İsviçreli seçmenler 22 Eylül tarihinde, Biyoçeşitlilik Girişimi ile Mesleki Emeklilik Reformu isimli iki konu ile ilgili oylama yapacaklar. Oylama konuları ile ilgili detaylar şöyle.
Biyoçeşitlilik Girişimi (Biodiversitätsinitiative)
İsviçreli seçmenler 22 Eylül’de “Doğamızın ve manzaramızın geleceği için (Biyolojik Çeşitlilik Girişimi)” isimli girişimi oylayacak.
Oylama sorusu: “Doğamızın ve peyzajımızın geleceği için Biyolojik Çeşitlilik Girişimi’ni kabul ediyor musunuz?“
Biyoçeşitlilik Girişimi sözcülerine göre İsviçre’de biyoçeşitlilik, yani tüm canlıların ve habitatların çeşitliliği azaldı. Doğa ve şehir manzaraları da baskı altında.
Doğa ve çevre koruma dernekleri ile sol siyasi partiler, biyoçeşitlilik kaybını engellemek amacıyla Biyolojik Çeşitlilik Girişimi’ni gündeme getirdi. Girişimi Pro Natura, Swiss Heritage Protection ve Birdlife’ın da aralarında bulunduğu yedi doğa ve çevre koruma kuruluşu da destekliyor.
İsviçre’de biyolojik çeşitlilik durumu
İsviçre’deki bitki ve hayvan habitatları yok olurken, ülkedeki türlerin üçte biri tehdit altında.
1900’den bu yana ülkenin tüm alanının neredeyse beşte birini kapsayan, tür açısından zengin habitatlar (kuru çayırlar, taşkın yatakları ve bozkırlar) kayboldu.
Federal Çevre Dairesi’nin (Bafu) 2023 biyoçeşitlilik raporuna göre ; incelenen bitki, hayvan ve mantar türlerinin yaklaşık %35’i tehlike altında bulunuyor. %12’lik bir dilim ise potansiyel tehditle karşı karşıya. Bafu, “İsviçre’de değerlendirilen tüm yerli türlerin neredeyse yarısı için durum kritik” diyor. Buna ek olarak habitatların %48’inin risk altında,olduğu vurgulanıyor.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ile Avrupa Çevre Ajansı da şu ana kadar alınan önlemlerin kısmen etkili olduğunu, ancak yeterli olmadığını belirtiyorlar.
Biyoçeşitlilik girişimi ne istiyor?
Biyoçeşitlilik Girişimi doğayı, korunmaya değer manzaraları, şehir manzaralarını ve kültürel anıtları daha iyi korumak için kantonları ve federal hükümeti yeni bir anayasa maddesiyle yükümlü kılmak istiyor.
Girişime göre hayvan ve bitkilere ait habitatların yarısı risk altında. Bu durumdan sulak alanlar ve su kütleleri özellikle etkileniyor.
Doğanın yok edilmesi yalnızca sayısız bitki ve hayvan türünü tehdit etmekle kalmıyor. İnsanlar aynı zamanda temiz suya, temiz havaya, sağlıklı toprağa ve çok çeşitli bitki ve hayvan türlerine de bağımlı.
Sağlıklı doğa, gıda üretiminin de ön koşulu. Genetik kaynaklar aynı zamanda yeni mahsullerin, ilaçların ve endüstriyel hammaddelerin geliştirilmesinin de temelini oluşturuyor. Doğa aynı zamanda bizleri çığ veya su baskınlarından korurken, küresel ısınmaya uyum sağlamamıza ve atmosferdeki CO2 seviyelerini azaltmamıza yardımcı da oluyor. Buna göre biyoçeşitlilik ne kadar yüksek olursa, ekosistemin çevre koşullarındaki değişikliklere uyum sağlama yeteneği o kadar iyi, sağlanan ekosistem hizmetleri de o kadar istikrarlı olur.
Dünyadaki diğer ülkeler gibi İsviçre de biyolojik çeşitliliği giderek kaybediyor. Bu ülkede habitatların yarısı ve türlerin üçte biri tehlike altında. Bafu’ya göre, bu eğilim İsviçre’de diğer birçok Avrupa ülkesine göre daha da belirgindir.
