SEÇTİKLERİMİZ – Bülent ŞIK Bianet için yazdı: Virüs korkusu veya kaygısı ile yiyecekleri yüksek sıcaklıkta uzun süre tutma vb. gibi aşırı pişirme işlemleri uygulamaktan kaçınmalıyız. Her zaman yaptığımız gibi, yiyecekleri nasıl pişiriyorsak, şimdiye kadar nasıl yemek yapıyorsak öyle yapmaya devam etmeliyiz.
Sosyal medyada yaygın olarak korona virüsü ifadesi yerleşik olsa da “şiddetli akut solunum yolu sendromu” hastalığına (SARS) yol açan korona virüsü “koronavirüsü 2” ya da kısaltılmış olarak “SARS-CoV-2” olarak adlandırılıyor.
Korona virüsü, insanlarda ve hayvanlarda (develer, sığırlar, kediler ve yarasalar) yaygın olan büyük bir virüs ailesinden oluşmaktadır. SARS-CoV-2 virüsü 2003 yılında benzer bir salgına sebep olan SARS-CoV virüsünün yeni bir türü olarak nitelenmektedir. Dolayısıyla yazıda korona virüsü değil SARS-CoV-2 virüsü ifadesini kullanacağım.
İnsanlarda hastalık yapan virüsler çoğalmak için insan hücresine ihtiyaç duyarlar. Çok özetle söylemek gerekirse, virüslerin hastalık oluşturacağı organ ya da dokudaki vücut hücresine ulaşması, o hücrelere bağlanması, o hücrenin içine girmesi ve o hücrenin içinde çoğalması ile zaman içinde insanlarda hastalık bulguları ortaya çıkar.
Gıda maddelerine SARS-CoV-2 virüsü bulaşması ancak virüs ile enfekte kişilerin aksırma, öksürme ya da virüse bulaşık elleri ile gıda maddelerine dokunmaları ile söz konusu olmaktadır. Ancak virüsler bakterilerin aksine gıda maddeleri üzerinde çoğalamazlar. Gıdalara bulaşmış olsalar bile çoğalma imkânı bulamayacakları için gıda üzerindeki sayıları zaman içinde azalacaktır.
SARS-CoV-2 virüsünün karton gıda ambalajlarında bir gün boyunca ve plastik ambalaj malzemelerinde ise birkaç gün boyunca bulunabildiği ve virüsle bulaşık bu tip yüzeylere ya da nesnelere dokunduktan sonra ağzımıza, burnumuza ya da gözlerimize dokunmanın “çok küçük” de olsa virüs bulaştırma riski olduğu belirtilmektedir.
Ancak bu konuda dikkate alınması gereken çok sayıda başka parametre olduğu ve bu parametreleri dikkate alarak yapılan akademik değerlendirmelerde gıdalar yolu ile SARS-CoV-2 bulaştığına ve solunum sistemimizde hastalığa yol açtığına dair elde mevcut herhangi bir kanıt olmadığı belirtilmektedir. Gerek Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve gerekse Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi’nin (EFSA) açıklamaları bu doğrultudadır.
Bülent ŞIK’ın Bianet’teki yazısının tamamını okumak için TIKLAYIN