Bugün, Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde iktidar kamu emekçileri ve emekliler için zam teklifini sundu. KESK görüşmeye ilişkin açıklama yaparak iktidarın teklifi karşısında kamu emekçilerinin çıkarları doğrultusunda tüm emek örgütlerini birlikte ve ortak mücadeleye davet etti.
Bugün iktidar temsilcileri KESK heyetiyle 2022-2023 dönemini kapsayacak toplu sözleşme görüşmelerini gerçekleştirerek memur ve memur emeklisine 2022 yılı birinci altı ayı için %5 + enflasyon farkı, ikinci altı ayı için %6 + enflasyon farkı, 2023 yılı için ise ilk altı ay için %6 + enflasyon farkı, ikinci altı ay için %6 + enflasyon farkı teklif etti.
Görüşmelere KESK’i temsilen Eş Genel Başkan Mehmet Bozgeyik ve teknik heyet katıldı.
KESK yaptığı açıklamada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in teklifi açıklamadan önce, kamu işçileriyle dün yapılan toplu sözleşmenin 2021 ve 2022 yıllarını kapsayacağını söyleyerek artış oranlarının farklı olacağını daha baştan ima ettiğini ifade etti.
İktidarın ekonomik politikalarını aklamak isterken emekçileri gözden çıkardığı belirtilen açıklamada sunulan teklif sadece ücretlere ilişkin olup yüzlerce talebe hiçbir karşılık verilmediği söylendi.
Konfederasyon adına basına açıklama yapan Eş Genel Başkan Bozgeyik, sürecin şeffaf yürütülmediğine, Cumhur ittifakının sendikal alana taşırıldığına dikkat çekti.
Bozgeyik, gizli kapaklı görüşmelerin terkedilerek iktidarın pazarlık dahi yapılamayacak teklifi karşısında kamu emekçilerinin çıkarları doğrultusunda iktidarı ciddi bir teklife zorlamak için tüm emek örgütlerini birlikte ve ortak mücadeleye davet etti.
Bozgeyik konuşmasında şunları söyledi:
“Sayın Bakan üretici ve tüketici enflasyon oranları arasındaki farkın her gün biraz daha büyüdüğünden bahsediyor. Ancak buna rağmen kamu emekçilerine reel kaybı telafi etmeyen, ekonomik krizi görmeyen, yoksulluk sınırının çok altında bir teklif sunuyorlar! Bizim açımızdan bu teklifin müzakere edilmesi dahi mümkün değildir. Öncelikle 2019-2021 yılları arasındaki %8,5’lik reel kaybımızın karşılanması ve yoksulluk sınırını esas alan bir artışın sağlanması gerekiyor.
Sayın Bakan en az 5 yıldır 3600 ek gösterge ve sözleşmeliler hususunda iktidarın vaatlerini tekrarladı, bağlayıcı bir şey ifade etmedi. Her iki konuyu yıllardır ifade eden, bunun kararlı mücadelesini yürüten KESK’i anmadan sadece T.KAMU SEN ve MEMUR-SEN’in talebi imiş gibi ifade etmesi açıkça bir ayrımcılıktır. Süreç demokratik, şeffaf ve kamu emekçilerinin gözleri önünde yürütülmelidir.
Bugün burada siyasal ittifaklaşmanın toplu sözleşme masasına yansımasına şahit olduk. Kapalı kapılar arkasında yürütülen bu düzen açıkça çökmüştür. Gizli saklı görüşmelerin kimseye faydası olmaz. Bugün bir müzakere yürütülmemiş, toplantı alelacele sonuçlandırılmıştır. Buradan TÜRKİYE KAMU-SEN, MEMUR SEN ve masada olmayan konfederasyonlara, işçilere, emekçilere yoksulluğa mahkûm eden bu teklife karşı birlikte, ortak mücadele etmeye, tutum almaya çağırıyoruz.
Dün HAK-İŞ, TÜRK-İŞ ve iktidar arasında 700 binden fazla kamu işçisini kapsayan toplu sözleşmeye dair de bir algı, bir manipülasyonla karşı karşıyayız. İmzalanan toplu sözleşme kamu işçilerinin taleplerini karşılayacak, yoksulluk sınırını geçecek bir sözleşme değildir. Kamu emekçilerinin yıllardır beklediği 3600 ek gösterge talebinin gereği derhal yerine getirilmelidir. Sözleşmelilerin hemen kadroya alınması gerekiyor. Yine 190 sayılı ILO’nun “Şiddet ve Taciz Sözleşmesi” imzalanmalı, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi kararı iptal edilmeli, kadın talepleri için ayrı gündem oluşturulmalıdır”