Sedat Peker’in geçtiğimiz aylarda siyaset, mafya, (özellikle faşist mafya) devlet ilişkilerini ifşa etmeye başlamasının ardından yargının harekete geçmemesi üzerine söz konusu ilişkiyi bir görsel tasarımla tasvir eden görsel iletişim tasarımcısı Mahir Akkoyun hakkında 4 ay sonra soruşturma açıldı.
Sedat Peker’in yaptığı açıklamalar siyaset-mayfa-devlet ilişkilerine ayna tutup büyük yankı uyandırırken yargı her zaman olduğu gibi üç maymunu oynadı. Sol-sosyalist çevrelerden Peker’in ifşa ettiklerine dair “Biz bunları yıllardır anlatıyoruz!” denilse de, Peker’in yaşananların aynı zamanda bizzat öznesi olmuş olması ifşaatlarına da inandırıcılık kazandırıyordu. Konuşan, “derin devlet”in içinden bir isimdi. Kendisini işlenen suçların dışında konumlandırmıyor, işlediği suçları anlatmaktan kaçınmıyor, “Ben de sizin gibiyim, mağdurum” ekseninde konuşuyor, bu nedenle bilinenleri tekrar etmiş olsa bile anlattıkları çok daha inandırıcı oluyordu.
Sedat Peker’in videoları onmilyonlarca izlendi, sosyal medya platformlarında TT oldu, büyük yankı uyandırdı. Muhalif siyasi partiler başta olmak üzere Peker’in ifşaatları nedeniyle yargının harekete geçmesi gerektiği düşüncesi toplumun bütün kesimlerinde dillendirilmeye başlandı. Peker videolarını arka arkaya yayımlamaya devam etti. Videolardaki ifşaatlarını yalanlamaya yeltenenler telefon görüşmelerini kaydettiği videolarla rezil edildi. Nihayetinde “yürekli bir savcı yok mu?” lafı en fazla işitilen söz oldu.
17-25 Aralık’ta milyon dolarlar, para sayma kutuları, tapeler apaçık gerçeklik olduğu halde yargı nasıl üç maymunu oynadıysa bu kez de yargı üç maymunu oynadı. 12 Eylül 2010 Referandumu’nun ardından yapılan arka arkaya düzenlemelerle yargının AKP’nin sultası altına girdiği Peker’in ifşaatlarının ardından yargının kılını kıpırdatmamasıyla büsbütün açığa çıktı.
Her şey bu kadar açıkken derin devletin içinden bir isim kanlı işlerini büyük bir soğukkanlılıkla anlattı. Halkın talebi elbette ki yargının harekete geçmesi oldu.
Ancak yargı harekete geçmediği gibi itiraflarda adı geçen isimlerin yargılanmasını talep eden kişilere yönelik gözaltı operasyonlarına girişiyor, soruşturma furyaları açıyor.
Görsel iletişim tasarımcısı olan ve gündeme ilişkin politik tasarımlar yapan Mahir Akkoyun’a hazırlamış olduğu tasarım gerekçe gösterilerek açılan soruşturma bunun son örneklerinden biri. Tasarım Sedat Peker’in 9 videosunun özeti adeta.
Akkoyun tasarımını Twitter hesabında şu sözlerle paylaşmıştı:
“Sedat Peker’in itiraflarından anlaşılıyor ki, yıllardır vatan, millet, din diye diye memleket, sömürdüler, mafyaya peşkeş çektiler ve uyuşturucu ticaretinin merkezi haline getirdiler.
Bu da Türkiye’nin Narcos’u.
İtiraflardan anlaşıldığı kadarıyla ağzından vatan-millet-din eksik olmayan göz önündeki tiplerin hepsinin bu kirli ilişkilerden haberi var.”
Mahir Akkoyun konuya ilişkin SiyasiHaber’e konuştu:
‘Bana soruşturma açarak “çarpık durumu” onaylamış oluyorlar’
“Türkiye’de, hegemonyasını yıllardan beri dincilik ve milliyetçilik üzerinden güçlendiren ve şekillendiren burjuva siyasetinin giriştiği mafya faaliyetleri, uyuşturucu ticareti vb. gibi “yasadışı” şeylerin ifşa edilmesi yeni değil. Örneğin 90’lı yıllarda da bu ilişkilerin en kirli biçimi Susurluk Kazası ile ortaya çıkmıştı. O zamandan bu zamana bir şeyin değişmediği ve hatta bu tür ilişkilerin daha derinleştiği Sedat Peker’in itirafları ile ortaya çıktı.
Ben de toplumu doğrudan ilgilendiren bu tarz keskin sorunlara görsel iletişim tasarım alanında cevap üretmek ve yaşanan tüm bu pisliği gündemde tutabilmek için afiş tasarlıyor ve bu tür olayların insanların zihninde bir yer edinmesini sağlamak istiyorum. Yıllardan beri uğraştığım şey de, bunu keskin, rahatsız edici ve ironik üslupla yapmak. Asıl soruşturulması ve yargılanması gereken dincilik, milliyetçilik ve çıkar ilişkisi düzeyinde Sedat Peker ile şu ya da bu ilişkiye girmiş olanlarken, bir afişin “toplumsal tehdit” olarak görülmesi ve bana soruşturma açılması aslında tam da afişte ironik biçimde yansıtmaya çalıştığım gerçeklikle bağdaşıyor. Devlet, benim yansıtmaya çalıştığım “çarpık” durumu yine bana soruşturma açarak aslında onaylamış oluyor.”