İzmir’de sivil toplum örgütü ve siyasi partiler, Yunanistan’ın mültecilere yönelik politikalarına tepki göstererek bu politikaların mültecilere işkence ve ölüm getirdiğini vurguladı.
İzmir’de Halkların Köprüsü Derneği’nin çağrısıyla bir araya gelen sivil toplum örgütü ve siyasi partiler, Yunanistan’ın mültecilere yönelik politikalarını protesto etti. Konak’ta bulunan Yunanistan Konsolosluğu önünde yapılan açıklamaya, kurum ve partilerin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı.
Açıklamayı yapan Halkların Köprüsü Derneği Genel Sekreteri Yusuf Ak, mültecilerin sınır şiddeti, ırkçı ve düşman uygulamalarına maruz kaldığını belirtti. Hayat ve hareket özgürlüğünün bir hak olduğunu söyleyen Ak, devletlerin ve sınırların zulmüne karşı yürütülen bütün mücadelelerle dayanışma içinde olduklarını ifade etti. Ak, “Geri-göndermeler (PUSHBACKS), bir grup insanın ya da tekil bireylerin yasal süreç başlatma ya da sığınma başvurusunda bulunma fırsatı bulamadan bir bölgeden geri itilmesi ya da gayri resmi olarak sınır dışı edilmesidir. Bu Yunanistan ve diğer Avrupa ülkelerindeki göç düzeninin gayri resmi de olsa önemli bir parçası haline gelmiştir. Son yıllarda Ege Denizi’ni ve Meriç Nehri’ni geçen on binlerce insan Yunanistan’dan Türkiye’ye geri gönderilmiştir” dedi.
Ölüme terk ediliyorlar
Geri-göndermelerin işkence ve ölüm riski bulunduran yasadışı faaliyetler olduğunun altını çizen Ak, “Bu şiddet eylemleri yerel haydutlar, Frontex (Avrupa Sınırları ve Sahil Güvenliği Koruma Kurumu), Yunan kolluk kuvvetleri ve Yunan polisi tarafından örgütlenen diğer çeteler tarafından işlenmektedir. Yunanistan Sahil Güvenliği ve Frontex Ege Denizi’ni geçmeye çalışan teknelere kasten hasar vermekte ve tekneleri Türkiye tarafına doğru itmektedirler. Batma tehlikesindeki botların yardım talepleri ise sıklıkla ret edilmektedir. Yunan adalarına ulaşmayı başaran ve sığınma başvurusunda bulunma niyetini ifade eden kişiler ise, Yunan Sahil Güvenliği tarafından zorla açık denizlere getiriliyor, motoru olmayan sallara bindirilerek, Türk sularına sürüklenmeye bırakılıyor” diye belirtti.
Cinayet eylemleri
“Erdoğan’ın iktidarından kaçan Kürdistanlı ve Türkiyeli politik mülteciler için Türkiye’ye yapılan geri göndermeler zindan veya ölüm demektir” diyen Ak, yaşanan ölümleri, “Avrupa Birliği (AB) sınır rejiminin Yunanistan ile işlediği cinayet eylemleri” olarak nitelendirdi. Ak, “İnsanların savaştan, zulümden, yoksulluktan kaçtıklarını ve hayatta kalmak için AB sınırlarına girmeye çalıştıkları gerçeğini muğlaklaştırmaya çalışmaktadırlar. ‘Hareket halindeki insanlar’, devletlerin önlerine koyduğu engellere aldırmadan hareket özgürlüğü için mücadele etmeye devam edeceklerdir. Zulümle, sömürüyle ve savaşla harap edilen bir dünyada özgürlük, dayanışma ve insanlık onuru için mücadele edenlerle birlikte her daim yan yana duracağımızı belirtmekteyiz” ifadelerini kullandı.
Mücadele günü
6 Şubat’ın Küresel Mücadele Günü olduğunu aktaran Ak, şöyle dedi: “Gün boyunca, Avrupa’da ve ötesinde protestolar ve ‘Anma Eylemlilikleri’ gerçekleşecektir. AB sınırlarında barbarlıkla karşı karşıya kalan herkes yerliler ve mülteciler; hayat, haysiyet ve özgürlük için hep birlikte ayağa kalkmaktan başka bir yol yoktur.”
(MA)