Ahmet Saymadi yazdı: Kızılay katliamının faili AKP’dir.
Cihatçılar AKP’ye, ‘‘Beraber yürüdük biz bu yollarda’’ diyor. Başımıza cihatçı çeteleri bela eden, onları kullanarak emperyalist çıkarlar peşinde koşan AKP’dir. Fail uzakta aramaya gerek yok: Kızılay katliamının faili AKP’dir.
Dün akşam Ankara Kızılay’da bir patlama oldu. Patlamada ilk belirlemelere göre 28 kişi yaşamını yitirdi, 61 kişi yaralandı. Patlamayı gerçekleştirenin kimliği belirlendi, Suriye uyruklu Salih Necar. Salih Necar patlamanın olduğu yere Fiat bir arabayla gelmiş. Ankaralılar dün gerçekleşen patlamanın 10 Ekim katliamındaki patlamadan çok daha büyük olduğunu belirtiyor.
Patlama, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne 350 metre, Başbakanlığa ise 500 metre mesafede yaşandı. Ayrıca Genelkurmay Başkanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, MİT ve başkaca birçok önemli kurum da patlamanın yaşandığı bölgede bulunuyor. Patlamanın gerçekleştiği yerin adı bile Devlet Mahallesi. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, saldırının ardından yaptığı ilk açıklamada kim tarafından gerçekleştirildiğini henüz bilmediklerini söylediler. Boşuna aramasınlar fail belli: AKP
Osmanlı İmparatorluğu’nun 500 yıl önce Ortadoğu’daki etkisini, bugün Türkiye adına kurmak için çıktıkları ‘Yeni Osmanlıcılık’ rüyasının kanlı sonuçlarından birisidir Kızılay patlaması. AKP’nin, Suriye’deki ve Irak’taki Sünni Arapların hamiliğine soyunup, Suriye ve Irak arasında yeni bir Sünni Arap ülkesi kurma ve onu Türkiye’nin uydusu yapma hayalleridir katliamın faili.
2011’den beri dünyanın gözü önünde, IŞİD, EL-Kaide, El-Nusra, Ahrar-u Şam ve adını sayamadığımız tüm cihatçı, selefi örgütlerin geçiş güzergahı yaptılar. MİT tırlarıyla cihatçılara silah yolladılar. El-Nusra ile IŞİD ile komşu olmaktan imtina etmediler. Terörist demeye bile dilleri varmadı. Antalya’da İstanbul’da Suriye’yi parçalama planı yapan cihatçılara ev sahipliği yaptılar, yol gösterdiler.
Cihatçılara silah göndermek dışında ihracat adı altında Suriyelilere sarf malzemesi gönderdiler. Cihatçıların ellerinden Türkiye menşeili bıçaklar, botlar, kıyafetler, çelik yelekler var. Kızılay, İHH ve başkaca kurumlar aracılığıyla yardım malzemesi ve sağlık malzemesi yolladılar. Cihatçıların geride bıraktığı kimi sandıklarda Diyanet İşleri mührü bile var.
Suriye Ordusu ve YPG ile girilen çatışmalarda yaralanan tüm cihatçı teröristleri Türkiye’deki hastanelerde tedavi ettirdiler. Hatay ve Gaziantep’in üs olarak kullanılmasına göz yumdular. Hasılı bu cihatçı teröristleri elleriyle beslediler, büyüttüler.
Şimdi artık sona gelindi. Cihatçı çeteler, IŞİD ve onları destekleyen ülkeler, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi düzeyinde bir güçle karşı karşıya. Suriye Ordusu Rusya’nın hava desteğiyle ilerliyor. YPG uluslararası koalisyonun hava desteğiyle ilerliyor.
Cihatçı çeteler, bugüne dek kendilerini sonuna dek destekleyen AKP hükümetinden, bir kara operasyonuyla Suriye’ye girip dengeleri onların lehine çevirmesini bekliyor. Ancak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden olur alamayan Türkiye’nin eli kolu bağlı.
Cihatçılar destek göremedikleri yerde faturayı Türkiye’ye çıkarıyor. Bir nevi, ‘‘bu yola beraber çıktık, batacaksak beraber batacağız’’ düsturuyla saldırıların bir yönünü Türkiye’ye çeviriyorlar.
Bu patlama 2003’te Süleymaniye’de yaşanan ‘Çuval Olayı’ ile benzerlik gösteriyor. 1 Mart 2003’te Irak’a asker yollanmasına dair tezkerenin reddedilmesinden sonra, Türkiye’nin müttefiki olan ABD, 4 Temmuz’da Süleymaniye’de Türkiye askerlerinin başına çuval geçirip gözaltına almış ve 60 saat sorguya çekmişti. Bugün de AKP’nin müttefikleri, AKP’nin Suriye’de yardıma gelmemesinin hesabını soruyor. Cihatçılar AKP’ye, ‘‘Beraber yürüdük biz bu yollarda’’ diyor. Başımıza cihatçı çeteleri bela eden, onları kullanarak emperyalist çıkarlar peşinde koşan AKP’dir. Fail uzakta aramaya gerek yok: Kızılay katliamının faili AKP’dir.