7 Haziran Genel Seçimleri yaklaşırken, HDP’nin “Yeni Yaşam” sloganı etrafında seçimlere çok geniş bir yelpaze ile hazırlanan HDP’ye destek artıyor. Çeşitli kimlik, yönelim ve inançlardan bireylerden oluşan aday listesi ile farkını ortaya koyan HDP, homofobi ve transfobinin yaygın olduğu toplumsal yapının geri yanlarıyla uzlaşmayarak LGBTİ bireylerden aday gösterdi. Özgür Gelecek, HDP’nin bu politikasını Mersin 7 Renk LGBT’den Elif Tuna Şahin, Antep Zeugmadi LGBT’den Eyüp Çakır ve Kars Homofobi ve Transfobi Karşıtı Platform LGBT aktivisti Ozan Uğur ile konuştu. Neden HDP’yi desteklediklerini ve adayların arasında ezilen/ötekileştirilen bireylerin bulunmasının yansımalarını değerlendiren Tuna, Çakır ve Uğur; LGBTİ bireylerin Meclis’e girmeleri halinde kendilerini nasıl temsil edecekleri üzerine beklentilerini dile getirdi.
Tuna Şahin “HDP, yaptığı siyasette samimi”
HDP’yi “Hak temelli mücadele ile ortaya çıkmış bir partidir” şeklinde değerlendiren Elif Tuna Şahin; Mezopotamya ve Anadolu’da yaşayan Kürtlerin Ermenilerin, Süryanilerin, Alevilerin, Ezidilerin, Romanların, Çerkezlerin, kadınların ve LGBTİ bireylerin kendilerini rahatça ifade edebilecekleri bir parti olduğu için HDP’yi seçtiklerini ifade etti.
LGBTİ’lerin de hem bu gerçekler hem de kimlik üzerinden siyaset yaptığı ve yaptığı siyasette samimi olduğu için HDP’yi desteklediğini söyleyen Şahin “HDP’nin farklı kimlik ve kültürden aday göstermesi yani toplumsallaşması, diğer siyasetlerde yer bulmuyor. Aynı zamanda da tek kimlik siyaseti artık tarihin karanlık sayfalarına gömülmüş durumda. Ulus devletler-üniter devletçiliğin yok olmaya yüz tuttuğu bu dönemde, “Demokratik Modernite/Demokratik Ulus” modeli yaratılıyor. Aynı zamanda her dil, her inançtan ve etnik kimlikten adayların olması HDP’nin çok renkli olmasını da gösteriyor” yorumunda bulundu.
“LGBTİ olmayanların da en az onlar kadar bu alanda siyaset yapmaları gerekir”
HADEP/BDP/HDP’nin zaten parti tüzüğünde LGBTİ kavramı ve mücadelesinin bulunduğunu hatırlatan Şahin, bu nedenle HDK/HDP‘nin kuruluş aşamasından itibaren içinde mücadele eden biri olduğunu söyledi. Şahin; “LGBTİ’lerin kendilerini en rahat bir şekilde ifade edebilecekleri tek partidir HDP. Toplumda ki o negatif algıyı yıkmanın en etkili yolu siyaset yapmaktır, LGBTİ siyaseti yapacağımız ve kendimizi ifade edebileceğimiz alanlarda var olmak gerekir” değerlendirmesini yaptı.
LGBTİ bir bireyin Meclis’te olmasının gerekliliği ve önemi üzerine ise “Mutlaka açık kimlikli aynı zamanda da LGBTİ Siyasetini iyi bilen birisinin Meclis’te olması çok önemli, örneğin Eskişehir’den aday olan Barış Sulu iyi bir örnek. Seçilmesini ve Meclis’e girmesini yürekten isterim” diyen Şahin, HDP’den Meclis’e girecek olan siyasetçilerin de en az LGBTİ’ler kadar bu alanda siyaset yapmalarının ve LGBTİ hak ve özgürlükleri için mücadele etmelerinin şart olduğunu vurguladı.
Ozan Uğur: “Ya hep birlikte kurtulacağız ya da hep birlikte çürüyeceğiz!”
Bir insan hakları aktivisti olarak HDP’nin seçimlerde doğru bir karar aldığını düşündüğünü söyleyerek sözlerine başlayan Uğur, aynı zamanda kendi cinsel kimliği ile diğer hiç bir alanda hak savunuculuğu yapamıyor oluşunun bile çok önemli bir sebep olduğunu dile getirdi. HDP’nin bütün tabanının homofobiden ve transfobiden arınmış olmadığını ancak Parti içerisinde bununla mücadele edebilmelerinin kanallarının açık olduğunu da sözlerine ekleyen Uğur, farklı kimliklerin aday gösterilmesine de değinerek “Eşcinsellerin, biseksüellerin ve transların adaylığı seçilemeyecek yerden bile olsa önemli. Bunun HDP gibi kapsayıcı bir partiden olması daha da güzel elbet. Hareketimizin yıllardır bir sloganı var ‘Ya hep birlikte kurtulacağız ya da hep birlikte çürüyeceğiz!’ bu slogan her şeyi anlatmaya yeterli galiba. İşte bu nedenle HDP içerisinde farklı kimliklerin aday olması ve özellikle LGBTİ’lerin siyaseten kendilerini görünür kılmaları önemli. Çünkü bu hep birlikte kurtuluşumuzun önünü açacak. Tek başımıza asla kurtulamayacağız” yorumunda bulundu.
