KESK, Toplu İş Sözleşmesi (TİS) teklifini kamuoyu ile paylaştı. 2022 için tüm kamu çalışanlarının maaşlarında yansımalarla birlikte yüzde 43.5 artış yapılmasını talep eden KESK, en düşük memur maaşının ise 6 bin 952 TL’ye çıkarılmasını istedi.
Kamu Emekçileri Konfederasyonu (KESK) memurların toplu sözleşme süreci öncesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bildireceği taleplerini “ 2022 -2023 VI. Dönem Toplu Sözleşme Taleplerimiz İnsanca Yaşam-Güvenceli İş- Güvenli Gelecek İçin Teklifimiz! başlığı ile açıkladı.
Kamu sektöründe üçüncü büyük sendika olan KESK’in Eş Genel Başkanları Şükran Kablan Yeşil ve Mahmut Bozgeyik, MYK üyeleriyle birlikte düzenlediği basın toplantısında, 2022 için tüm kamu çalışanlarının maaşlarında yansımalarla birlikte yüzde 43.5 artış yapılmasını talep etti.
KESK ayrıca, net 4 bin 810 TL olan en düşük memur maaşının 5 bin 219 TL’ye çıkartılmasını, bu tutar üzerine yüzde 33.21 artış yapılmasını talep etti. Buna göre en düşük memur maaşının 6 bin 952 TL olması istendi.
“Kamu emekçileri son iki yılda yüzde 8.5 reel gelir kaybı yaşamıştır”
İki yılda en düşük memur maaşında döviz kurlarının yükselmesi nedeniyle 84 dolarlık kayıp yaşandığını belirten basın toplantısında, “Asgari ücretteki sınırlı artışlara rağmen kamu emekçilerinin maaş artışı asgari ücretin de altında kalmıştır. Son iki yılda 4 kişilik ailenin yoksulluk sınırı 6 bin 733 TL’den 2 bin 599 TL artışla, yani yüzde 38.6 artışla, 9 bin 332 TL’ye çıkmıştır. Kamu emekçileri son iki yılda, yoksulluk sınırı verilerine göre yüzde 8.5 reel gelir kaybı yaşamıştır” denildi.
KESK’in diğer talepleri şu şekilde sıralandı:
*2022 yılı için tüm kamu emekçilerinin maaşlarında yansımalarla birlikte yüzde 43.5 artış yapılması,
*Hali hazırda 408.67 TL olan eş yardımının asgari aylık gıda harcaması olan 707.50 TL’ye çıkarılması,
*İş yerinde yemek çıkmayan kamu emekçilerine aylık 520 TL yemek yardımı yapılması,
*Tüm kamu emekçilerine Türkiye doğalgaz tüketim ortalaması düşünülerek yıllık 4.357 TL, aylık 363 TL yakacak yardımı yapılması
*Taleplerimizin kabulü halinde 2023 yılı için 2022 yılında gerçekleşen TÜFE+ÜFE ortalaması üzerine + 3 puan refah payı verilerek maaş hesabının yapılması
Ayrıca KESK’in talepleri arasında şu maddelerde yer alıyor;
*Tüm kamu emekçilerine Türkiye genelinde kamu ulaşım araçlarından faydalanacağı ücretsiz aylık abonman kartı verilmesi,
*Tüm kamu emekçilerine yılda iki kez brüt asgari ücret tutarında ikramiye verilmesi,
*Göreve ilk başlayan kamu emekçilerine iki maaş tutarında “Hoş Geldin İkramiyesi” verilmesi,
*Ücretsiz kamu kreşleri açılıncaya kadar 0-6 yaş arasındaki her çocuk için 1100 TL tutarında kreş yardımı verilmesi,
*Bugün mevcut bütçe cetveli uyarınca kamu emekçilerine çalıştıkları her fazla saat için 2,40 TL tutarında fazla çalışma ücreti (fazla mesai ücreti) ödenmektedir. Eve dönüş minibüs parasını bile karşılamaya yetmeyen söz konusu tutarın kamu emekçisinin maaşının aylık çalışma saati olan 140 bölünmesi sureti ile bulunan tutara çıkarılması,
*Asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını, maaşlarımızın asgari ücret tutarını aşan kısmı için gelir vergisinin ilk dilim oranın uygulanması,
