SEÇTİKLERİMİZ – Kemal CAN Gazete Duvar için yazdı: İktidar çevrelerinde cuma gününden itibaren başlayan, Soylu’nun istifasıyla da tam bir kilitlenmeye yol açan kafa karışıklığı, meselenin hem arka planı hem getirecekleri konusunda zengin ihtimaller olduğunu gösteriyor.
Korona salgını konusunda Erdoğan, “hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” demişti. Virüsün Türkiye sınırlarından girdiği günden itibaren yaşananlar, bunun bir tahmin olmaktan ileri gittiğini, geleceğe dair bir kestirim olmaktan çok bugüne ilişkin bir fiili durum olduğunu gösteriyor. Krizin yürütülüşünde Erdoğan’ın yakın çevresinden başlayarak genişleyen görüş farklılıkları, pek çok aşamada kulislere ama eskiyle kıyaslanmayacak ölçüde görünür gelişmelere yansıyor. Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu tavsiyelerinden “çarkın dönmesi” önceliğine, ekonomik önlemlerin kapsamından krizin iletişim stratejisine kadar hemen her alanda, kimi zaman küpün kapağından taşan kimi zaman çatlaklardan sızan bocalamalar, vahim hatalara yol açıyor. Salgına karşı diğer bütün meselelerde olduğu gibi aslında bir strateji olmadığı çok çabuk açığa çıktı. Ancak iktidarın bu krizi en az zararla atlatma planları da hiç istediği gibi işlemedi, tökezlemeler birbirini izledi. Böylesi bir karmaşanın kurbanlar verilmeden, hasar alınmadan ve çatışmalar yaşanmadan geçilmesi mümkün olamazdı ve zaten olamıyor. Bilgiden ve sorumluluktan kaçış, kimseye sonsuza kadar faturadan kurtulma garantisi sağlamıyor, “hatalarıyla sevmek” sonsuz sadakat getirmiyor.
Sürecin hayli başlarında bu kadar çok çalkantı yaşanması, ilerleyen aşamada çıkabilecek sert fırtınaların habercisi aslında. Geçtiğimiz haftalarda Ulaştırma Bakanı’nın sessiz sedasız görevden alınmasının ardından, Süleyman Soylu’nun sayısız dedikodunun kapısını açan istifası, önemli bir durak olarak kayıtlara girdi. Ardından gelen “istifa kabul etmeme” açıklamasının ve bunu yaratan geri plan hikayelerinin de sürecin önemli kilometre taşlarından olduğunu söyleyebiliriz. Cuma akşamı “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla gerçekleşen bir süreç yönetimi ortadadır” diyerek sokağa çıkma yasağı açıklayan Süleyman Soylu, sonradan sadece “uygulama” sorumluluğunu üstlenerek ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan özür dileyerek istifa etti. Saatler süren suskunluğun ve iktidar yandaşlarının da kafasını karıştıran tartışmaların ardından, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı istifanın kabul edilmediğini ve Soylu’nun görevine devam edeceğini açıkladı. Şimdi bütün bu sürecin nasıl cereyan ettiği üzerine, arkasında yaşananlar ve bundan sonrasının nasıl olabileceği hakkında geniş spekülasyonlar yapılacak. Olası hikayeler üzerine düşünmeye başlamak için yararlı iki yazıyı da buraya bırakayım: Murat Yetkin’in ve Özlem Akarsu Çelik’in yazıları…
Kemal CAN’ın Gazete Duvar’daki yazısının tamamını okumak için TIKLAYIN