SEÇTİKLERİMİZ – Mustafa SÖNMEZ Al-Monitor için yazdı: “Koronavirüs salgınıyla baş gösteren gıda güvenliği kaygıları ülkeleri ihracat kısıtlamalarına sevk ederken, bir dizi temel üründe açığı olan Türkiye’nin acilen bu ürünlerin üretimini artırması gerekiyor.”
Dünyanın gündelik yaşamına damgasını vuran koronavirüs salgını, en temel ihtiyaç olan gıdada kıtlık korkusunu da artırdı. Her hane, ihtiyaç hiyerarşisinde ilk sırayı alan gıdada daha fazla stoklamaya giderken, salgınla baş etmenin uzaması hâlinde karşı karşıya kalınabilecek, kıtlık dâhil, başlıca riskleri düşünmeden edemiyor.
Pandemi öncesi tarımda da oluşmuş küresel iş bölümleri, üretim zincirleri yer yer kırılırken ülkeler gıda konusunda “küresel” değil, “ulusal” düşünmeye başladılar. Neredeyse her ülke öncelikle kendi gıda güvenliğini ön plana çekiyor. Böyle olunca, önceden ihraç edilen bazı ürünlere ihraç yasakları getiriliyor. İthalatla tedarik edilen ürünler için telaşla yerli üretim seçenekleri üstünde duruluyor.
Türkiye’nin zaten son yıllarda iyice sorunlu olan tarımsal yapısı, COVID-19 salgını ile birlikte kırılganlaştı. Erdoğan iktidarı, başından beri salgını kısa zamanda aşılacak bir sorun olarak görüyor ve her alanda olduğu gibi tarımda da önlemleri kısa vadeli, yüzeysel tutuyor. Seçmen memnuniyetsizliği ana telaş. Bu nedenle tarımda önlem olarak, kıt döviz varlığına karşın, tarımsal-hayvansal hammadde ithalatı tercih ediliyor ve stoklar ithalatla tahkim ediliyor. Bu ithalat tercihi, yerli çiftçinin hem motivasyonunu azaltıyor hem de uzun dönemli üretim planı yapmasını engelliyor ve rejime bu alanda da güvensizlik tırmanıyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), "COVID-19'un küresel gıda güvenliği üzerinde olumsuz etkileri olacak mı?" sorusunu şöyle yanıtlıyor: “Kırılgan kitleleri korumak ve salgının gıda sistemi üzerindeki olumsuz etkilerini hafifletmek, küresel gıda tedarik zincirlerini canlı tutmak için hızlı önlemler alınmadıkça, giderek artan bir gıda kriziyle karşı karşıyayız.”
Koronavirüs şokunun hem gıda arzını hem de talebini olağandışı şekilde etkilediğine dikkat çeken FAO, salgının insanların yaşamları ve refahı üzerindeki etkisi nedeniyle arzda kesintilerin olabileceğini, aynı zamanda tedarik zincirindeki bozulma ve aksaklık sonucu maliyetlerin artabileceğini de kaydediyor
…Mustafa SÖNMEZ'in Al Monitor'daki yazısının tamamı için TIKLAYIN