SEÇTİKLERİMİZ – Ayşe YILDIRIM Artı Gerçek için yazdı: Peş peşe ölüm listelerinden, ‘zulalar’dan söz ediliyor. Üstelik yeni tehditler de değil bunlar. 106 bin 740 silahın nerede olduğu ise bilinmiyor.
Adam şeriat istiyor, karısını dövüyor, boşandıktan sonra ölümle tehdit ediyor, 'devlet düşmanı' diyerek kendince hedef gösteriyor. Elbette elini kolunu sallayarak dolaşmaya devam ediyor.
Ve o adam bugün kalkmış, olmayan bir darbe tehdidi bahanesiyle “sizi öldürürüz” diyerek muhaliflere gözdağı vermeye çalışıyor. Öyle cümleler kuruyor ki; “Karınızı, çocuklarınızı nasıl koruyacaksınız bizden?”
Ve tıpkı Sevda Noyan gibi o da “listelerden” söz ediyor:
“Biz bir daha sokağa çıkarsak eğer kimleri toplayacağız, listelerden haberiniz var mı sizin? Tayyip Erdoğan’a darbe idam vs. olursa zulalardan, listelerden, yaşanacaklarından haberiniz var mı? Ailenizi kendinizi nasıl koruyacaksınız? Bir intikam faslı başlar ki bu ülkenin vatanseverlerini yiğitlerini durduramazsınız. Tayyip Erdoğan’ın bir damla kanına milyonlarca kan dökülür bu ülkede.”
Ne demişti Sevda Noyan:
“Bizim aile 50 kişiyi götürür. Bu konuda çok donanımlıyız maddi ve manevi olarak. Bizim sitede hala 3-5 var, benim listem hazır.”
Kaç gündür bu “listelerimiz hazır” üzerinden yapılan ölüm tehditleri konuşuluyor. Elbette beklediğimiz gibi iktidar cephesinden bir tepki sesi yükselmiyor. Kenara itilmişliğinin yarattığı hayal kırıklığıyla uğraştığı için olsa gerek İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da tepki vermiyor.
Hatta tam tersine Erdoğan, dün partisinin MYK toplantısından sonra yaptığı konuşmada yine muhalefeti hedef alıyor ve “Bize zarar vermek için ülkesine ve milletine zarar verebilecek bu faşist zihniyete meydanı bırakmayacağız” diyor.
Önce Sevda Noyan, ardından Fatih Tezcan aynı minvaldeki konuşmaları yaparken “dokunulmazlıklarını” bilerek konuştular.
“Listeler” ve “zulalar”!..
Yeni tehditler değil bunlar.
24 Haziran 2018 seçimlerinden kısa bir süre önce de benzer şeyler söylenmişti. Akit Tv’de bir programa katılan Prof. Dr. Ahmet Maranki, seçimlerde bekledikleri sonuç olmazsa “Belgrad Ormanı’na gömdükleri talim şeylerini çıkaracaklarını” söylüyordu:
“Bu spekülasyonlar tamamen sunidir. Biz onun için her doğruyu her yerde söylemeyeceğiz. Kan ağlıyor içimiz. Ama bizim şayet aksi olursa gidecek hiçbir yerimiz yok. Ben onun için, umudum Kaf Dağı'nın arkası 25 Haziran'dır. Olmadı zaten, o zaman artık Belgrad Ormanı'nda ağacın dibinde, talim şeyimizi oraya gömdük. Çıkaracağız sokağa artık, 'Bismillahirrahmanirrahim' diyeceğiz…”
Büyük tepki toplayıp hakkında soruşturma açılınca da Belgrad ormanına gömdükleri şeyin “öfkeleri” olduğu yalanını yazdı.
Peki, o zulalardaki “silahlar”ı nereden buldular?
Hadi gelin CHP eski milletvekili Mehmet Tüm’ün uyarılarına bir göz atalım.
Tüm, Sevda Noyan’ın sözleri üzerine “bu açıklamaları hafife almayın” dedi ve “kayıp silahlar” meselesini anımsattı.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Ankara Emniyet Müdürlüğü önünde sivillere silah dağıtıldığı iddiası gündeme gelmişti.
Bir süre sonra Ankara’da bir cinayet işlendi.
Mustafa Maraş adlı şahıs yol verme tartışması nedeniyle bir traktör sürücüsünü yaraladı, kardeşini de öldürdü. Kullandığı silah satışı yasak olan MP-5’di. Peki savunmasında ne dedi:
“Bu tabancayı 15 Temmuz darbe gecesi Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün önünde dağıtmışlardı. Ben de oradan almıştım.”
Olayı araştırmaya başlayan Mehmet Tüm, Ankara Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü’nden çelişkili yanıtlar alınca İçişler Bakanlığı’nın silahlanma raporlarına bakar.
İçişleri Bakanlığı’nın resmi raporlarına göre 2014 yılında 14 bin 682 silah kaybolmuştur, 2015’te ise 91 bin 120 silah kaybolmuştur, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ise yani 2016 yılında tam 107 bin 628 silahın kaybolmuştur. Üç yılda yüzde 720’lik bir artış yani…
Bu yüksek artışı İçişleri Bakanlığı’na sorar Tüm. Aldığı yanıt; “İçişleri Bakanlığı 2017 Yılı İdare Faaliyet Raporu’nda 106 bin 740 olarak yer alan kayıp silah sayısı, 1944 yılından 2017 yılının sonuna kadarki 73 yıllık süreçteki toplam kayıp silah sayısını ifade etmektedir” olur.
Tüm, “Madem bu silahlar 73 yıldır kayıp, o halde neden 2014 rakamlarına bu sayıyı yazmadınız” sorusuna ise tabii ki yanıt alamaz.
CHP’nin kayıp silahlar, bireysel silahlanma ve silah satışlarına ilişkin verdiği tüm araştırma önergeleri de AKP’li vekillerin oylarıyla reddedilir.
Zulalar ve listeler…
Bugün olmayan bir darbe tehdidi için gözdağı olarak kullanılıyor, dün ise seçim öncesi kullanılmıştı?
Bunlara bir de kayıp silahları ekleyelim.
Verilen mesaj net değil mi?