Halkların Demokratik Partisi Eş Genel başkanı Ertuğrul Kürkçü meclis konuşmasında; “TBMM’nin kuruluşunun 94. yılında içine sürüklenmekte olduğumuz rövanşizmin ve “Sultansız sultanlık” arayışının, “kindar nesiller yetiştirme” reaksiyonu Cumhuriyet’in mukadder olmayan bu doğum kusurlarından da besleniyor” derken Meclis’in demokratik ve özgürlükçü bir yeni Anayasayı yazarak, toplumun ve devletin yeniden kuruluşunun yolunu açma gücünü kendi köklerinde arayabileceğini vurguladı.
Kürkçü Meclis konuşmasında, TBMM’nin kuruluşuna değinirken 1. Dünya Savaşı’nın yıkıntıları içinde bırakmış, enkazdan Cumhuriyet ilan ederek çıktığını hatırlattı. Kürkçü; “Kurtuluşun nimetleri o gün de, bugün de toplumun üyeleri arasında eşit olarak paylaşılmıyor. Cumhuriyetçi ütopyanın sürekli beslediği yanılsamaya karşın, hiçbir zaman “kederde, tasada ve kıvançta bir”, “imtiyazsız, sınıfsız bir kitle” değiliz. Dünyada gelir dağılımı adaletsizliğinde üçüncü sırada yer alan bir ülkede bu yanılsama da sadece kuru laf değil. Bu klişeler, Osmanlı’dan miras “72,5 millet”ten tek bir “Türk milleti” yaratmaya, “millet”i, bir “iç pazar” oluşturacak şekilde bir Türk sermaye sınıfı çevresinde birleştirmeye; sermaye yetersizliğinin işçi ve köylülerin acımasızca sömürülüşü ve ağır vergilerle ikamesini meşrulaştırmaya hizmet eden resmi öğretinin özetiydi” diye konuştu.
Devletin bu topraklarda türdeş millet kurma hırsının sonucunda bir etnik temizlik politikası uyguladığını belirten Kürkçü, 1915 Ermeni, Asuri ve Süryanilerin uğradığı katliamların, Kürtlere yönelik inkar ve asimilasyon çabalarının, Rumların ve Ermenilerin bu topraklardan sürgün edilmelerinin bu etnik temizlik politikasının bir sonucu olduğunu ifade etti.
Kürkçü; “TBMM, bugün halklarımızın kaderini değiştirmek üzere geçmişin bu yüklerinden kurtulmak için harekete geçebilecek mi? 1920’ler 30’lardan devralınan bu sorunları çözme iradesini ele alacak mı? Savaşa son vererek Kürt halkına ve bütün halklarımıza barış ve özgürlük içinde bir yaşam sunacak mı?” sorularını yöneltti.
“Çocuklarımızın önünde diz çöküp özür dilemelisiniz”
Her yıl uygulanan yönetenlerin koltuklarını bir kaç dakikalığına çocuklara bırakmasını eleştiren Kürkçü; her türlü ihmal, zulüm, dışlama ve yoksulluğu reva gördükleri çocuklar önünde diz çöküp özür dilemeye borçlu olanların bu şekilde çocukları sadece kendilerine benzetmekten başka bir şey yapmadıklarını kaydetti.
Bu ikiyüzlülüğe artık son verilmesi gerektiğini vurgulayan Kürkçü şunları kaydetti:
“Kız çocukları cinsiyet eşitsizliğinden muzdarip. Her dört çocuktan biri göreli yoksulluk koşulları içinde yaşıyor. Çocuk yoksulluğu genel yoksulluktan daha yüksek. Her on çocuktan biri bodur, yani boyları yaşlarına göre daha kısa. Çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinden bazıları sürüyor. Bir milyona yakın kız ve erkek çocuk, tarımda mevsimlik işlerde, diğer milyonlarcası sokaklarda, sanayi ve hizmetler sektörlerinde sürekli olarak ve/veya tehlikeli işlerle uğraşıyorlar. Azgelişmiş bölgeler ve kırsal yörelerde yaşayan çocuk ve gençlerin önemli bir bölümü maddi yoksunlukla boğuşuyor. Bebek ve çocuk ölümleri, bodurluk, okula gitmeme ve cinsiyet eşitsizliği gibi sorunlar en çok kırsal kesimlerde ve Doğu ve Güneydoğu’da görülüyor. İnternet erişimi, boş zaman ve sosyal etkinlik fırsatları da aynı ölçüde sınırlı. Kentlerin yoksul kesimlerinde yaşayan ana babaları çoğunlukla kırlardan ve azgelişmiş bölgelerden gelen çocuklar yoksulluğa, yoksunluğa ve de sosyal güvensizliğe maruz kalıyor.”
İkiyüzlü resmi törenleri bırakın, çocukların isteklerini yerine getirin
Çocukların anadillerinde öğrenim görememesinden kaynaklı yaşadıkları sorunları dile getiren Kürkçü; “Anadilleri Türkçe olmayan çocuklar, örgün eğitimin ilk yıllarında güçlüklerle karşılaşıp, daha bu yaşlarda diğer öğrencilerin gerisinde kalıyorlar. Türkiye’de ilköğretimin kalitesizliğinin başta gelen nedenlerinden biri, çocukların anadilinde eğitim ve öğrenim göremeyişleriyle doğrudan ilişkili. Kürtçe ve Arapça konuşanların çoğunlukta oldukları iller ve yörelerde Kürdistan’da ve Kürdistan’dan göç edenlerin yoğun olarak yaşadıkları diğer kentlerde bu sorun kendisini sürekli olarak yeniden üretiyor” diye konuştu.
Van’ın Erçek ilçesinde çocuk yaşta evlenen arkadaşları için isyan eden kız çocuklarını hatırlatan Kürkçü; “Çocuklar gerçek bayramı iki yüzlü resmi törenlerde değil, onurlu ve özgür yaşama iradelerini ifade edebildiklerinde yaşayacaklar. Çocukların TBMM’den beklediği şey, ihtiyaçlarının ne olduğunun kendilerine sorulması ve bunun gereklerinin karşılanması” dedi. Siyasihaber.org