ATEŞ ALPAR’ın Nuriye, Semih, Ceylan, Uğur, Ekin, Berkinler üzerine şiiri – Demirci Kawa’nın ateşinden duyulan korku bugün bile hala sürüyorsa, zalimlerin korkuları hiç değişmemiştir. Sokaklarda haklı olan isyan ve taleplerin en estetik ve en güzel yanlarını engellemek zorbalığa başvuranların aciz kalmalarındandır.
Fotoğraf: Emine Kart
"Bir yeldeğirmeni
niye döner ki?
ben Don Kişot olsam bunu merak ederdim.
ama ben yine ben olarak bir yeldeğirmeni olsam,
illâ bir Don Kişot'u severdim."
Turgut Uyar
Ateş Alpar'ın şiiri:
Kayıpla Ortaya Çıkan
Sen şimdi bana diyorsun ki ölümü yaz
Ölüm nedir ki?
Ölüm azlığın başına gelendir
İncirin çatlamasıdır
Tam 90 gün bir kemiğe kavuşmanın kırıntılarıyla doymaktır.
Tam 90 gün aç kalmaktır.
Ölüm Yüksel’in kedisidir.
Ölüm Veli’nin sırtındaki "kurşun" izidir.
Ölüm umudun tükenmesidir.
Sen şimdi diyorsun ki umudu yaz
Umut nedir ki?
Umut bir solucanın bedenine her gün eklediği halkadır
Kertenkelenin kopan kuyruğunu tamamlayacağını bilmektir.
Umut Veli’nin tek kolundaki kuvvettir
Umut geçmişten geleceğe açtığımız arıktır
O arıkta yüzen çocukların attığı kulaçtır umut
Sen şimdi diyorsun ki suyu anlat
Suyu nasıl anlatayım sana
Su Dijle’nin kumbarasına attığımız gözyaşıdır
Toroslardaki karın aşkından erimesidir, eriyip de aşkına varmasıdır
Dijle suyla var eder insanı, toprağı, çiçeği ve yaşamı
Dijle akar, yolunu bulur
Dijle akar sevdasına
Fırat’a kavuşur
Akar umudu
Akar sevdası
Akar gözyaşı…
Dijle akar Toros ağlar
Dijle akar kar ölür
Dijle’nin suyu bir ölümün yasıdır
Dijle’nin suyu Toros’un gözyaşıdır
Dijle'nin suyu Nuriye'dir, Semih'tir, Ceylan'dır, Uğur'dur, Ekin'dir, Berkin'dir
Dijle'nin suyu cizre'dir, sur'dur, nusaybin'dir.
Dijle'nin suyu…