ULAŞCAN KURT yazdı: “Gerçeklerden korkanların komünist gençlere saldırması tesadüf değildir. Gerçekler ve gerçekleri söylemekten çekinmeyenler elbet bir gün kazanacaktır.”
ULAŞCAN KURT
Geçtiğimiz günlerde Boğaziçi Üniversitesi’nde TSK ve ÖSO’nun birlikte gerçekleştirdiği Afrin operasyonuna(!) destek vermek için “yerli ve milli” gençler lokum dağıtmaya çalışmışlar ve Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri de buna tepki göstermişti. Okula giren çevik kuvvet ekipleri aynı gün tepki gösteren öğrencileri gözaltına almış ve sonrasında da öğrencilerin evlerine şafak operasyonları düzenlenmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Samsun’da Partisinin kongresinde yaptığı konuşmada meseleyi bir tık daha ileri götürerek “komünist gençlere” bundan sonra üniversitelerde eğitim hakkı verilmeyeceğini açıkladı. Bu sabah (25 Mart) bir kez daha Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi “komünist gençler” şafak baskınlarıyla gözaltına alındılar.
Eğer TC Anayasası’nda belirtilen demokratik, sosyal ve laik bir “hukuk” devletinde yaşıyor olsaydık; hiç kimsenin eğitim ve öğrenim hakkından mahrum bırakılamayacağından ya da bir kişinin suçluluğu ispat edilinceye kadar suçsuz olduğundan, bu suçluluğun tespitinin de yürütme organının değil yargılama makamlarının işi olduğundan falan bahsedebilirdik. Ancak “olağanüstü” bir dönemden geçiyoruz ve bütün bu “hukuk zırvalarına” gerek kalmıyor.
Kuşkusuz komünistleri hedef alan ilk saldırı değil bu. Dünyanın neresinde tarihin hangi döneminde olursa olsun hasmı emek ve özgürlük olan her iktidar hedef almıştır komünistleri. Erdoğan’ın bu çıkışı da tesadüf değil tabii ki; tarihin herhangi bir anında yapılan ucuz bir gönderme de değil. Saldırının hedefinin komünist olan gençler olması da tesadüf değil. Komünist gençleri hedef almasının altında öfkeden başka bir duygu var elbette: Korku.
Peki Erdoğan ve şürekâsının ta Milli Türk Talebe Birliği günlerinden beridir korkulu rüyası olan bu komünist gençler kimdir?
Üniversitenin bilimden arındırılmasına, yoksul mahallelerin kentsel dönüşüm adı altında ranta kurban edilmesine, doğanın talan edilmesine, ormanların yakılmasına, yaylaların peşkeş çekilmesine, kentlerin yağmalanmasına karşı mücadele edenlerdir komünist gençler.
Komünist gençler kim midir?
Her sabahın seherinde yola koyulan işçidir, yüz karasına değil kömür karasına bulanmış madencidir, topraksızlaştırılmış köylüdür, zabıtalardan kaçan tablacıdır, bir zeytini üç lokmada yiyen yoksuldur komünist gençler.
Erkekliğe boyun eğmeyen kadınların isyanıdır, dışlanan LGBTİ’lerin gökkuşağıdır, geleceksizleştirilen gençlerin geleceğidir, sesini duyuramayan çocukların çığlığıdır.
Komünist gençler kim midir?
Filistinli çocuğun tanklara fırlattığı taştır, ırkçılığa maruz kalan siyahinin öfkesidir, dili yasaklanan Kürt’ün ıslığıdır, ibadeti yasaklanan Alevi’nin semahıdır, başı örtülü okula giremeyen kadının başörtüsüdür komünist gençler.
Dostluktur, dayanışmadır, özgürlüktür, paylaşımdır. En çok da umut ve cesarettir komünist gençler.
Komünist gençler kim midir?
En umutsuz anda bile orada duran gerçektir.
Bu yüzden gerçeklerden korkanların komünist gençlere saldırması tesadüf değildir. Gerçekler ve gerçekleri söylemekten çekinmeyenler elbet bir gün kazanacaktır.