Netflix’te yayınlanan Kulüp dizisi ile Türkiye’de yaşayan geniş toplum kesimleri, Unesco’nun tehlike altındaki diller arasında gösterdiği Ladino ile tanıştı. Peki Sefarad Yahudilerinin konuştuğu Ladino hakkında ne biliyoruz?
Netflix’te yayınlanan Kulüp dizisi ile, birçoklarına göre, İstanbul’daki Sefarad Yahudi cemaati ilk kez ana akım sayılabilecek bir yayın organında görünür oldu.
BBC Türkçe’den Efe Öç’ün aktardığına göre, dizideki Ladino kullanımı da mükemmele yakın olarak tarif ediliyor.
Bunu sağlamak için Türkiye Yahudi cemaatine mensup Ladino konusunda uzman isimler diziye danışmanlık yaptı. Oyuncular dil konusunda haftalarca eğitildi.
Ladino kökenleri İspanya’ya uzanan Sefarad Yahudilerinin 500 yıldan uzun süredir konuştukları bir dil.
Sefarad Yahudileri, 1492 yılında İspanya’da bir ültimatomla karşı karşıya bırakıldı. Ya din değiştirip Katolik Hristiyanlığı kabul edecekler ya da bir daha geri dönme şansı olmadan ülkeyi terk edeceklerdi.
Beş asırda şekillenen bir dil
Bu ültimatom sonucu krallıktan kovulan 90 bin Sefarad Yahudisi, Osmanlı toprakları da dahil olmak üzere farklı rotalarda büyük bir göç yaşadı.
Beraberlerinde de İber Yarımadası’nda Orta Çağ’da konuşulan İspanyolcayı götürdüler.
Birçok tarihçiye göre, Osmanlı devletinin farklı etnik gruplara kültür özgürlüğü tanıyan yapısı, bu dilin yüzyıllar içinde evrimleşerek yaşamasını sağlayan sebeplerden biri oldu.
Genç Yahudilerin Ladinoyla ilişkisini merkeze alan Son Sözcükler (Las Ultimas Palavras) isimli belgeselin yapımcısı olan Rita Ender, dilin bu topraklara ait olan dillerle şekillendiğini ve doğal olarak içine Türkçe, Rumca, İbranice kelimeler eklendiğini anlatıyor.
Türkçe ve Ladino dilleri yüzyıllar içinde etkileşim içinde olmaları nedeniyle karşılıklı sözcük transferleri yaşadı.
İzmir’e özgü bir hamur işi olan boyoz, palavra ve kaşar kelimeleri, Ladinodan günlük Türkçeye giren kelimeler arasında.
Yine Kulüp dizisinde dikkat çeken kelimelerden biri de iki dilin nasıl ilişki içine girdiğini gösteren ‘börekitas’ (Bir hamur işi) kelimesi. Ladinoya giren Türkçe kelimeler arasında ise köprü (köpri olarak sayılıyor) sayılabilir.
Kulüp dizisine hem oyuncu olarak hem de Ladino danışmanı olarak katkı yapan İzzet Bana, Osmanlı’daki Sefarad Yahudilerinin İspanyolcada bulamadıkları kelimeleri, Rumca, İbranice ve Türkçeden dile kattıklarını anlatıyor.
Türkiye’deki Yahudi Cemaati, Ladino dilinin genç nesillere aktarılması için çalışmalar yürütüyor.
‘Ladino can çekişiyor’
Yahudi İspanyolcası olarak tanımlanan bu dil bugün, ağırlıkla 50 ve üzeri yaş cemaat mensupları tarafından biliniyor ve kullanılıyor.
Yaptığı Son Sözcükler (Las Ultimas Palavras) isimli belgeselde 25 – 35 yaşındaki 19 Türkiyeli Yahudi’yle konuşan Rita Ender, büyük bir çoğunluğun bu dilin öldüğünü düşündüğünü söylediğini aktarıyor.
Ender’in kendi görüşü ise “dilin can çekiştiği” yönünde:
“Gençler bazı ifadeleri ve kelimeleri biliyorlar. Bildikleri kelimeler tesadüfi değildi ve sevgi sözcükleri, yemek gibi önemli noktalara işaret ediyor.”
Rita Ender, Ladinonun yeni nesillere aktarılamamasında farklı sebepler olduğuna da işaret ediyor:
“Vatandaş Türkçe Konuş” Kampanyası, Trakya Olayları, Varlık Vergisi, 6-7 Eylül… Say say bitmez. Fakat Rumların ve Ermenilerin dillerini korumuş olmalarına rağmen bizim koruyamamış olmamızın da nedenleri var. Fransızcanın okullarda öğretilmeye başlaması, Ladino konuşanlarla Fransızca konuşanlar arasında bir sınıf farkı olduğunun düşünülmesi gibi.”
Kendisi de dizide rol alan İzzet Bana, Ladino dilinin yaşaması için çalışan Türkiye Yahudi Cemaati’nde çalışan isimlerden biri.
Bana, soruları yanıtlarken dizideki Ladinonun doğru kullanılması için haftalarca çalışıldığını söyledi.
Türkiye Yahudilerinin lehçelerini de şekillendiriyor
İzzet Bana aynı zamanda, aralarında Gökçe Bahadır’ın da bulunduğu oyuncuların, Ladinoyu doğru telaffuz edebilmeleri için sette danışmanlık görevi üstlendiğini de anlatttı.
Yahudi İspanyolcası olarak anılan Ladino, bugün orta yaşın üzerindeki Türkiye Yahudilerinin lehçelerini de şekillendirmiş durumda.
İzzet Bana, gençlik yıllarında evde Ladino konuşmalarının, sokakta ise yalnızca Türkçe kullanmalarının bunda rol oynadığını anlatıyor.
Bana, Türkiye Yahudi Cemaatinde 90’lı yıllardan itibaren doğan çocukların büyük çoğunluğunun Ladinoyu artık basit kelimelerle bildiğini söylüyor.
500 yılda evrimleşerek oluşan bu dil, ABD, Fransa ve Arjantin’deki Sefarad Yahudi topluluklar arasında da halen, o toprakların diliyle iç içe geçmiş bir şekilde yaşıyor.