardı. Tanzanyalı kadın üç gündür o odada tutulduğunu söyledi. Faslı kadının ise sabah geldiğini sabahtan beri korkudan ağladığını söyledi. Tanzanyalı kadın, kendisinin de ilk iki gün boyunca bu şekilde ağladığını üçüncü gününde artık alıştığını söyleyerek diğer kadını rahatlatmaya çalıştı. Orada tutulan kadınlar daha ne kadar tutulacaklarını bilmiyorlar.
Tutulduğumuz odanın fiziki koşulları, bir insanın bırakın üç gün bir saat bile duramayacağı kadar havasız ve dardı. Odanın içerisinde sadece sandalyeler vardı, yatacak bir yatak yoktu. İnsanların, üç gün boyunca dışarıdan güneş ışığı almayan yataksız bir odada tutuluyor olması da insanlık dışı koşullardır. Ben bu şekilde göçmen kadınların hem kimliksiz olma korkusu hem kampa gönderilme korkusu hem de tutuldukları koşullarda maruz kaldıklarını birebir görmüş oldum.”
“İşkenceye ‘işkence’ demek suç değildir”
Şahit olduğu anların insanlık suçu olduğunu vurgulayan Emeksiz, “Göçmenlerin ve özellikle göçmen kadınların uğradıkları muamelenin hem Türkiye’de hem de dünyada ne kadar insanlık dışı olduğunu duyuyorduk. Dünkü olayla bir insan değil de sanki bir objeymiş gibi davrandıklarına kendi gözlerimle şahit oldum. Din, dil, ırk, cinsiyet fark etmeksiniz insanca muamele her insanın hakkıdır. Bunun dışındaki her uygulama işkence suçudur. İşkenceye ‘işkence’ demek ise suç değildir. Herkesin yüzünü göçmen kadınlara dönmesi ve ne yaşadıklarını görmesi gerekiyor” dedi.