Gazeteci-yazar Musa Anter (Ape Musa), 29 yıl önce katledildiği sokakta anıldı. Anmada, “Ape Musa’ya kurşun sıkanlar o kalemi yerde bırakmak istediler ama özgür basın bu geleneği sürdürürdü ve buna müsaade etmedi” mesajı verildi.
Gazeteci-yazar Musa Anter (Ape Musa), 29’uncu yılında katledildiği Diyarbakır Yenişehir ilçesi Cumhuriyet Mahallesi 442’nci Sokak’ta, ailesi, siyasi parti temsilcileri ve gazeteciler tarafından anıldı. Anmaya, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Halkların Demokratik Partisi (HDP) il eşbaşkanları ve yöneticileri, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanları, Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEBYA-DER), Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUHAYDER), Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER) yönetici ve üyeleri katıldı. Basın şehitlerinin fotoğraflarının taşındığı anma, saygı duruşuyla başladı.
“Kürt basınını susturmak istediler”
Anmada konuşan DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, bugün burada Kürt bilgesi Ape Musa’yı anmak için bir araya geldiklerini belirterek, “29 yıl önce tam bu sokakta onu katletmek isteyen zihniyet, onunla birlikte Kürt basınını da susturmak istedi” dedi.
“Kalemi yerde kalmadı, özgür basın geleneği sürüyor”
Tüm baskılara rağmen Anter’in kalemini yerde bırakmadıklarını belirten Müftüoğlu, “Bugün burada hala biz özgür basın, Kürt basınının susturulamayacağını gösteriyoruz. Ferhat Tepe’ye kurşun sıkanlar bir geleneği yok etmek istediler. O gün Ape Musa’ya kurşun sıkanlar, o kalemi yerde bırakmak istediler ama özgür basın bu geleneği sürdürürdü ve buna müsaade etmedi. Bugün katledildiği yerde bunu haykırmak için buradayız. Ape Musa’nın katillerinin yargılaması için mücadele etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
“Faili meçhul hiçbir cinayeti unutturmayacağız”
DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz ise 29 yıl önce Musa Anter’i katletmek isteyen zihniyetin Kürtlerin özgürlük mücadelesini bitirmek istediğini söyledi. Aydeniz, “Ape Musa’yı katletmek isteyenler Kürtlerin özgürlük mücadelesini bitirmek istediler ama Kürt halkının mücadelesi ilk günkü gibi capcanlı devam ediyor. 29 yıl oldu Ape Musa’yı katledenlere ilişkin birçok söylem ifade edilmesine rağmen failler yargılanmıyor. Geçen 29 değil, 49 yıl da olsa faili meçhul hiçbir cinayeti unutturmayacağız” diye konuştu.
Hakikat mücadelesinde ısrar edeceklerini belirten Aydeniz, “Kürt halkına düşmanlık yürütenlere karşı dipdiri mücadele yürüteceğiz. Bağımlı yargıya rağmen hakikati sonuçlandırana kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Afrin’de Süleymaniye’de yapılan katliamları hangi zihniyetin yaptığını çok iyi biliyoruz. Aynı zihniyetten beslendiklerini biliyoruz. Hesabı sorulana kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Özgürlük elde edilene kadar mücadele edeceğimiz, Ape Musa’ya sözümüz olsun. Asla unutturmayacaklar ve bizi bitirmek isteyenlerin bitmek noktasına geldiğini ifade etmek istiyorum” dedi.
Katledildiği yere karanfiller bırakıldı
Konuşmaların ardından “Şehit Namirin” sloganları atıldı. Sonrasında Musa Anter’in katledildiği sokağa doğru yürüyen kitle, Anter’in fotoğrafının yanına karanfil bıraktı.
Burada kısa bir açıklama yapan DFG Eşbaşkanı Serdar Altan, “29 yıl geçti, hala arkadaşlarımız katlediliyor. Hakikat kaybedilemez. Bugün burada Ferhat Tepe’nin fotosunu taşımanın yasak olduğunu öğrendik. Bu yasaklarla onu unutturamazsınız, basın şehitlerimiz bizim onurumuzdur. Onların izinde yürüyoruz. Ape Musa’yı bir kere daha anıyoruz” diye belirtti.
Katılımcılar, Anter’in mezarı başında yapılacak anmaya katılmak üzere Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Sitîlîlê (Akarsu) Mahallesi’ne hareket etti.
Ne olmuştu?
Kürt bilgesi, gazeteci-yazar Musa Anter (Ape Musa), 20 Eylül 1992’de Kültür ve Sanat Festivali’ne katılmak için geldiği Diyarbakır’da, bir anlaşmazlığı çözmek için aracına bindiği kişilerce Ergani ilçesine götürülmek istenirken Seyrantepe Semti’nde araçtan indirilerek, uzun namlulu silahlarla sokak ortasında katledildi. Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsavcılığı’nın Anter cinayetine dair başlattığı soruşturma dosyası uzun yıllar raflarda kaldı. 2004 yılında JİTEM itirafçısı Abdülkadir Aygan’ın, cinayetin JİTEM tarafından işlendiği ve kendisinin de aynı ekip içinde olduğunu itiraf etti. Buna rağmen sessiz kalan yargı, 2009 yılına gelindiğinde ise Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı, Abdülkadir Aygan’ın itiraflarını ihbar kabul ederek dosyanın zamanaşımına uğramasına 3 yıl kala yeniden soruşturma başlattı. İtirafçılar Cemil Işık, Ali Ozansoy, Abdulkadir Aygan, Hamit Yıldırım, “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım hakkında yakalama kararı çıkarıldı, ancak soruşturma derinleştirilmedi.
Anter’in 20 Eylül 1992’de öldürülmesiyle ilgili Aygan’ın fail olarak işaret ettiği Hamit Yıldırım, davanın zaman aşımına uğramasına 3 ay kala 29 Haziran 2012’de gözaltına alındı. Yıldırım’ın 2 Temmuz 2012’de tutuklanmasıyla dava zamanaşımından kurtuldu. Başlatılan soruşturma sonucu hazırlanan 25 Haziran 2013 tarihli iddianame, 5 Temmuz 2013’te Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Ancak açılan bu dava, önce 1999 yılında açılan 11 sanıklı ve 2005 yılında açılan 5 sanıklı davalarla, akabinde ise süren JİTEM Ana Davası ile birleştirilerek 2015 yılında “güvenlik” gerekçesiyle Ankara’ya nakledildi. Ankara’da görülen davanın Haziran 2017’deki duruşmasında sanık Hamit Yıldırım, “tutukluluk süresi dolduğu” gerekçesiyle tahliye edildi. 2016 yılından bu yana Ankara’da görülen dava dosyasının, Eylül 2022’de zaman aşımından düşme riski ile karşı karşıya.
(Mezopotamya Ajansı)