İzmir’de, Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) üyesi olan Ali Emre Ecer ve Seçkin Savaş adlı iki üniversiteli, destek için gittikleri Barış ve Demokrasi Partisi’nin ( BDP ) eyleminde polise taş attıkları iddiasıyla tutuklandı. Bu iki üniversiteli için, ‘Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı’ (TOMA) denilen polis aracının üzerindeki kameradan çekilmiş görüntüler delil olarak gösterildi. Mahkemenin bilirkişi olarak atadığı adliyenin bilgi işlem çalışanı, birer karaltıdan ibaret görüntülerdeki şahıslar için, “Evet onlardır” dedi. Ege Üniversitesi’nden bağımsız bilirkişilerin aksi yönde raporuna rağmen üniversiteli iki gence ‘ PKK üyeliği’ ve ‘polise direnme’ suçlarından 11 yıl 6’şar ay hapis cezası verildi.
Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre; BDP, 12 Haziran 2011’deki genel seçimlerde bazı adaylarının yasaklanması üzerine ülke çapında protesto eylemleri düzenlemişti. Bu karar üzerine İzmir Basmane Meydanı’nda 20 Nisan 2011’de toplanan BDP, SDP ve ESP üyeleri AKP il binasına yürümek istedi. Polisin engellemesi üzerine topluluk, polisle çatıştı. İddiaya göre grup, polise molotof kokteyli ve taş attı. Bir polisin hafif yaralandığı çatışma iki saat sürdü. Günün sonunda polis, üç göstericiyi “tazyikli sudan ıslanmış halde çadırın içinde” buldu. İki gösterici bir sokakta yakalandı. Ve iddiaya göre, birinin üzerinden bıçak, diğerinden limon çıktı. Daha sonra polis, eylem başlamadan önce çekilmiş resim ve çatışma sırasında TOMA aracı tarafından gece karanlığında kaydedilen görüntülerden yola çıkarak, 16 kişiyi gözaltına aldı. Savcılık, 21 kişiye dava açtı. Bu gençlerden ikisi; Ege Üniversitesi’nde okuyan 19 yaşındaki Ali Emre Ecer ve Seçkin Savaş’tı.
ADLİYE ÇALIŞANI ‘BİLİRKİŞİ’ OLDU
İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi eldeki resimlerle TOMA görüntülerini karşılaştırması, iki kayıttaki kişilerin Ecer ve Savaş olup olmadığına karar vermesi için dosyayı, bilirkişi listesinde adı bulunmayan, ses ve görüntü uzmanlığı olmayan, adliye bilgi işlem çalışanı Hakan Çelik’e verdi. Çelik, 27 Şubat 2012’te hazırladığı raporda, “Fotoğraflardaki şahıslarla CDC/DVD içeriğindeki şahsın aynı olduğu, şahsın iki elinde de taş olduğu ancak taşı attığına dair bir görüntünün bulunmadığı” yönünde görüş bildirdi. Rapor üzerine gençlerin avukatları, aynı resim ve görüntüleri incelemeleri için Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Hilmi Maktav ve Araştırma Görevlisi İlknur Gürses Aybaykal’a verdi. İki uzmanın hazırladığı yeni raporda ise adliye çalışanı bilirkişi çürütüldü. Raporda Ecer için, “Saç şekli ve puşi benzer görünmesine rağmen kesin bir şekilde iki görüntünün aynı şahsa ait olduğunu belirtmek, yüzünün görülmemesi ve görüntünün net olmaması sebebi ile zordur. Ayrıca görüntünün çözünürlüğünün düşük olması sebebiyle elinde bir şey tutup tutmadığını anlamak mümkün değildir. Kişinin herhangi bir eylemde bulunduğu tespit edilmemiştir” denildi. Savaş için de, “Şahsın kimlik tespitine uygun kareye rastlanılmamıştır. Yüzlerinin net şekilde seçilmesi ya da kimlik tespiti yapılması mümkün değildir. Öte yandan, elinde bir şey olduğuna dair görüntülü veri bulunmamakta, bir eylemde bulunduğu görülmemektedir” denildi.
Mahkeme, bu rapora rağmen, Ecer’in polise taş attığını, Savaş’ın da polise atmaları için göstericilere taş verdiğini kaydetti. Bunun sonunda Ecer ve Savaş’ın da aralarında bulunduğu dokuz gence, ‘örgüt üyesi oldukları’ savıyla yedişer yıl altışar ay, ‘görevli memura direnmek’ suçundan da dörder yıl olmak üzere, toplam 11’er yıl 6’şar ay hapis cezası verildi. Ecer’e ayrıca poşuyla yüzünü kapatıp örgüt propagandası yaptığı iddiasıyla bir yıl daha ceza verildi. Gençler halen tutuklu…