Türkiye’deki savunmasız ve dezavantajlı seks işçilerinin cinsel sağlık ve haklarını ele alan Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği Başkanı Kemal Ördek ile bir röportaj gerçekleştirdik.
Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği nasıl, ne amaçla kuruldu?
Kırmızı Şemsiye, seks işçilerinin cinsel sağlık ve insan hakları konularında bizzat seks işçilerinin kendi söylemlerini gündeme taşımayı, seks işçilerinin gündeminin ne olduğunu görünür kılmayı, taleplerimizin ne olduğunu kamuoyu ve yetkililer nezdinde gündeme taşımak amacıyla bir grup seks işçisi tarafından kurulmuştur. Kuruluş tarihimiz 11 Nisan 2013’tür.
Genelevde ya da dışarıda çalışan seks işçileri nasıl problemlerle karşılaşıyorlar?
Seks işçilerinin sorunları birçok alanda ortaya çıkıyor. Öncelikle toplumsal bazda var olan cinsiyetçilik, heteroseksizm, orospufobi ve benzeri seks işçiliği düşmanı dinamikler, her alanda seks işçilerinin sorunlarını arttırıyor. Genel itibari ile fiziksel, cinsel, psikolojik şiddet ile birlikte nefret suçları, ayrımcılık, cinayetler, polis şiddeti, keyfi uygulamalar ve adelete erişimde yaşanan ciddi sıkıntılar gibi birçok sorunu sıralayabiliriz. Görünürlük açısından en ciddi şekilde toplumun çeperlerine itilen ve görünmez kılınan bir toplumsal kesimden bahsediyoruz. Seks işçilerinin görünmezliği, sorunlarının da görünmezliği anlamına geliyor. Yasalar, seks işçilerinin kolluk kuvvetleri tarafından sürekli şekilde taciz edilmesine müsait şekilde tasarlanmış. Yıllar içerisinde yasalarda tanımlanmış yetkiler üzerinden farklılaşan uygulamaların olduğunu ve bu uygulamalardaki keyfiyetin seks işçilerine yönelik şiddeti arttırdığına tanık oluyoruz. Zührevi Hastalıklar ve Fuhuşla Mücadele Tüzüğü genelevleri ve kayıtsız seks işçiliği alanını düzenliyor ve bu tüzük seks işçilerinin insan hakları veya emekçi hakları temelinde değil, tam anlamıyla seks işçilerini kontrol altında tutmaya ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonları denetlemeye yarayacak şekilde tasarlanmış. Bu da ev baskınları, genelevlerin kapatılması, açık alanlarda çalışan seks işçilerine yönelik keyfi şekilde idari para cezalarının uygulanmasına, seks işçilerinin bu uygulamalardan kaçmak suretiyle güvenliksiz alanlara itilmesine sebep oluyor.
Talepleriniz neler?
Öncelikli talebimiz, kayıtlı veya kayıtsız alanda seks işçiliği yapanların yasal veya fiili yollarla suçlu haline getirilmelerine son verilmesidir. Seks işçiliğinin bir meslek olarak kabul edilmesini, bu minvalde yasal değişikliklerin yapılmasını istiyoruz. Genelevlerin kapatılmasına son verilmesini, seks işçilerinin insan hakları taleplerine veya cinsel sağlık ihtiyaçlarına uygun şekilde yasal olarak düzenlenmiş, daha fazla güvenlikli çalışma alanlarının oluşturulmasını istiyoruz. İdari para cezalarına son verilmesini, şiddet uygulayan polisler hakkında soruşturma açılmasını ve gerekli yaptırımların uygulanmasını istiyoruz. Cinsel ve fiziksel saldırı mağduru olan seks işçilerinin korunmasını, faillerinin gerekli cezalarla cezalandırılmasını, cezalarda indirimlere gidilmemesini istiyoruz. Cinsel yönelim veya cinsiyet kimliği temelinde eşcinsel, biseksüel veya trans seks işçilerine yönelik nefret suçlarının ve ayrımcılığın yasal ve fiili önlemlerle sonlandırılmasını talep ediyoruz. Seks işçilerinin meslekleri dolayısıyla sürekli şekilde karşılaştıkları polis, savcı, yargıç, sağlık personeli gibi kişilerin seks işçilerinin sivil toplum kuruluşlarına danışılarak oluşturulacak programlarla eğitilmelerini talep ediyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadele programlarına seks işçisi kadınların da dahil edilmesini istiyoruz. Şiddet mağduru seks işçilerinin sığınma evleri, misafirhaneler gibi yerlere alınmalarını, ayrımcılıkla karşılaşmamalarını istiyoruz. Özel ihtiyaç sahibi yaşlı, engelli, hasta ve benzeri seks işçilerinin özel programlarla desteklenmesini, ihtiyaçlarının karşılanmasını istiyoruz. Çocukların cinsel istismarına karşı ciddi önlemlerin alınmasını, seks işçilere bu konuda fikir danışılmasını istiyoruz. İnsan ticaretiyle mücadele stratejilerinin seks işçilerini yeniden mağdur etmesine son verilmesine, mağdurlara erişilmesi ve etkin politikalar oluşturulması için seks işçilerine danışılmasını istiyoruz.
İnsanlar size nasıl ulaşıyor?
