Tülay Hatimoğulları – HDP Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması Israrla ve inatla Türkiye’nin vatandaşı olarak yaşamak isteyen Kürt halkının siyasal iradesini tasfiye demektir. Türkiye’de ötekileştirilen Alevilerin, kadınların, doğa dostlarının, gençlerin, ezilenlerin Meclis’teki iradesini de tasfiye etmek demektir.
TÜLAY HATİMOĞULLARI
Tarih zulmedenleri, adaleti ayaklar altına alanları, hukuksuzluğu hukuk ilan edenleri, özgürlüklere darbe vuranları, halkını savaşa sürükleyenleri hatırlamayabilir. Ama zulme karşı direnenleri, baskılara karşı çıkanları, kendini halkın onuru, özgürlüğü, hak ve adalet için mücadele edenleri unutmadı/unutmayacak.
6 Mayıs 1972’de asılan Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan’ın asılma kararı TBMM’nin onayından geçmişti. Zamanın Adalet Partisi 218, CHP 28 “evet” oyu kullandı. ( 1969 seçimlerinde AP’nin Milletvekili sayısı 256, CHP’nin 143 idi.) Toplam 323 “evet” oyu ile Deniz Gezmiş ve arkadaşları idam edildi.
Tarih tekerrür ediyor. 44 yıl önce Denizleri darağacına götüren yöntem ve zihniyet şimdi HDP milletvekillerini “darağacına” taşımak üzere. Meclis, bütün zaaflarına karşın toplumun çok geniş bir kesiminin temsilcilerini barındırıyordu. Bu hafta başı gerçekleşen Anayasa Komisyonu toplantısında HDP Milletvekillerine yapılan fiziki saldırı ve dokunulmazlıkların kaldırılmasının Meclis’e taşınma kararı bu temsiliyetin de ortadan kalkmasının yolunu açtı. Geriye darbe planını hayata geçiren AKP ve onu birçok kanadıyla destekleyen bir sistem kaldı. Komisyon oylamasına “evet” diyenler AKP, CHP ve MHP üyeleri oldu.
Kısa bir süre içinde bu karar tasarısı TBMM’nin gündemine gelecek ve Milletvekilleri bu karar tasarısını oylayacak.
CHP’den Tarihi Hata
AKP’nin yol haritası artık çok net. Muhalefet partilerinin tutumu darbe planını önleyebilirdi. MHP’yi bir yana bırakalım. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları, AKP’ye “böyle muhalefete can feda” dedirtti. Kılıçdaroğlu’nun “AKP’nin teklifi Anayasa’ya aykırı ama kendimize terörün destekleyicisi dedirtmeyiz” sözleri tam bir skandal. CHP, HDP Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması dâhil birçok konuda AKP ve Erdoğan’a tabir yerindeyse her kritik eşikte koltuk değneği oldu.
HDP Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması Meclis’in toplumu görece temsil etme niteliğinin ortadan kalkması anlamına gelir. Israrla ve inatla Türkiye’nin vatandaşı olarak yaşamak isteyen Kürt halkının siyasal iradesini tasfiye demektir. Türkiye’de ötekileştirilen Alevilerin, kadınların, doğa dostlarının, gençlerin, ezilenlerin Meclis’teki iradesini de tasfiye etmek demektir. En önemlisi mum ışığı ile aradığımız demokrasinin son kırıntılarını da tasfiye etmek demektir. Diğer bir deyişle İslam dinini siyasal emellerine alet etmek isteyen zihniyetin, “İslam Devleti” inşasının önünü açmak demektir.
CHP’nin karar mercilerinin bizlerin bu değerlendirmesini bizden iyi gördüklerine eminim. Ama buna rağmen Türkiye’de en önemli siyasal dayanakları olan laikliğin tasfiye edildiğini bile bile AKP’nin işini kolaylaştırmaktadırlar. CHP bundan sonraki süreçte genel siyasetini hangi konsept üzerinden yürütmeyi ve laikliği savunmak için ne yapmayı düşünüyor acaba?
Zayıflayan MHP
MHP’nin hiç bir tavrı şaşırtıcı değil. Klasik “terörle mücadele” çizgisini kabaca savunmaya devam ediyor. Genel Başkanlarının AKP karşısındaki hiddetli ve şiddetli konuşmasının hemen ardından uzlaşan tavırlarını kolaylıkla görebiliyoruz. AKP milliyetçi tabana oynayarak MHP’yi iyice zayıflattı. Şimdi de MHP’nin kongre sürecine, tekellerine aldıkları yargı aracılığıyla müdahale ederek partinin iç dizaynını da sağlıyor. Bahçeli’nin ve kadrolarının “devletin korunması her şeyden önce gelir” yaklaşımı, onların HDP’nin Meclis’ten tasfiyesinin hangi sonuçlara yol açacağını anlamalarını engelliyor.
AKP/Erdoğan Planı
Erdoğan’ın AKP’sinin temel konsantrasyonu başkanlık sistemini adım adım kurmaya yönelik. Bunun için her yolu mubah görüyorlar. 7 Haziran seçimlerinden sonra hükümeti kurdurmayarak halkın iradesini tanımazdan geldiler. 1 Kasım seçimlerini dayattılar ve bu süreçte Türkiye’yi savaş alanına çevirdiler. 1 Kasım seçimlerinde MHP’yi daha da ehlileştirdiler. Zor koşullara rağmen barajı aşarak Meclis’e giren HDP’yi ehlileştiremeyeceklerini bildikleri için ona karşı çetin bir savaş ilan ettiler. Seçmen potansiyelinin yoğun olduğu bölgeleri bombalayarak, sokağa çıkma yasakları ilan ederek seçmeni evsiz/barksız bırakıp göçe zorladılar. Siyasi partilere, sendikalara, basın organlarına, sosyal medyaya, akademisyenlere, meslek odalarına vs kolluk kuvvetleri ve yargı aracılığıyla operasyonlar gerçekleştirdiler. Bu uygulamalar AKP’nin yeni Türkiye’sinde farklı bütün sesleri susturup kendi seslerini hâkim kılma gibi bir amaç taşımaktadır. En nihayetinde baskın bir genel seçim ile HDP ve MHP’yi baraj altında bırakarak tek başına Anayasa’yı değiştirecek güce sahip olma planının parçalarıdır.
İrademe Dokunma!
Baskının yoğunlaştığı yerler aynı zamanda direniş zemininin güçlendiği alanlardır. CHP, aklını başına almalı ve dokunulmazlıklarla ilgili tavrını değiştirmelidir. Aklıselim vekiller vicdanlarını dinlemeli. Denizlerin idam fermanının altında CHP’lerin imzasının olduğunu hatırlamalılar. Marifet yıllar sonra Denizleri anarak vicdan rahatlamak değildir. Tarihte yapılan büyük yanlışlıklardan ders alarak yeniden tekrarlamamaktır. Tarih Denizlerin asılmasına öncülük edenleri unuttu. Hatırlayan da lanetle anıyor. Ama Denizler unutulmadı. O tarihi süreç sayısız gencin devrimcileşmesinde büyük rol oynadı. Denizlerin ruhu HDP Milletvekillerinin dokunulmazlığını oylarken sizlerin üzerinde olacaktır.
İrademe dokunma. HDP Milletvekilleri Meclis’e paraşütle inmedi. Halkın teveccühü ile oradalar. Ve milyonlarca seçmenin temsilcileridir. Komisyonda atılan yumruklar halklara, yurttaşlara atılmıştır. HDP milletvekillerine dokunmak, halkların iradesine dokunmaktır. Vekilime dokunma!!!!