AKP hükümeti uluslararası şirketlerin ve yerli uzantılarının doğal yaşamı alt üst eden madencilik faaliyetlerini milli-yerli iddialarıyla süsleyip her türlü desteği vermeyi sürdürüyor. Bu destekleri örgütleyen kurum olan MTA verilerine göre Dersim’in, hem metalik madenler hem de endüstriyel hammaddeler açısından önemli yeraltı zenginliğine sahip olduğu belirtiliyor. Dersim coğrafyasında 145 adet maden sahası MTA tarafından işaretlenmiş durumda. Altın, gümüş, krom, bakır, kurşun, çinko ve molibden gibi metalik madenlerin özellikle Pulur (Ovacık), Xozat (Hozat), Pilemûriye (Pülümür) ve Qisle (Nazimiye) ilçeleri arasında yoğunlaştığı anlaşılıyor.
Sarıgül neden görevden alındı?
Erzingân İliç’ten başlayıp Pulur ve Xozat arasındaki dağlarda yüzlerce sondaj gerçekleştiren Çalık Holding ve ortağı ABD’li şirket Anagold madencilik Erzingân’ın İliç bölgesinde ormanları ve doğal yaşamı yok ederek genişlemeye devam ediyor. Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül görevden alınıp yerine İçişleri Bakanlığı tarafından kayyım atanması sonrası yaptığı açıklamada Dersim coğrafyasında ve Pulur’da maden şirketlerinin girişimlerine işaret ederek, “Ovacık’ın Erzincan’ın İliç ilçesine yakın olması nedeniyle maden şirketleri altın ve bakırla ilgileniyor… Doğa tahribatına asla izin vermeyeceğimizi bildikleri için bizim belediye başkanı olmamız bunlara fazla görünüyordu” diyerek görevden alınmalarının nedenlerinden birini ortaya serdi.
İliç katliamı
İktidarın özellikle altın madenleri bağlamında kolaylaştırıcı ortak olduğu izlenen Çalık Holding’in ortağı SSR Mining Anagold şirketi üzerinden bölgede büyük bir yağma süreci işletiliyor. İliç’te doğa yağmasının sınırsızca sürdürülmesiyle ortaya çıkan yıkım Mezopotamya havzasını da içine alarak büyük bir tehdit olarak varlığını sürdürüyor. 9 işçiye mezar olan siyanür yüklü 35 milyon m3’ü aşan yığın bölgede açılmış olan maden çukurlarına boşaltılarak, akiferler dâhil daha büyük yıkımları ortaya çıkaracak girişimler sürdürülüyor. Diğer yandan siyanür yüklü yığının aktığı bölgede bulunan derenin yatağının değiştirilmesi gündeme gelirken, Fırat Nehri’nde siyanüre rastlanmadı açıklamalarının yapılması tartışmalara yol açmıştı.
Bölge Anagold’a sunuldu
İliç madeninde faaliyet yürüten ve Anagold’a ait Kartaltepe Madenciliğin Dersim coğrafyasına doğru genişlemesi sürerken bu bölgede yer alan Çakmaktepe’de sürdürdüğü madencilikle elde edilen cevher işlenmek üzere İliç’e taşınıyor. İliç’ten sadece 5 kilometre uzaklıktaki Çakmaktepe’de 2018 yılında maden sahası açılmış ve 2019 yılında buradan çıkarılan cevher İliç Çöpler’de işlenmeye başlanmıştı. Munzur Dağları’na doğru genişleme hedefinde olan altın madeni ile bölge tamamen Çalık Holding ve AKP eliyle ABD merkezli şirketin hizmetine sunulmuş durumda.
‘Mavi Altın Kuşağı’
Şirket ayrıca, Çöpler altın madenine yakın bölgede elde ettiği birçok lisansla altın ve bakır arıyor. Bunların en önemlilerinin ise Çakmaktepe ve Pulur ilçesine bağlı Cevizlidere köyü, Sin köyü ve Mamlis üçgenindeki 80 bin hektarlık alanda bulunduğu belirtiliyor. Bu bölgeye ‘Mavi Altın Kuşağı’ adı veriliyor. Genişleme süreci Tunç Pınar Madencilik A.Ş eliyle yürütülen bu yağmada Alacer ve Lidya ortaklığı da yer alıyor. Yağma alanı Munzur Dağları’nın önemli bir bölümünü içine alarak genişliyor.