Hükümetin de kabul ettiği gibi, İsviçre’deki biyoçeşitlilik tatmin edici olmayan bir durumda ve hâlihazırda alınan önlemler bu gişatı durdurmak için yeterli değil. İnisiyatif komitesi Federal Hükümeti ve kantonları daha fazlasını yapmaya zorlamak istiyor.
Biyoçeşitliliğin “yaşamımızın temeli” olduğunu ve bunun korunması için habitatların alanı, kalitesi ve bağlantılılığı konusunda önlemler alınması gerektiğini hatırlatıyor.
İnisiyatif komitesi, Federal Hükümetin biyolojik çeşitliliği güçlendirmek için daha fazla mali ve insan kaynağı sağlamasını talep ediyor. Ancak bu talepleri karşılayacak somut bir önlemler önermiyor.
Girişim karşıtlarının argümanları
Referanduma karşı geniş bir ittifak oluşurken, ittifakta İsviçre Halk Partisi (SVP)) Liberal Demokrat Parti ve Die Mitte gibi sağ ve muhafazakar partiler ile İsviçre Çiftçiler Birliği de yer alıyor.
Girişime karşıtları girişimi “aşırı ve etkisiz” olarak tanımlıyorlar ve mevcut yasaların biyolojik çeşitliliği teşvik etmek için yeterli olduğuna inanıyorlar.
Girişime karşı çıkanlar, düzenlemenin ülkedeki gıda üretimini sınırlayacağını ve yenilenebilir enerji üretimini engelleyeceğini savunuyorlar.
Biyoçeşitlilik Girişimi’ne göre mevcut önlemler yeterli değil. Biyolojik çeşitlilik için daha fazla para ve korunan alan talep eden girişim, özellikle de kantonların, doğasal manzaraların ve şehir manzaralarının korunması konusunda daha fazla sorumluluk almaları gerektiğini vurguluyor. Girişim buna ek olarak; biyotopların, peyzajların ve kent manzaralarının korunmaya değer belirleyici unsurlarının da korunmasını talep ediyor.
Federal Hükümet ile Federal Meclis’in tavsiyeleri
Federal Hükümet ile Federal Meclis’in tavsiyeleri “Hayır” yönünde.
Federal Hükümet’e ve Meclis’e göre değerli biyotoplar, manzaralar ve şehir manzaraları zaten korunurken, biyolojik çeşitlilik de teşvik ediliyor.
Federal Hükümet ve kantonlar güncel olarak biyotopları, nesli tükenmekte olan türleri ve değerli manzaraları ve şehir manzaralarını korurken, tarım da dahil olmak üzere biyolojik çeşitliliği destekliyor. Federal Hükümet, biyolojik çeşitliliğin korunması için her yıl yaklaşık olarak 600 milyon franklık bir yatırım yapıyor. Federal Hükümet buna ek olarak kantonlarla birlikte, biyolojik çeşitliliği teşvik etmek için bir eylem planı da uyguluyor.
Federal Hükümet’e göre girişimin kabul edilmesi halinde, enerji tedariği, tarım veya yerleşimlerin gelişimi gibi etkenler çok ciddi biçimde kısıtlanacak.
Federal Hükümet, girişimin uygulanmasının devlete en az 215 milyon frank tutarında ek bir maliyete mal olacağını varsayıyor.
Mesleki Emeklilik Reformu (Reform der beruflichen Vorsorge)
İsviçreli seçmenler 22 Eylül’de Mesleki Emeklilik, Hayatta Kalanlar ve Engelli Emekliliklerine (BVG) (Mesleki Emeklilik Reformu) ilişkin, Federal Yasa’da değişiklik yapılmasını da oylayacak.
Federal Hükümet ile Federal Meclis uzun zamandır mesleki emeklilik yasasını güncellemek istiyorlardı. Reform önerisi zorlu birkaç turun ardından Meclis tarafından onaylandı. Daha sonra da sendika federasyonu buna karşı bir referandum gündeme getirdi.
BVG reformu, emekli maaşlarını daha güvenli bir şekilde finanse etmeyi ve yarı zamanlı çalışanların ve daha düşük maaşlı kişilerin durumlarını iyileştirmeyi amaçlıyor.
BVG reformunun temel ilkesi; “Gelecekteki emeklilik maaşlarının daha güvenli bir şekilde finanse edilmesi“ yönünde. Reformun bir diğer amacı da yarı zamanlı çalışanlara ve daha düşük maaşlı kişilere daha iyi koruma sağlamak.