“Tek arzumuz görünürlük olmamalı”
Sadece LGBT kimliğiyle Meclis’te siyaset yapacak bir milletvekilinin yalnızca “görünürlük” açısından fayda sağlayabileceğini belirten Uğur “Benim tek başına cinsel kimliği ile Meclis’e girecek bir LGBTİ’den bir beklentim yok aslında. Dediğim gibi mesele oldukça net ‘Ya hep beraber ya hiç birimiz!’. Kendi kimliği için özgürlük isterken başka kimliklere yönelik nefret söylemi üreten ya da diğer kimlik mücadelelerini görmezden gelen bir LGBTİ’nin bize tek katkısı görünürlük olur” dedi. LGBT bireylerin ve dolayısıyla milletvekillerinin; Kürtler, işçiler, Aleviler, kadınlar, köylüler, vb bütün hak arama alanlarında da hep birlikte mücadele etmesinin pratiklerini geliştirmenin önemini vurgulayan Uğur, “HDP belki her şeyin çözümü olmayacak ama birlikte çözüm yollarını aramanın bir fırsatı olacak. Bu fırsatı değerlendirmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Eyüp Çakır: “HDP, renkleriyle toplum ihtiyacını karşılayabilir”
Antep Zeugmadi LGBT’den Eyüp Çakır ise sorularımızı HDP’nin Türkiye halklarının tarihten bu yana böyle bir siyasi yapıya ve taleplere ihtiyacı olduğunu ve bu nedenle HDP’yi desteklediklerini söyleyerek yanıtlamaya başladı. HDP’nin herkesin taleplerini rahatlıkla karşılayabilecek, değişim ve dönüşüme açık, hem potansiyeli hem de bu değişim rüzgârına hazır bir tabanının olduğunu ve bu tabanın elbette gitgide daha da büyüyeceğini söyleyen Uğur “HDP adaylarına baktığımızda barış bayrağındaki gibi birbirine karışmamış ayrı ayrı ama bir arada müthiş bir renklilik görüyorum. Kadın, erkek, Ermeni, Türk, Kürt, Roman, Alevi, Müslüman, Hristiyan, emekçi ve eşcinsel adaylar neredeyse Türkiye toplumunun gerçekliğini direk karşılar nitelikte” değerlendirmesini yaptı.
“Nefrete karşı değişim için Meclis’te bulunmak önemli”
Kendisinin de bir eşcinsel olduğunu söyleyen Uğur, bu nedenle HDP’nin LGBT hareketinde aktif olarak yer alan eşcinsel bir erkeği aday olarak göstermesinin oldukça memnuniyet verici olduğunu belirtti. Uğur; LGBT toplumunun Meclis’te temsil edilmesi için salt LGBT dostu ama LGBT bir birey olmayan milletvekillerinin yeterli olmayacağını ifade ederek HDP’nin önümüzdeki yıllarda daha üst sıralardan adaylar göstermesinin mümkün olduğunu şu sözlerle değerlendirdi: “Gönül isterdi ki daha üst sıralardan gösterilsin ama bir sonraki sefere neden olmasın. HDP hep burada ya!. Bu açıdan Meclis’te lezbiyen, gey, biseksüel ya da trans birinin olması temsiliyeti daha çok sağlayacaktır. Umarım tüm kimlikler önümüzdeki yıllarda direk temsil edilme haklarına kavuşurlar. Toplumdaki karşılığı ne olur dersek tabii ki LGBT kimliklerin görünürlüğünün bu kimliklere dönük nefrete karşı değişim ve dönüşüm açısından önemlidir.”
Lezbiyen, gey, biseksüel ya da trans bir bireyin kendisini Meclis’te temsil etmesi için bu milletvekilinin politik açıdan kendi taleplerini dile getirmesinin yeterli olduğunu da ifade eden Uğur, “Yani LGBT olsun ne olursa olsun değil de benim politik argümanlarıma olabildiğince yakın argümanlar üreten ve sadece LGBT kimliği siyaseti yapması değil de diğer azınlıkların hak taleplerini de gözetmesi ve değerlendirmesidir benim için önemli olan” yorumunda bulundu.
Kaynak: Yoldaş Medya – Özgür Gelecek