Birçok kadın örgütü Barış İçin Kadın Girişimi’nin insiyatifiyle, 7 Eylül’de Türkiye ve Kürdistan’da barış eylemleri düzenliyor. Bu eylemler eş zamanlı olarak saat 19:00’da başlayacak ve Adana, Amed, Antalya, Ankara, Artvin, Bodrum, Bursa, Dersim, Eskişehir, Hatay, Kocaeli, İzmir, Mersin, Sakarya ve Samsun’da gerçekleşecek.
Eylemlerin amacı öncelikle bir kez daha çatışmasızlık sürecinin şeffaf ve katılımcı bir müzakere sürecine evrilmesi ve somut bir yol haritasının ortaya çıkması talebini yenilemek. Bunun yanı sıra sürece kadınların katılımının önemini bir kez daha hatırlatmak ve kurulacak tüm yapılarda (sekreterya, izleme kurulu ve genişletilmiş müzakere heyeti) yarı yarıya kadın katılımının sağlanmasını yinelemek kadınların sokağa çıkmasının bir başka sebebi olacak.
Sürecin başlamasının üzerinde bir seneden fazla vakit geçmişken kadınları ilgilendiren savaş hakikatleri, faillerin yargılanmaması, göç, anadil, dışlanma, tazminat, kalekollar gibi konuların hiç birinin ciddi bir toplumsal müzakereye açılmaması ve bu konularda devletin güven verici yaklaşımlarda bulunmaması da kadınların bir başka meselesi olarak ele alınacak.
Eylemin önemli bir başka özelliği Türkiye’de gerçekleşen kadın kıyımları, taciz ve tecavüzler ve kadınları durmadan gözleyen, değersizleştiren, eve kapıyan kadınlara karşı adeta bir savaş yürüten zihniyet ile IŞİD aklı arasındaki benzerliği ifşa etmek.
Kadınların en önemli kazanımı eşbaşkanlık saldırı altında iken, Müzakere Yasası’nda adı geçen başlıklar arasında eksik olanın toplumsal cinsiyet ve kadınların mağduriyetleri olduğunu görmeye ve bunun rastlantı olmadığını fark etmeye çağırıyor.
7 Eylül eylemleri aynı zamanda hem tarihsel hem de coğrafi bir birlikteliği, ortaklığı kurmaya, açığa çıkarmaya çalışıyor. Ortadoğu coğrafyası genelinde ve Türkiye özelinde Ermeni, Rum, Kürt, Boşnak, Süryani, yüzlerce kadının maruz kalmış olduğu soykırım, şimdi bu sefer Gazze’de ve Şengal’de kendini gösteriyor. Bu coğrafyada kadınlar nasıl böyle bir nefretin ve değersizleştirmenin nesnesi oluyorlar? Bu Pazar BİKG bundan kurtulmanın tek yolunun dayanışma ve ortaklaşma olduğunu bir kez daha haykırıyor.
Artık Türkiye’de sadece Kürt ve Türk kadınların ortaklığını sağlamaya çalıştığımız dönemler dahi geride kaldı. Şimdi binlerce göçmen kadın da ezilenlerin safların katıldı. 7 Eylül kadın barış eylemlerinde Şengal, Rojava ve Suriye göçmenlerinin de savaşta yaşadıkları anlatlacak.
Bu coğrafyanın en az yarısı yaratıcısı olmadıkları onlarca savaşın mağduru ve tüm barışın partizanı. Tüm kadın mücadelesi aynı zamanda bir barış mücadelesi.
7 Eylül’de buluşmak üzere…
(Özgür Gündem – 07 Eylül 2014 – Nazan Üstündağ)