İçişleri Bakanı SP’li Elisabeth Baume-Schneider’e göre bu öncelikle çoğunlukla yarı zamanlı ve daha düşük ücretlerle çalışan kadınlarla ilgili.
Emeklilik fonlarında, İsviçre’deki insanların giderek daha uzun yaşadıkları ve dolayısıyla daha uzun süre emekli maaşı aldıklarına dikkat çekiliyor.
Oylama sorusu: “Mesleki Emeklilik, Yetim ve Maluliyet Aylıkları (BVG) Federal Kanunu’nda (mesleki emeklilik reformu) 17 Mart 2023’te yapılan değişikliği kabul etmek istiyor musunuz?“
İsviçre emeklilik sistemi
İsviçre emeklilik sistemi üç sütuna dayalı işliyor. İlk sütun zorunlu yaşlılık ve ölüm sigortasıdır (AHV). Bu sigorta devlet tarafından organize edilirken sigorta, nüfusun varlıklarını güvence altına alacak temel bir emekli maaşı edinme fikrine dayanıyor.
İkinci sütun ise emeklilik fonlarıdır. İsviçre’de faaliyet gösteren bin ‘in üzerinde emeklilik fonunun bulunuyor. Birçoğunun kendi düzenlemeleri bulunuyor.
Emeklilik fonu, emeklilerin olağan yaşam standartlarını korumalarını sağlamayı amaçlamaktadır.
Çalışan insanlar bu sistemden yararlanırken, maaş kesintileri yoluyla bireysel emeklilik fonu hesabına ödeme yapılması gerekiyor. İşverenler de katkı paylarını bu hesaba aktarırlar. Bunlar ücret düzeyine bağlıdır.
Burada, bireysel olarak kisilerin bu reformdan etkilenip etkilenmediklerini ve nasıl etkilendiklerini öğrenmeleri için caba harcamalari gerekiyor.
Üçüncü sütun ise, devletin vergi amaçlı olarak ödüllendirdiği gönüllü bireysel emeklilik tasarruflarıdır.
Birçok kişi için mesleki emeklilik hükmü (2. sütun), AHV’nin (1. sütun) önemli bir tamamlayıcısıdır. Çalışma hayatları boyunca maaş katkı payları ve işveren katkı paylarını kullanarak emeklilik birikimlerini emeklilik fonunda biriktirirler. Bu tutar daha sonra emeklilik fonu emekli maaşının ödenmesinde kullanılır.
Mevcur Federal Yasa, belirli bir gelire kadar tasarruf edilen frank başına ödenmesi gereken asgari emekli maaşını belirler. Ancak, mali piyasalardaki getirilerin düşük olması ve yaşam beklentisinin artması nedeniyle, mesleki emeklilik hükmünün zorunlu kısmı olarak adlandırılan emeklilik maaşları artık yeterince finanse edilmez hale geldi. Bu durum özellikle de asgari tutarı veya biraz daha fazlasını sunan emeklilik fonlarını etkiliyor.
Bir başka sorun; az kazananlar daha sonra emeklilik fonundan emekli maaşı alamayacak ya da çok küçük bir maaşa sahip olacaklar. Buna ortalamanın üzerinde çok sayıda kadın da dahil. Bunun temel nedeni, kadınların genellikle yarı zamanlı veya düşük ücretli sektörlerde çalışıyor olmaları.
Reform, gelecekte emekli maaşlarının daha güvenli bir şekilde finanse edilebilmesini sağlayacak önlemleri öngörüyor. Buna ek olarak, düşük gelirli kişiler daha sonra daha yüksek emekli maaşı alabilecekler.
Bu kesimler ile işverenleri her ay, bugün olduğundan daha yüksek tasarruf katkı payı ödüyorlar. Çoğu çalışanın, yasal asgari faydalardan çok daha fazlasını sunan bir emeklilik fonu bulunuyor. Bu açıdan reformun onlar üzerinde çok az etkisi bulunuyor.
Daha önce emekli olan kişilerin emeklilik maaşları bu reformdan etkilenmeyecek.
Federal Hükümet ile Federal Meclis’in tavsiyeleri
Federal Hükümet ile Federal Meclis’in tavsiyeleri “Evet” yönünde.
