SEÇTİKLERİMİZ – Celal BAŞLANGIÇ Artı Gerçek için yazdı: Karşımızda; salgına karşı halkın sağlığını koruyacak, yurttaşlarına ‘evde kal’ demek yerine evde tutacak sosyal ve ekonomik önlemleri alacak güce ve anlayışa sahip olmayan bir iktidar var
Canlı yayın başlamıştı. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan her an açıklama yapabilirdi.
Bilim Kurulu toplanmış, önerilerini Erdoğan’a iletmişti.
Giderek artan fısıltılara göre sokağa çıkma yasağından OHAL ilanına kadar her türlü radikal tedbiri açıklayabilirdi Erdoğan.
Çünkü Sağlık Bakanı Koca önerilen önlemleri sıralamamış, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklayacağını söylemişti.
O sırada Erk Acarer ile birlikte Artı Gerçek programının ikinci bölümüne başlamıştık.
Sonunda Erdoğan kameraların karşısına geçmişti. Programı kesip bağlandık.
Ancak beklenen önlemlerden çok hamaset yapıyordu Erdoğan. Neredeyse bağlantıyı kesip canlı yayına geri dönecektik.
Konuşmasının sonuna doğru maddeleri sıralamaya başladı Erdoğan; şehirlerarası seyahatlere sınırlama, toplu taşımada seyrek oturma düzeni, piknik ve ören yerlerinin hafta sonları kapatılması, yurtdışı tüm uçuşların iptal edilmesi, celp ve terhislerde karantina uygulaması gibi…
Açıklama bittiğinde “Bu yüzeysel önlemleri niye Erdoğan açıkladı ki” deme ihtiyacı hissetmiştik ister istemez. Öyle ya bu kadar yüzeysel önlemleri İçişleri Bakanı ya da Sağlık Bakanı da açıklayabilirdi.
Belli ki Sağlık Bakanı Koca’dan “rol çalma” ihtiyacı hissedilmişti.
Dün de Bakanlar Kurulu toplantısı vardı video konferans yöntemiyle. Yine Erdoğan’ın “Ulusa Sesleniş” konuşması yapacağı duyurulmuştu.
Açıkça söylemek gerekir ki dört gün önce Artı Gerçek yayını sırasında ekrana getirdiğimiz Erdoğan’ın konuşmasından edindiğimiz deneyimle yine “dağ fare doğuracak” beklentisine girdik.
Zaten dağ da dağ değildi. Ama fare kesin fareydi.
Nitekim öyle de oldu. Başından beri halkın borçlanmasına, hatta borç batağına batmasına, borcunun daha çok artmasına dayalı önlemler konusunda AKP Lideri “durmak yok, yola devam” kıvamında olmayı sürdürüyordu.
Aslında dünkü konuşmasında Erdoğan ülkenin tümünde ya da İstanbul, Ankara, İzmir gibi salgının çok hızlı yayıldığı iddia edilen kentlerde kısmi de olsa sokağa çıkma yasağı gibi etkin bir önlem alamayacağını ilan etti. Üretim çarkını durdurmamak gerekiyordu ve özellikle ihracatı desteklemek için üretimi sürdürmek gerekiyordu.
Aslında bu “kaynağımız yok” demenin dolaylı bir itirafıydı.
Ancak yine de takdir etmek gerekiyor ki, korona virüs salgınına karşı ilk “yerli ve milli” tedbiri alan “dünya lideri” Erdoğan oldu.
Almanya’sından ABD’sine, Fransa’sından Kanada’sına kadar bütün “dünya liderleri”; “sizi işsiz ve aşsız bırakmayacağız, maaşınızı ödeyeceğiz, siz sağlığınızı düşünün” gibisinden sözler söylerken, Erdoğan hepsini “ters köşe” yaptı.
Celal BAŞLANGIÇ'ın Artı Gerçek'teki yazısının tamamını okumak için TIKLAYIN