*Lisans ve ön lisans mezunu tüm kamu emekçilerinin ek göstergesinin 3600’e çıkarılmasını, bunun dışında kalan tüm kamu emekçilerinin mevcut ek göstergelerinin 800’er puan artırılması,
*Ek gösterge konusunda en mağdur kesim olan Yardımcı Hizmetler Sınıfı personelinin ek gösterge cetveline dâhil edilmesi,
*Tüm ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması,
*Zorunlu BES kesintisinin kaldırılması,
*Mevcut emekli maaşlarının yoksulluk sınırı baz alınarak artırılması,
*EYT haksızlığına son verilmesi,
*Kadın çalışanların 20 hizmet yılı, erkek çalışanların 25 hizmet yılı dolduğunda yazılı talepleri halinde emekli olma hakkı kazanması,
*Kademeli geçişle ilgili yaş hadleri uygulanmamasını, 5510 sayılı kanunda kademeli geçiş süresinin sonundan itibaren öngörülen yaş hadleri yerine kadınlarda 50, erkeklerde 55 yaşın dikkate alınması,
*Ek ödeme adaletsizliğinin ortadan kaldırılmasını, farklı kamu kurumlarında aynı unvanda çalışan tüm kamu emekçileri arasında ücret eşitliğinin sağlanmasını, adil ücret politikasının esas alınması,
*4/C den 4/B ye geçen personelin mevcutta %20 olan ek ödeme tutarının kademeleri temel alınarak %70 ile %105 bandına çekilmesi.
“KESK sadece ücret sendikacılığıyla sınırlı bir anlayışa sahip değildir”
KESK hiçbir zaman salt ücret sendikacılığıyla sınırlı bir mücadele yürütmediği ve bundan sonra da aynı anlayışla hareket etmeye devam edeceğinin vurgulandığı basın toplantısında halktan yana kamusal hizmetler için de şu taleplere yer verildi;
*Özelleştirmelere son verilmesini,
*Kamu yatırımlarının artırılmasını,
*Kamuda istihdamın yeterli hale getirilmesini,
*Kamu kaynaklarının, faiz ve Kamu Özel İşbirliği, Yap İşlet Devret adı altında sermayeye aktarılmasına son verilmesini,
*Haftalık çalışma sürelerinin düşürülmesini, kamunun bu konuda öncü olmasını,
*Dar gelirli milyonlarca vatandaşımızın kamu hizmetlerine parasız ulaşmasının sağlanmasını istiyoruz”
“4 bin 272 KESK yöneticisi ve üyesi 4 bin 272 kamu emekçisi KHK’ler ile işinden ekmeğinden edilmiştir”
Kamu emekçilerinin yaşadığı temel sorunlardan birisinin de en başından beri sınırlanan iş güvencesinin OHAL süreci ile birlikte kullanılamaz hale getirilmesi olduğuna dikkat çekilen basın toplantısında “Bu kapsamda konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızın yönetici ve üyesi toplam 4 bin 272 KESK’li KHK’ler ile sorgusuz-sualsiz, hukuksuz ve keyfi olarak işinden ekmeğinden edilmiştir.
23 Ocak 2017 günü 685 sayılı OHAL KHK’si ile iki yıllık süre içinde kamudan ihraç edilmiş yüz binlerce kamu emekçisinin ihraç başvurularını değerlendirmek ve karar altına almakla görevlendirilmiş olmasına rağmen aradan neredeyse 4 yıl geçmiş, Komisyon hala 16.050 dosyayı karara bağlamamıştır. Karara bağladığı dosyaların %88,5’ini ise ret etmiştir. Hala 2.500 KESK’linin dosyası karara bağlanmayı bekliyor. Tüm başvurulardan %11’nin karara bağlanmadığı göz önüne alındığında kalan dosyalar içerisindeki KESK’lilerin oranının yüksekliği bilinçli bir geciktirme ile karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.
