DİSK/Dev Turizm-İş Başkanı Mustafa Yahyaoğlu: “Umarız işverenden olumlu bir teklif gelir. Öyle bir beklentimiz var. Ama gelir ya da gelmez, artık kendilerinin bileceği bir iş. Uzun sürecek bir grevi de göze aldık.”
SiyasiHaber
İzmir’de Karabağlar Belediyesi’nin Uğur Mumcu Sosyal Tesisleri, Uzundere Rekreasyon Alanı ve Kara Fatma Parkı Sosyal Tesislerinde garson, aşçı, temizlikçi ve kasiyer olarak çalışan ve DİSK/Dev Turizm-İş’te örgütlü 22 işçi 22 Şubat’tan itibaren greve çıktı. İşçilerin talepleri ve toplu sözleşme süreci hakkında Dev Turizm-İş Genel Başkanı Mustafa Safvet Yavaşoğlu ile konuştuk.
Greve nasıl çıkıldı? İşçilerin talepleri neler? İşveren ne teklif ediyor.
İşveren yüzde 20 zam önerdi. Biz de yüzde 20 zammın, aynı belediyenin diğer birimlerindeki işçilerin ücretine yüzde 20 zam seyyanen ne manaya geliyorsa, bunu istiyoruz dedik. Diğer birimlerde ücretler biraz daha yüksek olduğundan yüzde 20 orada 800 ve 1200 liraya tekabül ediyordu. Biz de ‘bu 800’ü seyyanen verin işçilere’ dedik.
Üyemiz olan işçilerin 16’sının 2059 lira AGİ dahil net para geçiyor ellerine. Yani çıplak netleri 1990 lira. Bu para üzerinden yüzde 20 verilse 398 lira bir zam almış oluyorlar. Bu da yüzde 20 enflasyonun altında bir zamma tekabül edecek. Bu kabul edilebilir mi? 10 senedir çalışan bir işçi asgari ücretle olur mu? 10 senelik bir işçinin, bir garsonun, asgari ücretle çalışması kabul edilemez. Biz bu yüzde 20 yerine 800 lirayı verin dedik. Diğer birimlerdeki en alt ücret grubuna verdiğiniz yüzde 20, 800 liraya tekabül ediyor. Bunu burada seyyanen uygulayalım herkese, dedik. Bu da, 1990 lira ücreti olan arkadaşlar için yüzde 40 zam anlamına geliyor. Ama 800 lirayı eşitlemiş oluyoruz. Yok veremeyiz, diyorlar.
Toplu taşıma kartı istedik işçilere… Belediye çalışanıdır bunlar ve belediyede çalışan her işçide vardır toplu taşıma kartı, ‘bir tek buradaki arkadaşların bundan mahrum bırakılması doğru değil’ dedik. Onu da kabul etmediler. Yok yarısını veririz, yok 141 lirasını veririz falan… Bize gayriciddi gelen bir yaklaşım içinde olduklarını gördük. Araya bazı insanları koymaya çalıştık. Yani greve çıkmak zorunda kalınmasın, toplu sözleşme masada bitirilsin diye… Oradan da olumlu bir şey çıkmayınca biz de 22 işçiyle greve çıktık. Bugün 10. gündür… İşçiler son derece neşeli, motivasyonları yüksek, inançları yüksek ve kavgalarına devam ediyorlar.
İşçiler için 800 lira zam + 200 lira aile yardımı + 282 lira değerinde toplu taşıma kartı (paso), bunun dışında da 45 günlük bir ikramiye talep ettik (hiç ikramiyeleri yok). İşçilerin geriye dönük alacakları vardı, fazla mesaiden… O alacaklarını vermelerini istiyoruz. Bu taleplerle grevdeyiz.
Umarız hafta başında işverenden olumlu bir teklif gelir. Öyle bir beklentimiz var. Ama gelir ya da gelmez, artık kendilerinin bileceği bir iş. Uzun sürecek bir grevi de göze aldık.
Görüşmelerdeki hava nasıl? Seçim öncesinde bir anlaşma olması ihtimali yüksek değil mi?
Mecbur olacak. Bir taşı havaya attığınızda havada durmaz ki! İşveren de işçilerin bu haklı, mütevazı taleplerini olumlu karşılamak zorunda.
Burada çalışan arkadaşlar neden bu kadar düşük ücret ve haklara sahip?
Burası 10 senedir açık bir yer. 4 sene önce sendikalaşıncaya kadar bu arkadaşlar 5-6 sene çok düşük zamlarla, çok mağdur edilerek çalıştırılmışlar. 4 sene önce sendikalaştılar, örgütlendiler ve 2 sene mahkemede süründü, sendikanın yetkisi. İşveren itiraz ederek toplu sözleşmeye yanaşmadı. 2 sene önce Yargıtay onayladı, yetki kesinleşti, masaya oturuldu. Ama ilk sözleşme çok doyurucu olmadı. Nitekim asgari ücret yüzde 26 yükseltilince, herkesin ücreti asgari ücretin komşusunu durumuna geldi. Şimdi ‘düzeltelim bunu’ diyoruz, ‘sizin söylediğiniz rakamlarla yapılacak bir sözleşme, bu enflasyona göre eksi sözleşme olur, diyoruz. Ona da yanaşmıyorlar. Sonuçta yapacak bir şey yok. İşçi greviyle bu hakkını alacak.