Yabancıların en çok sorduğu soru budur: Kıbrıslılar ne ister?
Kendisine ait özgür iradesi olmayan bir varlık ne isteyebilir?
50 senedir Kıbrıslılar Türkiye’nin savaş esirleridir. Kıbrıs, toprağı ve insanıyla Türkiye’nin rehinesidir. Bir rehineye ne istediğini mi soruyorsunuz?
Bakın ne dedi Özgür Özel 19 Temmuz 2024’te CTP Başkanı Tufan Erhürman ile düzenlediği ortak basın toplantısında:
“Biz 1974’te önceden belirlenen sınırda durduk, adanın tümünü ilhak etmedik”…
Peki, Erdoğan ne demişti 18 Mart 2024’te 4. Kolordu Komutanlığı’ndaki iftarda askerlere hitabında:
“Güneye yüklenmiş olsaydık, bugünün bir evladı olarak söylüyorum, artık güney-kuzey diye bir şey kalmaz, tamamen Kıbrıs bizim olurdu”…
Bir Kıbrıslı ne mi ister?
İşte iki tane işgalci karar vermiş Kıbrıslılar adına…
Ama hakkını verelim; Özgür Özel, Erdoğan’dan farklı olarak NATO’nun tedrisatını hatmetmiş.
Erdoğan’ın Osmanlıcılığında fantezi var, Özel’in NATO’culuğunda realizm var!
Özel Paşa’nın şu cümleciği o kadar tarihsel ki…
***
Anlatalım…
1960’ların ikinci yarısından itibaren NATO’nun yetiştirdiği özel harpçi kadrolar “Çifte Enosis”e odaklandı. Kıbrıs’ı bölerek Türkiye ve Yunanistan arasında pay edeceklerdi…
“Çifte Enosis”in önündeki en büyük engel ise “Bağımsız Kıbrıs” politikasına yönelen Makarios’tu.
Özel harpçi kadroların “Çifte Enosis”e yönelmesindeki kırılma noktası ise Özgür Özel’e “Biz 1974’te önceden belirlenen sınırda durduk” lafını ettiren tarihi vakadır.
1964 yılında ABD emperyalizmi iki tane plan sundu: Acheson 1 ve 2 planları.
ABD’nin iki plan yapmasının sebebi şuydu: 1964 yılında Kıbrıs’a NATO askeri konuşlandırmaya karar verdiler, Cumhurbaşkanı Makarios ise reddetti!
Bunun üzerine “Çifte Enosis” niteliği taşıyan iki Acheson Planı kondu masaya. Bunların altyapısı ise İsmet İnönü’nün Haziran 1964’teki ABD ziyaretinde atılır…
Başbakan İnönü 28 Haziran 1964’te Kıbrıs’ın Yunanistan ile birleşmesini (Enosis) kabul edeceğini, ancak Kıbrıslı Türklerin çoğunluğunun yaşayabileceği geniş bir bölge talep ettiğini açıklamıştı. (Süha Bölükbaşı, Barışçı Çözümsüzlük, s.129)
İsmet İnönü’nün Enosis’i kabul etmesi üzerine Dean Acheson ABD Başkanı Johnson’un özel temsilcisi olarak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin varlığına son vermek için Haziran ve Ağustos 1964’te iki plan sunar Türk ve Yunan delegasyonlarına…
Birinci plana göre, Karpaz Yarımadası’nda bir bölge sürekli ve egemenlik temelinde Türkiye’ye bırakılacak, Kıbrıs Yunanistan ile birleşecek, Kıbrıslı Türklerin çoğunlukta olduğu yerlerde kantonal sistem kurulacak, dışarıda kalanlara azınlık hakları verilecek. Bu plan Türkiye tarafından kabul edildi, Makarios tarafından ise reddedildi…
22 Ağustos 1964’te Acheson ikinci planı sundu ama Makarios geçit vermedi.
İşte o zaman Özgür Özel’in ağzından çıkan lafı etti Acheson…
Ağustos 1964’te 1974 istilasına giden parolayı söyler Acheson, Nihat Erim ile Turgut Sunalp’a:
“Özel olarak dostça söylüyorum, fazla kan dökmeden size ayrılan bölgeyi gidip askeri kuvvetle işgal edebilir misiniz? Eğer bunu yapabilecekseniz, gidip alın. Amerikan 6. Filosu karşınıza çıkmaz. Tersine sizi korur”…
(Nihat Erim, Bildiğim ve Gördüğüm Ölçüler İçinde Kıbrıs, s.406)
Ne dedi Özgür Özel 19 Temmuz 2024’te Lefkoşa’da?
“Biz 1974’te önceden belirlenen sınırda durduk…”
Acheson ne demişti?
-“Fazla kan dökmeden size ayrılan bölgeyi gidip askeri kuvvetle işgal edebilir misiniz?”
Siz sadece size verilen görevi yaptınız, az kan da dökmediniz, çok tecavüz ettiniz, 200.000 insanı silah zoruyla evlerinden kovdunuz!
Savaş tanıklıkları Atina’da “Dalga Dalga” başlığı altında kitap olarak yayınlanan Prof. Yalçın Küçük şöyle diyordu gazeteci Sofia Iordanidu’ya:
“Sen bizim o zaman savaşta ne hissettiğimizi bilemezsin… Tuhaftır ama cinsel iştahımız azalmıyor, artıyordu. Öyle anlaşılıyor ki, kan ve şiddet insanı tahrik ediyor. Hepimizin içinde, az veya çok, iyi gizlenmiş bir sadist vardır…”
“Ya taksim ya ölüm” dediler, “Çifte Enosis” dediler, “federasyon” ve “konfederasyon” dediler…
20 Temmuz 1974 istilasının 50’nci yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde muhalefeti ve hükümeti ile çıkarılan tezkerede ise “iki devletli çözüm” diyorlar.
Kıbrıslılar ne ister, diye mi soruyorsunuz?
15 Temmuz 1974’te Yunan Cuntası’nın yıkmaya kalkıştığı, yıkamayınca da 20 Temmuz 1974’te Türkiye’nin topraklarının %37’sini istila ettiği Cumhuriyet’in eşit birer yurttaşı olarak insan gibi yaşamak ister.