Konya’nın Karatay ilçesinde yer alan Savatra Antik Kenti’nde bu sene başlayan kazılarda, Roma döneminden kalma tiyatro ortaya çıktı.
2017 yılından itibaren Bozdağ Milli Parkı çevresinde gerçekleştirilen yüzey araştırmaları neticesinde Savatra Antik Kenti Bilimsel Danışmanı ve SÜ Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarımı Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. İlker Işık tarafından Savatra Antik kentindeki kazı çalışmalarına 2021 yılında başlandı.
Önceki yıllarda gerçekleştirilen yüzey araştırmalarında tespit edilen antik tiyatro, bu sene başlayan kazı çalışmalarıyla kısmen ortaya çıktı.
Arkeoloji ekibi, ilk olarak tiyatronun sahne binasının gün yüzüne çıkarılması için çalışmalara başladı. Sahne binasındaki duvar silsilesini ortaya çıkardıktan sonra orkestra ve daha sonra oturulan bölüme (cavea) ait basamaklar üzerinde çalışmalar devam edecek.
Burasının ‘Lykaonia’ bölgesi içerisinde bulunan bir yerleşim birimi olduğunu belirten Doç Dr. İlker Işık, “Hem askeri garnizon kenti, hem de kendi kendini yönetebilen otonom bir kent. Bu nedenle tiyatro aynı zamanda bir meclis binası işlevi taşıyor. Biz de buradan çalışmayı başlatmayı uygun gördük.” diyor.
Batı Anadolu’da antik tiyatro komplekslerine sıkça rastlansa da, İç Anadolu’da böyle bir yapının ortaya çıkarılacak olması nadir bir örnek teşkil ediyor. Işık, “Ağırlıklı olarak Roma yerleşim alanlarına sahip olan kent için o dönemde inşa edilmiş olan tiyatronun açığa çıkarılması ve turizme kazandırılması için ilk kazmayı vurmuş olduk.” diyor.
“Burada zaten önemli bir höyük yapısı söz konusu. Yani bu bölge prehistorik dönemlere kadar geriye giden bir geçmişe sahip. Daha önce yapılan çalışmalarda arkaik döneme kadar gittiği beyan ediliyordu. Ancak biz elde ettiğimiz verilerle Tunç Çağı’na kadar geriye giden seramik örnekleriyle karşılaştık. Bu bölgenin antik kent önemine sahip olması hem de bir höyüğe sahip olması çok komplike bir yerleşim birimi olduğunu ve tarihi derinliğinin ne kadar önemli olduğunu bize gösteriyor.”
“Kazı çalışmalarına ilk etapta Konya Büyükşehir Belediyesi ve Karatay Belediyesinin desteğiyle 20 kişilik ekiple başlandı. Önümüzdeki yıl personelin fazlalaştırılarak devam ettirilmesi niyetindeyiz. Kazı çalışmalarının uzun yıllar süreceğini ümit ediyoruz. Çünkü burada çok fazla mimari yapı ve buluntu söz konusu. Çok önemli bir kent. Çok önemli bilgilere ulaşacağımızı aksettiren önemli bulgular var.”
Savatra Antik Kenti
Savatra Antik Kenti, Konya iline bağlı, Aksaray yolu üzerinde, merkeze 76 kilometre uzaklıkta yer alan Yağlıbayat köyünde yer alıyor.
Antik Çağ’dan günümüze kadar birçok yazar ve araştırmacı Savatra antik kentinden söz etti. Antik coğrafyacı Strabon, Savatra (ya da Soatra) için, Garsaura (Aksaray) yakınında bir kasaba olduğunu, burada dünyanın en derin kuyularının bulunduğunu ve suyun bu kuyulardan çekildiğini söylüyor. Ayrıca su olmadığı halde, ülkede müthiş bir koyun yetiştiriciliğinin yapıldığını ve derin kuyulardan elde edilen suyun da burada parayla satıldığını belirtiyor (Strabon, 2000: 65).
Savatra kendi içinde yönetim mekanizması kurmuş olan önemli bir antik kentti. Kentin MÖ 1. yüzyılda kendi sikkelerini bastığı ve Grekçe ΣΟΑΤΡΕΙΣ olarak yazdığı biliniyor (Aulock, 1976: 73; Işık, 2018: 195-196).
Roma Dönemi’nde coğrafi sınırların değişmesi sebebiyle kent zaman zaman Galatia ve Lykaonia bölgesi içinde gösterildi. Roma’nın erken dönem bölge teşkilatlanması esnasında Savatra, Galatia Bölgesi’nde bulunmaktaydı (Kadıoğlu 2009: 23; Kaya 2000: 164; Mitchell 1993 II: 155; Işık, 2018: 195-196). MS 370/372 yıllarındaki yeni düzenlemeyle kent, Lykaonia Bölgesi’ne dahil edildi (Bahar 2015: 291; Işık, 2018: 195-196).
Roma İmparatorluğu altında ihtişamlı bir görünüme kavuşan kent, Galatia-Lykaonia sınırını güvenlik altına alan stratejik bir askeri üs konumundaydı. Bizans döneminde ise önemli bir piskoposluk merkezi olan Savatra, 381 yılındaki İstanbul Konsili ve 451 yılındaki Kadıköy Konsili’ne temsilci göndererek önemini bu evre içerisinde de gösterdi (Le Quien, 1901 I: 1083; Bahar 2015: 293; Işık, 2018: 195-196). Savatra Hristiyan kimliğini Selçuklu dönemine kadar korudu ve Katolik kayıtlarında piskoposluk merkezi olmaya devam etti. 1398’de Konya’yla birlikte Osmanlı devletinin hakimiyetine geçti. Eski Osmanlı haritalarında buranın adı Bali Bayat olarak geçiyor.
(Arkeofili)