İnsanlar bize kendi içinde bulundukları sosyal ağlar veya internet üzerinden ulaşıyor. Bazen medyada yer alan bir haberimiz üzerinden ulaşıyorlar, bazen hukuki destek almak isteyen birinin destek ağımıza erişmesiyle. (0312 419 29 91) Çoğunlukla seks işçilerinin kendi ağları arasındaki görünürlüğümüz, seks işçileriyle irtibatımızı ciddi şekilde güçlendirmektedir.
Sendikalaşmayı ya da herhangi bir sendikanın içinde varolmayı düşünüyor musunuz?
Sendikalaşma şu an gündemimizde değil. Biz yeni kurulmuş bir derneğiz. Her ne kadar üyelerimiz uzun yıllardır seks işçilerinin insan hakları için mücadele eden insanlardan oluşsa da, her şeyin bir zamanının olduğunu düşünüyoruz. Şu aşamada kurumsal kapasitemizi güçlendirmeyi, seks işçilerini ve sorunları ile taleplerini görünür kılmayı hedefliyoruz. Ancak her halükarda emek eksenli bir mücadele için böyle bir insiyatif gelişecektir ve biz de destek olmaktan memnuniyet duyarız.
Sosyalist hareket içerisideki güçlerin seks işçiliği ve seks işçilerine olan tutumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kendini sosyalist olarak tanımlayan çeşitli gruplar mevcut ve bu grupların seks işçiliğine bakış açısı çoğunlukla aynı olsa da farklı düşünen gruplar da var. Önemli bir kesim, seks işçiliğinin kadın bedenine yönelik bir şiddet olduğunu düşünüyor ve seks işçiliğine karşı mücadele etmenin önemine vurgu yapıyor. Bu gruplar, bu meselenin öznesinin seks işçilerinin kendileri olduğunu unutmuş görünüyorlar. Biz başından beri seks işçileri adına ve seks işçileri hakkında konuşmaktan vazgeçmelerini söylüyoruz. Bu meselenin öznesi de uzmanı da biziz. Ve biz diyoruz ki bu bir meslek ve diğer her meslek kadar onurlu ve meşru bir meslek. Diğer meslekler arasında neden sadece seks işçiliğinin yargılandığını, neden sadece en ötelenmiş ve sözleri kesilmiş grubun hedef alındığını, neden egemen namus ve ahlak anlayışlarıyla mücadele edildiği iddia edilip en ahlakçı ve namusçu bakış açılarıyla ”sosyalist” mücadele yürütüldüğünün iddia edildiğini anlamıyoruz. Bunun bir çelişki olduğunu söylüyoruz. Bir bakıyorsunuz, bir sosyalist grup devletin polisleri gibi davranıp seks işçiliği yapan bir kadını tartaklıyor, bir başka grup içerisinde seks işçiliği yapan kadınların çalıştığını iddia ettikleri birahaneler taşlanıyor, yakılıyor, yıkılıyor. Bir bakıyorsunuz bir partinin programında ”genelevleri kapatacağız, fuhuşu bitireceğiz” yazıyor. Bazıları kadınları tehdit ediyorlar, namustan, şereften bahsediyorlar. Bu uygulamaların bizim nezdimizde seks işçilerini her gün hedef alan devlet şiddetinden hiçbir farkı yoktur. Seks işçilerini bilmeden, tanımadan, sorunlarını anlamadan, taleplerini dinlemeden ortaya saçılan bu bu üstten, klişelere dayanan, ezberci, ahlakçı, statükocu ve egemenlerin diliyle oluşturulmuş fuhuş karşıtı sosyalist politikaların bizim nazarımızda hiçbir kıymeti yoktur. Sosyalistlerin emek eksenli ve kimlik temelli mücadelerinde seks işçilerinin de yanında yer almaları gerekir. Aksi takdirde öldürülen, şiddet gören, her gün ayrımcılığa maruz kalan seks işçilerinin bu ezilmişliklerinin sorumluları arasında yer alacaklardır.
Seks işçileri yerel seçimler üzerine ne düşünüyor? Yerel seçimler, seks işçilerine nasıl yansıyor?
Yerel seçimler konusunda bizim söyleyecek çok şeyimiz var. Genelevlerin durumu valiliklerle birlikte belediyeleri de ilgilendiriyor. Muhafazakar oylara talip olan belediye başkan adaylarının sürekli şekilde genelevler üzerinden popülist söylemlere giriştiğini görüyoruz. Bu da genelevlerin kapatılması için toplumsal baskıyı arttıran bir unsur. Belediye başkan adaylarının genelevlerin korunması, ruhsat sorunlarının yaşanmaması ve şehrin genelinde seks işçilerine yönelik baskının ortadan kaldırılması için söz vermesi gerekiyor. Eşitliğin sadece ”namuslu” vatandaşlar için sağlanmayacağını, her vatandaşın şehrin her yerinde güvende yaşayabileceği, yerel hizmet politikalarının seks işçilerini de dahil edecek şekilde geliştirileceğini taahhüt etmesi gerekiyor. Ancak bugün hangi partiden olursa olsun, neredeyse hiçbir aday seks işçilerine dair bir şey söylemiyor. Bizi görmezden geliyorlar. Bu da ne kadar ilerici, eşitlikçi olduklarına dair bize bir fikir sunuyor.
Teşekkürler..
Röportaj: Sultan Keleş