Tarihe “Kızıldere katliamı” olarak giren ve Mahir Çayan ile 9 arkadaşının katledilmesiyle sonuçlanan askeri operasyon ile TİKKO lideri İbrahim Kaypakkaya’nın yaralı olarak yakalandığı operasyonu yöneten emekli Albay Fehmi Altınbilek ve eşi, İstanbul’da silahlı saldırıya uğradı. Adı Susurluk ve Abdi İpekçi cinayetinde de geçen Altınbilek’in sahte kimlik kullandığı ortaya çıktı.
Beşiktaş Balmumcu Mahallesi Şakir Kesebir Caddesi’nde bulunan Jandarma Bölge Komutanlığı yakınındaki okulun önünde silahlı saldırıya uğrayan Kızıldere Katliamı’nda operasyonu ile TİKKO önderi İbrahim Kaypakkaya’nın yaralı olarak yakalandığı operasyonu yöneten Albay Fehmi Altınbilek’e yönelik eylemi, Maoist Komünist Partisi (MKP) üstlendi. MKP tarafından yapılan açıklamada, saldırının MKP’nin şehirdeki askeri kanadı olan Partizan Halk Güçleri (PHG) tarafından gerçekleştirildiği duyuruldu. Açıklamada, “İşkenceci katil emekli albay Fehmi Altınbilek’in MKP önderliğindeki Partizan Halk Güçleri militanları tarafından ölümle cezalandırılması proleter adaletin gecikmiş de olsa devrimci tecellisidir” denildi.
Açıklamada, “Kurucu önderimiz İbrahim Kaypakkaya yoldaşın aylarca süren işkenceler sonunda 1973 18 Mayıs’ında katledilmesi başta olmak üzere, Ali Haydar Yıldız yoldaşımızın faşist baskında katledilmesinden doğrudan sorumlu olan, yine Kızıldere’de siper yoldaşlarımız Mahir’lerin katledilmesine imza atan, JİTEM ve Kontrgerilla gibi kanlı ölüm mangalarında aktif görev yapan, işkence ve katliamlarla dolu geçmişiyle halk düşmanı olarak nam salan azılı faşist Albay Fehmi Altınbilek, işlediği suçların karşılığı olarak, Partimiz önderliğindeki Partizan Halk Güçleri militanları tarafından İstanbul/Beşiktaş’ta 7 Haziran 2015 günü hak ettiği gibi ölümle cezalandırıldı” ifadeleri kullanıldı.
MKP, Albayın Eşinin Ölümü Nedeniyle Özür Diledi
Eylemde kazayla Altınbilek’in eşinin de hedef alındığını belirtilen açıklamada, şunlar belirtildi: “Gerçekleştirilen bu silahlı devrimci eylemde maalesef bir kaza da yaşandı. Hedefimiz olmadığı halde irademizden bağımsız olarak sözkonusu unsurun yanındaki eşi de eylemde yaralanmış, sonradan ölmüştür. Eşinin inisiyatifimiz altındaki eylemde vurularak ölmesi bir kaza da olsa, bu ölümden sorumlu olduğumuzu kabul ediyor, devrimci yükümlülükle özür diliyoruz. Ancak yaşanan bu kaza, kaza olması itibarıyla devrimci eylemimizi gölgelemeye ve özünü boşaltmaya gerekçe edilemez.” (DİHA)