Karara bağlanmayı bekleyen dosyaların çoğunluğunun barış akademisyenlerinden ve haklarında istihbarat raporları, mahkeme kararları, savcılık soruşturmaları vb. herhangi en ufak bir isnat bulunmayanlardan oluştuğu bilinmektedir. Komisyon ve iktidar oyalamayı uzatabildikçe uzatmayı, mağduriyeti işkenceye dönüştürmeyi, bu arada üniversitelerde ve kamuda kadrolaşmasını tamamlamayı düşünmektedir.
Öte yandan başvurusu ret edilenlerin itiraz ettiği İdare Mahkemeleri de Komisyonun hızıyla hareket etmekte ve çok büyük oranda komisyonun ret kararlarını onaylayarak süreci yıllara yayma görevini devam ettirmektedirler.
375 sayılı KHK’nin Geçici 35. Maddesi eliyle yapılan ihraçlar ise son süratle devam etmektedir. Güya OHAL kaldırılmış olsa da 375 sayılı KHK’nin Geçici 35. Maddesi ile en az 60 KESK’li ihraç edilmiştir. AKP iktidarı Meclise geçen hafta sevk ettiği tasarı ile adı kalksa da OHAL’i 3 yıl daha fiilen sürdürmek, hukuksuz ihraçlara devam etmek istemektedir.
Hakeza, AKP, aynı amaç ve hedefle Anayasa Mahkemesi kararına ve anayasaya rağmen askeri darbe dönemi uygulamalarından olan Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırmasını kalıcı hale getirmeye yönelik tasarıyı Meclis iç tüzüğünü ve iradesini hiçe sayarak yasalaştırmıştır” denildi.
Güvenceli istihdam, güvenli gelecek
Basın toplantısında KESK, ‘güvenceli istihdam, güvenli gelecek için’ taleplerini ise şu şekilde sıraladı;
“*Hukuksuz ve keyfi olarak OHAL-KHK’leri ile işinden, ekmeğinden edilen kamu emekçilerinin görevlerine iade edilmesini, geriye dönük tüm hak kayıplarının karşılanmasını,
*Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması yasasının geri çekilmesini,
*İş güvencemizi fiilen kullanılamaz hale getiren tüm düzenlemelerin kaldırılmasını,
*Sözleşmeli, taşeron, ücretli, vekil gibi hür türlü güvencesiz istihdama son verilmesini, tüm kamu emekçilerinin güvenceli-kadrolu istihdam edilmesini,
*Performans, esnek çalışma gibi kamu hizmetlerinde niteliği düşüren, kamu emekçilerini birbirinin rakibi haline getiren uygulamalara son verilmesini,
*Yardımcı Hizmetler Sınıfı personelinin öğrenim durumlarına göre diğer hizmet sınıflarına sınavsız atanmalarını,
*Ayrımsız tüm çalışanları kapsayan, başta covid 19 olmak üzere meslek hastalıklarının tanımlandığı yeni bir İşçi Sağlığı ve Güvenliği Yasasının hayata geçirilmesini,
*30 Haziran 2021 tarihli Cumhurbaşkanlığı tasarruf genelgesi ile kreşlerin kapatılması yetmezmiş gibi yerel yönetimler bünyesindeki geriye kalan sayılı bazı kreşlerin kapatılmasına yol açacak ifadelerin bulunması kabul edilemez. “İtibardan tasarruf olmaz” adı altında Saray üstüne Saray yapılmasını değil, 0-6 yaş grubundaki çocuklarımız için tüm kamu kurumlarında bir an önce ücretsiz kreşlerin açılmasını istiyoruz”