Bütçe görüşmelerinde konuşan HDP’li Filiz Kerestecioğlu, Soylu’nun milletvekillerini tehdit etmesini “Gerçekten enteresan bir kişilikle karşı karşıyayız” sözleri ile eleştirdi. Kerestecioğlu konuşmasının devamında “Gülistan Doku’yu, Hürmüz Diril’i de, Yusuf Bilge Tunç’u da biz bulalım. Bütün kayıpları biz bulalım. Siz niye İçişleri Bakanı’sınız?” dedi.
Meclis Genel Kurulu’nda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile bağlı kuruluşların bütçe görüşmelerinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri söz aldı. HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu sözlerine Soylu’nun parmak sallamasını eleştirerek, başladı.
Kerestecioğlu, Bakan Soylu’yu işaret ederek, “Gerçekten enteresan bir kişilikle karşı karşıyayız” dedi.
Sanayi Bakanı’na “Uzay Bakanı” denildiğini de dile getiren Kerestecioğlu, “‘Aya sert iniş yapılacakmış’ lütfen yanınızdaki zatı da götürün hava değişimi iyi gelir, diyorum. Burada bu kadar parmak sallayacak bir durum yok” sözleri HDP’li milletvekilleri tarafından alkışlandı.
Bakanlığa gelen bir kişinin eleştirilere tahammül edecek bir olgunluğa sahip olması gerektiğini ifade eden Kerestecioğlu, “Böyle bir olgunluğa sahip değilse de bakanlığa gelmeyecek. Kendilerini ülkenin ve devlet kurumlarının sahibi sanan bir iktidar ve Cumhurbaşkanına sahibiz. Ana muhalefet Genel Başkanına randevu vermeyen, kapılarını kapatan TÜİK hakkında, diyor ki; ‘TÜİK Başkanımız bunlara randevu vermiyor. Randevu vermeyince ‘bu’ küplere biniyor. Bu devletin kurumlarını sana veya avanene hesap verme sorumluluğu yoktur.’ İşte bizde bu modelin diğer modelini görüyoruz. Çünkü aynı kişi bu konuşma yapılırken kafasını sallayarak, onaylıyor. Valiler, emniyet müdürleri, devlet kurumları randevu vermesin, denetlenmeyin, hiçbir şeyden sorumluluk almayın ve konforla yönetmeye devam edin. İşte biz buna demokrasi değil diktatörlük diyoruz” ifadelerini kullandı.
‘‘Bizden size oy çıkmaz’ dedikleri için AKP’li vekilin kardeşi ve yakınları tarafından katledildi’
Urfa Adliyesi önünde “Adalet nöbeti” tutan Şenyaşar Ailesi’ne de değinen Kerestecioğlu, “2018’de Urfa Suruç’ta AKP vekili İbrahim Halil Yıldız’ın seçim çalışmaları sırasında ‘bizden size oy çıkmaz’ dedikleri için AKP’li vekilin kardeşi ve yakınları tarafından katledilen Şenyaşarlar, sağlıkçılar bile tehdit edilmiş, kolluk kuvvetleri de yok. Hemen ne demiş burada ki zat ‘terör’ demiş. Olay AKP’lilere PKK saldırısı diye verilmiş. Ama yıllar sonra AKP’li Eşref Fakıbaba’nın da anlattığı gibi meselenin ‘terörle yakından ilgisi yokmuş. Ölenlerden üçü bizzat AKP’nin yakınları tarafından katledilmiş insanlar. Bize ‘bir şey olmaz’ güvencesiyle AKP vekilli destekli çetenin katliam ortada iken ne hastanede yaşananlar hakkında iddianame hazırlandı. Ne de 3,5 yıl geçmesine rağmen alınan tek bir ifade var. Ama alınan bir ifade var. Eşini ve iki çocuğunu kaybeden 275 gündür adalet nöbeti tutan Emine Şenyaşar tam onuncu kez ifadeye çağrılıyor. Ne İçişleri ama ne adalet ama ne adalet gerçekten” ifadelerini kullandı.
“Böl-yönet” politikalarıyla karşı karşıya olunduğunu söyleyen Kerestecioğlu, “Aslında kendisi kayıpların bulunmasından sorumlu bakanlık kayıplarını arayan Cumartesi Anneleri’ni 700 hafta sonra yerinden etti. Siz o meydanı boşaltınca bu anneler o kayıplar yok mu oluyor zannediyorsunuz, Hayır. Dimdik ayakta duruyorlar” dedi.
Soylu’ya ‘kalkın oradan’
AKP sıralarından yükselen “Diyarbakır Anneleri” söylemlerine ilişkin konuşan Kerestecioğlu, şöyle yanıt verdi: “Evet, ona geliyorum ona… Sonra bu bakanlık ne yapıyor biliyor musunuz? Yine yakınlarını kendisinin bulmakta sorumlu olduğu Diyarbakır Annelerini karşımıza çıkarıyor. Siz orada ne yapıyorsunuz? Kalkın oradan. Gülistan Doku’yu, Hürmüz Diril’i de, Yusuf Bilge Tunç’u da biz bulalım. Bütün kayıpları biz bulalım. Siz niye İçişleri Bakanı’sınız? Ne yapıyorsunuz bizim partimiz önünde” sözleri sırasında AKP’lilerin laf atmasına karşılık veren HDP milletvekillerine “Hiç aldırmayın. Ben burada her şeyi göğüslerim, biz halkımızın iradesiyle geldik, her şeyi göğüsleriz” ifadelerini kullandı.
‘Yapmanız gereken insan haklarını öğretmek’
Kerestecioğlu, “2007-2020 yılları arasında 92’si çocuk 404 kişi, en son Kadıköy ortasında öldürülen set işçisi Çetin Kaya, panzer altında öldürülen çocuklar varken aynı kurşunlarla polisler kendi hayatlarına da son veriyorlar. Son bir yılda yüz polis, son bir ayda 10 polis intihar etti. Onlarda bu öfkeli hayata, çalışma koşullarına dayanamıyor. Yapmanız gereken şey denetim. Polislere aynı böyle gülüşten, bakıştan nem kapan kendiniz gibi ona buna efelenmeyi değil, yapmanız gereken insan haklarını öğretmek” şeklinde konuştu.
Kürtçe sertifikası ve sözleriyle konuşmasını bitirdi
KADES uygulamasında Kürtçe olmamasını eleştiren Kerestecioğlu, “Bu ülkedeki milyonlarca Kürt kadını yok saymaktır dediğim için bir vekil ‘acaba kendisi de Kürtçe biliyor mu?’ dedi. Bu ülkedeki tüm halkların dillerini öğrenmek ve bağları güçlendirmek en önemli unsurlardan biridir. Öfke ve ötekileştirmeyle hiçbir yere varılamayacağını hepimiz biliyoruz. Ben de Kürtçe biliyor mu diye soran vekile çabamı gösteren Kürtçe sertifikamı göstermek istiyorum” dedi.
Kerestecioğlu, Kürtçe “Gelin barış içinde yaşayalım” dedi.