Federal Hükümet ile Federal Meclis, gelecekte zorunlu mesleki emeklilik maaşlarının yeniden yeterli ve uzun vadeli olarak finanse edilebilmesi için bu reformun gerekli olduğunu ifade ediyorlar. Bu sayede az kazanan insanlar yaşlılıkta daha iyi korunabilecekler. Bundan özellikle de kadınlar faydalanacak.
İçişleri Bakanı Elisabeth Baume Schneider’e göre teklif “pek çok olumlu şey getiren ileri bir adım”. Federal Hükümet’e göre bu reform, adil ve dengeli bir uzlaşma çözümü olarak sunuluyor. Ayrıca reformla birlikte, zorunlu mesleki emeklilik planlarından gelecek emeklilik maaşlarının yeniden yeterli ve uzun vadeli olarak finanse edileceği söyleniyor.
BVG reformu aynı zamanda düşük gelirli kişilere yönelik emeklilik olanaklarını da iyileştirecek.
Çoğunluğu kadın olmak üzere yaklaşık 360 bin kişi daha yüksek emekli maaşı alacak. Özellikle de yarı zamanlı çalışanlar, birden fazla çalışan ve düşük gelirliler bundan yararlanacaklar.
Bir diğer argümana göre; reform aynı zamanda adaletsizliğe de son veriyor.
Reformu destekleyenler arasında çok sayıda ticari dernek ve sivil örgüt de yer alıyor.
Karşıtlar ne diyor? Referandum komitesinin tavsiyesi
Referandum İsviçre Sendikalar Federasyonu tarafından gündeme getirildi. Referandum’a SP, Yeşiller,sendikalar ve Gastrosuisse gibi düşük ücretli sektörleri temsil eden birçok dernek de destek sunuyor.
Referandum komitesine göre, emeklilik fonlarından alınan emeklilik maaşları yıllardır düşüyor ve bu oran birçok çalışan için çok düşük. Bu nedenle reform, ek emeklilik kesintilerini tehdit ediyor. Sigortalı daha fazla ödeyecek ama daha az emekli maaşı alacak. Buna karşılık, finans sektörü sigortalıların zararına milyarlarca frank kazanacak.
Sendikalar, dönüşüm oranındaki azalma ile ücret katkılarındaki eş zamanlı artışın birleştirilmesini eleştiriyorlar.
İsviçre Sendikalar Federasyonu’ndan Urban Hodel, “Bu öneriyle insanlar daha az emeklilik maaşına daha fazla ödeme yapmalı” diyor. Bunun karşılığında, emeklilik fonlarından milyarlarca dolar alan finans sektörü bundan faydalanıyor. Özellikle sendikalar, etkilenen bireylerin emekli maaşlarında 3 bin 200 franka kadar daha az maaş alacağını hesaplıyor.
Sendikalar reformdan özellikle de kadınların yararlanacağı iddiasını da kabul etmiyorlar ve şöyle diyorlar; “Aileden kaynaklanan iş kesintileri ve yarı zamanlı çalışma konusunda çözümler eksik. Çocuk bakıcılığı ya da temizlikçilik gibi birden fazla işte çalışan pek çok kişinin hâlâ bir emeklilik fonu bağlantısı olmayacak”.
Yeşillerin argümanları
Yeşiller Partisi’ine göre artan katkı paylarına rağmen, emeklilik fonu emekli maaşları yıllardır düşerken, paranın karşılığı olan emeklilik maaşı giderek azalıyor.
BVG reformu ile zorunlu ücret kesintileri artık yeniden artacak ve bu durum özellikle düşük gelirli insanları etkileyecek. Yaş ve gelire bağlı olarak çalışan başına maliyet yılda 2 bin 400 franka kadar artacak. BVG reformu aynı zamanda, asgari dönüşüm oranındaki düşüş nedeniyle emeklilik maaşlarında yılda 3 bin 200 franka varan kesintilere de yol açacak.
Emekli maaşlarının enflasyona göre ayarlanması da henüz yapılmadığı için bu durum emeklilere zamanla pahalıya mal olacak.
Yeşiller’e göre, bugünkü enflasyonla birlikte, emekli maaşları 20 yıl içinde dörtte birinden fazlasını kaybedecek.
(Haber Podium – Gaste Avrupa)