Dersim coğrafyası işgal altında
Çalık gurubu ve ABD’li şirket, ortak yürüttükleri Erzingân İliç altın maden sahasını Kemaliye üzerinden Pulur’a oradan Xozat ve Pilemûriye’ye kadar genişletmeyi hedefliyorlar. 6 sahanın bulunduğu köyler ise Yakatarla, Işıkvuran, Çambulak ve Yalmanlar köyleri. Xarpêt (Elazığ) Dep (Karakoçan) ilçesi sınırlarında yer alan Peri Vadisinden Gêxî’ye (Kiğı) kadar barajlarla sular kontrol altına alındı. Su halkın kullanımına yasaklandı. Oluşan baraj göllerinden su almak yurttaşlara artık yasak. Tarlasını sulamak amacıyla su motoruyla su çekmeye çalışan köylüler bile engelleniyor. Yaylalarda ve mezralardaki sular Kalekollara bağlandı ve mezralar halktan çalınarak hayvan otlatmak dahi imkansız hale getirildi.
Yanan ormanlar ve maden sahaları
HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü, 2018 yılında Xozat’ta ve Dersim’in tüm coğrafyasında yaşanan orman yangınlarına ilişkin dönemin Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin yanıtlaması talebiyle Meclis Başkanlığı’na soru önergesi vermiş ve açıklamalarda bulunmuştu. Önlü, “Orman İşletme Müdürlüğü’ne göre Dersim’de 40 yıldır yangın çıkmamış, hiçbir kayıt yok. Bu mümkün mü? Devletin buradaki orman yangınlarında izlediği bir saklama politikası var. Dersim’de 2015 yılından bu yana aynı bölgeler sistematik bir şekilde yakılıyor” sözleri dikkat çekerken, yanan yerlerin maden sahalarıyla çakışıyor olması dikkat çekiciydi.
NTE Madenciliği ve Dersim
Diğer yandan sermaye sınıfı, kapitalizmin neden olduğu iklim sorununu fırsata çevirip yeniden yüksek büyüme olanaklarını yaratmayı hedefliyor. Nadir Toprak Elementleri (NTE) ve mineral madenciliği, kapitalizmin ortaya çıktığından bu yana doğayı yerle bir eden madencilik düzeyini katbekat aşarak, ekolojik krizi çöküşe taşıyacak özelliğe sahip. Bu bağlamda hızlı adımların atıldığı Türkiye’de Avrupa Birliği tarafından desteklenen, ‘Türkiye’nin Nadir Toprak Elementleri Araştırma ve İnovasyon Kapasitesinin Geliştirilmesi Projesi’ (NTE Projesi) kapsamında NTE Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin ‘Dersim’de açılışı yapıldı. Açılış etkinliği ve sektörel çalıştayı 17-18 Temmuz 2024 tarihinde Munzur Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Madenler kimin için?
2020 yılında yapılan düzenlemeyle 3213 sayılı Maden Kanunu’ndaki en düşük orandaki devlet hakkı, yüzde 1,25 olarak belirlenirken, altın ons fiyatının 2 bin 101 doları aşması halinde verginin yüzde 15 uygulanacağı açıklanmıştı. Benzer şekilde çıkarılan gümüşün ons fiyatı 10 dolar altındaysa devlet yüzde 1’ini alıyor. 37 dolardan fazlaysa yüzde 15’ini alacak. Uzun süredir altın için belirlenen 2 bin 101 sınırı aşılırken, bugün 2.677,34 dolar. Altında ortaya çıkan yükselme sonrası verginin hangi oranda sürdürüldüğü bilinmiyor. Ancak şirketlerin belirlenen yüzde 15’i ödemek istemeyecekleri bir gerçek. Anagold’un daha önce 7,2 milyon dolar vergi borcunun silinmiş olması ise bize işaret veriyor.
Şirketlere sunulan avantajlar
Türkiye’de son yıllarda madencilik faaliyetleri büyük bir hızla artarken Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre 2008-2023 arasındaki son 15 yılda ruhsat sayısı 386 binken bugün bu sayı çok daha artmış durumda. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin aktardığı bilgiye göre Türkiye’de 2004 yılında sadece 138 olan uluslararası maden şirketi sayısı 2023’te 773’e çıkmıştı. Yatırım Ofisi verileri paylaşırken, Türkiye’nin madencilik sektöründeki şirketlere sunduğu avantajların “iş gücü, lojistik, sondaj maliyetleri, cazip devlet teşvikleri ve oldukça rekabetçi vergiler” olduğunu belirtmişti.