Selahattin DEMİRTAŞ T24 için yazdı: Önümüzdeki seçimler; partiler, kimlikler, inançlar arasında değil, iyiler ve kötüler arasında olacak. İyilerin tarafındaysanız yeriniz bellidir, kararsız olmaya gerek yok.
Kağıdı kalemi aldım, yine dışarıya bir şeyler yazıyorum. Her şeye rağmen dışarıda yazan, konuşan çok insan var, biliyorum. Hepsi de kıymetli tabii ki. Benim de tartışmalara katkım olsun istiyorum sadece. Yoksa ahkam kesmek değil niyetim. Kim bilir, belki de bu yazım size ulaşmadan hepiniz uzaya gitmiş olacaksınız. Biz çıktığımızda, ülkeyi boşalmış bulacağız diye biraz hüzünlüyüm ama olsun, sizin adınıza seviniyorum. Yalnız, giderken yanınıza patik de alın, uzay çok soğuk olur bu mevsimde. Ayrıca ekmek de bulunsun yanınızda, orada askıda bile ekmek yok.
Halen işsiz misiniz?
Uzun bir Orta Doğu ve küresel siyaset analizi kasarak başlayayım isterseniz. Avrupa Birliği basıncı, Joe Biden etkisi, Libya, Suriye, Doğu Akdeniz, Yunanistan, Azerbaycan, enerji politikaları, S-400, emperyalizm, kahrolsun kapitalizm elbette. Tamam, bunlar önemsiz değil ama sanırım siz de benim gibi yoruldunuz, bu derin ekran analizlerinden.
Aç mısınız bu arada?
O zaman, iç politikaya dair engin görüşlerimden faydalandırayım sizi: Yeni ittifaklar, istifalar, çatlamalar, zıplamalar, yeni anayasalar, öz yeni anayasalar, en gıcır partiler, az kullanılmış ikinci el partiler, sahibinden ittifaka hazır en mükemmel partiler, hedef yüzde 50+1 ama pazarlık payı vardır partiler, terörle arasına bir metre koymuş partiler, metreyi yanlış yere koymuş partiler… Yetmez diyorsanız biraz daha yardımcı olayım: Güçlendirilmiş Cumhurun Çok Demokratik Parlamenterleri Sistemi, Az Demokratik Parlamenterlerin Biricik Cumhurbaşkanlığı Sistemi, Güçten Düşmüş Cumhurbaşkanına Parlamenter Dua Sistemi, Şahsımın Demokratik Cumhuruna Göz Diken Vatan Hainlerini Güçsüzleştirip Helak Edici Parlamenteristik Yarı Başkanımsı Görünümlü Anayasasız Başkanlık Sistemi.
Ve en önemlisi, iyi misiniz?
İyi misiniz derken yani iyi bir insan mısınız? Ahlaklı, erdemli yani? “Evet” diyorsanız okumaya devam edin. (Hem zaten kim, “kötüyüm” der ki?)
İyilik-kötülük meselesi işsizlik ya da açlık gibi somut ve tartışmasız kavramlar değil. Ama öyle ucu açık, soyut, belirsiz de değil. Taaa yedi bin yıl önce, Nuh Peygamber’den bu yana, iyiliğin evrensel ilkeleri aşağı yukarı bellidir. Nuh Peygamber, bunları yedi maddede saymıştı, tek tek yazmama gerek yok sanırım. Sonrasında tüm peygamberler; Hz. Musa, Hz. İsa, Hz. Muhammed’e kadar her elçi benzer şeyleri tebliğ etti. Buda’nın beş ilkesi, Mani’nin sekiz ilkesi, Zerdüşt’ün öğretisi de özünde aynı çağrıları tekrarlar. Filozoflar, alimler, devrim önderleri, adil krallar, sanatçılar, edebiyatçılar… Binlerce yıldır evrensel iyiliğe dair benzer çağrıları yapıp durdular. Meşrebinize göre hangi çağrı size cazip gelmişse muhtemelen kendi iyiliğinizi orada inşa etmişsinizdir. Umarım inşaatınız sağlamdır deyip bu kısmı geçiyorum…
…Selahattin Demirtaş’ın T24’teki yazısının tamamını okumak için TIKLAYIN