Başbakan Ahmet Davutoğlu geçtiğimiz hafta genel merkezde AKP kadın milletvekili adaylarıyla buluşmuş.
Gerçi AKP örgütlenmesi Kadın Kolları, AKP’li kadınlar kadın değil, hanım. Ama biz yine de bildiğimiz gibi, yani kadın diyerek devam edelim.
Kadın milletvekili adaylarının toplantısında Davutoğlu susmamış, konuştukça konuşmuş, anlattıkça anlatmış. Bir tür aşka gelmiş. Kadınlara kadınları güzellemiş de güzellemiş.
Şahsen ben erkekler arasında en çok kadınlara kadınları güzelleyerek, kadınlara kadınları övüp, onları susturarak hizaya sokan, kendisini ve erkek cinsini yücelten erkekleri çekici buluyorum.
Çekici derken seksi açıdan değil. Cinsel mücadele açısından.
Neden mi? Böyleleri insanda vahşi bir etki uyandırıyor. Hani panter olsan atlayıp boğazına, bir ısırıkla işini görürsün. Öyle çekiciler.
Davutoğlu, AKP’li kadın milletvekili adayları toplantısında kadınlara kadınların nasıl muhteşem olduklarını bir bir anlatırken tabii ki kadın ve erkek karşıtlığına pirim vermemiş, o ayrımcılığa hep karşı çıkan biri ama kadınlar o kadar muhteşem yaratıklar ki, erkeklerden öyle güzel üstünlükleri var ki, hakkını vermeden de edememiş!
Aynen aktarıyorum:
“….. kadınlar bunu yaşarlar, bilirler çünkü doğalarında bu var. Yine, erkeklerden bazı açılardan çok güçlü. Erkek kadın karşıtlığına ve güç mukayesesine ben her zaman karşı çıkmışımdır ama güzel üstünlükleri zikretmekte de bir beis yok. Güç tartışmasına girmeden güzel farklılık ve üstünlükleri erkekler bir işe yoğunlaştıklarında bir işi yaparlar, yapabilirler. Ben ilmi bir makale yazmaya başladığımda dünyaya hayatımı kapatırım ve o sırada çocuklar da bunu bildiği için annelerinden izin alamadıkları ne husus varsa gelir benden isterler ki, ben bir an önce hani gitsinler de ben devam edeyim işime, ilmi hayata diye hep en zaaf noktam o. Çünkü iki işi bir erkeğin yapmasında baya zorluk vardır. Yine kendi hayatımdan gördüğüm hanımların hayatından biliyorum ki hanımlar aynı anda 3-5-7 iş düşünebilecek güce sahiptirler.”
Salonda bulunan hanım kadınlardan hanım hanım yükselen alkışlar…
Alkışlar niye yapılıyor? Bir erkek ki, sıradan bir erkek değil. Hoş erkeğin sıradanı bile bir şey ya! Hatta sıradan erkek var mıdır? Erkeğin sıradanı yoktur, hepsi özel!
Alkışlar başbakana. Çünkü başbakan ağzıyla kendi evinin içi dahil, her yerde kadınların bir değil, üç değil, beş değil, yedi işi aynı anda yapabildiğini söylüyor.
Oysa kendisi -ki ilmi hayatı çok seviyor, zaafı bu, kadının doğası palavrasını da bu ilimle çözmüş olmalı- ilmi makale yazınca dünyayı gözü görmüyor…
Beyefendi tek bir iş yapabiliyor. Kadınlar yedi! Evinden biliyor. Karısından. Sare hanım artık ne çok çalışmış, eve saçını süpürge etmişse, vefalı koca da anlatıyor. Başka kadınlara siz de böyle olun diye tembihliyor.
Ne de olsa kadın milleti! Güvenmeye, boş bırakmaya gelmez. Zaten milletvekili de olmak istiyorlar. Kulaklarını daha vekil olmadan çekmek lazım. Son pişmanlık fayda etmez.
Kadınların bir doğası var. Anne olsa da, olmasa da. Zaruri bu doğa. Var işte. İlim adamından daha mı iyi bileceksiniz? Vekil de olsanız esas yerinizi unutmayacaksınız.
Vekil oldum, evden çıktım, aileden uzaklaştım, il il gezip havamı atacağım… Erkekler karşımda sayın vekilim diye eğilip düğme ilikleyecek hayallerine kapılmayacaksın.
AKP vekili torba yasalar, cumhurbaşkanının ısrarla istediği yasalar oylanacağı zaman meclise gelir, elini kaldırır. Yasayı geçirir.
Sonra erkekler nereye gidiyorsa oraya. Kadınlar evine. Çocuklarının annesi o. Kadının doğasında var bu. O eve gider. Çocuklarına sahip çıkar. Yemiş mi, yememiş mi? Kusmuş mu, hasta mı, iyi mi? Hep ondan sorulur. Çünkü o aynı zamanda bir değil, yedi işi yapabilme gücü ve kudretine sahip.
Erkeklerse zavallılar, ancak bir iş yapabilirler. O da kendilerini hayata kapatarak.
İşe gelince, çalıştırmaya gelince, ezmeye, sömürmeye gelince hiç kadınla erkek bir olur mu? Kadınlar hep erkeklerden daha güçlü.
Ama siz siz olun, yine de erkek kadın karşıtlığına ve güç mukayesesine girmeyin. Sakın! Sakın!
Girmeyin ki uyanmasın kadınlar. Gözleri açılmasın. Akılları başlarına gelmesin. Kadınların boynuna bir yular takalım, ipi elimizde olsun. Kontrollü bir şekilde, bizim tanımladığımız alanda, müsaade ettiğimiz kadar dolaşabilsinler.
Ülkenin erkek başbakanı boşuna mı 99 adet AKP’li kadın milletvekili adayını (neden 99 aday, Allahın 99 adı var ondanmış) karşısına dizip, kadınlara, kadınları övüyormuş gibi yaparak asıl yerlerini öğretiyor?
Ülkede feminist mücadele başbakanı ve onun gibi erkekleri korkutuyor. Bu seçimlerde özellikle feminist ve kadın hareketinden adayların oluşundan paniklemiş durumdalar.
Feminizm hayaleti bizim kadınları da etkilerse diye erkeklik paçalarından tutuşmuş durumdalar.
Aslına bakarsanız bu boş bir korku değil. Çünkü kadınlar ev-aile merkezli bu cehennemden kurtulmak istiyorlar. Ev ve ailenin kaderleri ya da doğaları olmadığını da biliyorlar.
Biliyorlar çünkü gözlerinin önünde farklı yaşayan çokça kadın örneği var. Bundan etkileniyorlar. Feminist mücadeleden etkileniyorlar. Davutoğlu bu etkiyi kırmak istiyor. Nasıl? Kadınlara çok çalışın ki başınızı kaldırmaya, etrafa bakmaya zamanınız olmasın diye baskı yapıyor.
Böyle yaparak bal gibi kadın erkek ayrımcılığı yapıyor. Erkeklere ilmi, kadınlara evişlerini, çocuk bakımını, kusmuk temizlemeyi öneriyor.
Kimi AKP’li kadınlar dahil, ülkede kadınların çok önemli bir kısmı bu erkeklik palavralarını takmıyor.
Neyse ki bilimle, politika ile ilgilenenler de sadece erkekler değil. Kadınların bir bildiği ve o bildiklerini hayata geçirebilme güçleri var.