İngiltere (Birleşik Krallık) genel seçimlerinin ilk başta en fazla göze çarpan sonucu İşçi Partisi’nin ezici bir çoğunlukla iktidara gelmesi, Muhafazakar Parti’nin de tarihinin en ağır yenilgisini alması. Gerçekten de İşçi Partisi milletvekili sayısını tarihindeki en büyük artış olan 210 ile 412 milletvekiline yükseltti. Muhafazakarlar ise 251 milletvekili kaybetti ve 121 sandalyeye geriledi. Bunun önemli bir seçim zaferi olduğunu söylemek gerekir.
İkincisi, Pazar günü Fransa’da aşırı sağın iktidara gelme olasılığının bulunduğu genel seçimlerin ikinci turu öncesinde, Manş Denizi’nin karşı kıyılarında, ne kadar sağa kaymış olsa da, Sosyal Demokrat olduğu varsayılan bir partinin iktidara gelmesi önemli. Ve üçüncü olarak, bu sağa kayışa rağmen, herhangi bir İşçi Partisi iktidarının, son 14 yılda kemer sıkma politikalarıyla, halkı yalanlarla manipüle etme çabalarıyla, yolsuzluk olaylarıyla iyice çürüyen Muhafazakarlara kıyasla halka biraz nefes aldıracak, ülkedeki kaotik ortamı dağıtacak uygulamaları hayata geçireceğine kuşku yok.
Bütün bunlara rağmen, madalyonun diğer tarafına da bakmak ve bu ‘büyük zafer’ perdesini bir parça aralayarak bunun kırılgan bir zafer olduğuna da işaret etmek önemli.
Bu noktada İngiltere’deki seçim sistemini hatırlatmakta fayda var. Ülkede 650 seçim bölgesine ayrılmış dar bölge sistemi uygulanıyor. Yani her seçim bölgesinde en fazla oyu alan aday o bölgenin milletvekili seçiliyor. Bu, asıl olarak iki büyük partiye yarayan bir sistem. Daha küçük partilerin oyları nispi temsil yönteminde olduğu gibi parlamento aritmetiğine yansımıyor.
Gerçekten başarı mı?
İşçi Partisi lideri Keir Starmer son üç gündür sürekli Parti’yi değiştirdiğini, şimdi ülkeyi değiştirmeyi amaçladığını söylüyor. Parti yönetimi ve liberal yorumcular seçim öncesi sık sık bir önceki lider Jeremy Corbyn ve onu destekleyen sol kanadın partiden temizlendiğini, İşçi Partisi’ni halka güven veren, seçilebilir bir yapıya dönüştürdüklerini ısrarla vurguluyorlardı. Fakat seçim kampanyası sırasında seçmenin Muhafazakarlardan kurtulma isteğinin güçlü bir şekilde görülmesine rağmen İşçi Partisi’ne pek fazla ilgi göstermediği, partinin pek bir heyecan yaratmadığı görülmeye başlandı. Seçmenin asıl hedefi İşçi Partisi’ni iktidara getirmekten çok Muhafazakar hükümetten kurtulmaktı. Seçimlere katılma oranının sadece %60’da kalması bunun bir göstergesi. Bu, 2001 yılındaki seçimlerden bu yana en düşük katılma oranı.
İlginçtir ki, İşçi Partisi’nin toplam oyu, tasfiye ettikleri Jeremy Corbyn döneminde, hem 2017, hem de ‘en ağır yenilgimiz’ diye niteledikleri 2019 seçimlerinde partinin aldığı oydan daha az. Oy oranı da 2019’a göre sadece 1,6 artışla %33,7. Peki, parlamentoda ortaya çıkan bu büyük çoğunluk nasıl sağlandı? İşte burada, yukarıda değindiğim dar bölge seçim sistemiyle etkileşen birkaç faktör rol oynadı.
Aşırı sağcı popülizmin yükselişi
En önemlisi, aşırı sağcı Reform Partisi’nin Muhafazakar Parti seçmeninin önemli bir kesiminin oyunu kapması. Reform sadece 5 milletvekili çıkardı ama birçok seçim bölgesinde de ikinci parti konumuna yükseldi ve oyların %14,3’ünü kazanarak ülkenin üçüncü partisi oldu. Reform Partisi’nin ve %7 oy oranına rağmen sadece 4 milletvekili çıkarabilen Yeşiller’in dar bölge sisteminin çarpıklığına itiraz etmeleri meşru ve haklı görülebilir. Fakat aşırı sağın beş yıl içinde yüzde 14’lük bir oy oranına ulaşması ülkedeki sağ popülizmin yükselişte olduğunu gösteriyor. Avrupa kıtasındaki sağa kayışa karşın İngiltere’de merkez solun bu eğilime karşı bir başarı kazandığı söylemine temkinli yaklaşmak gerekiyor. Batı toplumlarının sağ popülizm tehlikesine doğru seyretmeye devam ettiklerine ve İngiltere’de İşçi Partisi’nin bunu engellemekte zayıf kaldığına dikkat çekmek daha önemli.
Ayrıca, İskoçya’da bağımsızlıkçı Ulusal Parti’nin içinde olduğu krizden en çok İşçi Partisi yararlandı. 2019 yılında 48 milletvekili çıkaran İskoçya Ulusal Partisi 9 milletvekilliğine geriledi. Bir diğer faktör, dar bölge seçim sisteminin taktiksel oy kullanımına elverişli olması. Birçok seçim bölgesinde İşçi Partisi seçmeni Muhafazakar adayın kazanmaması için bu bölgelerde ikinci parti konumunda olan Liberal Demokratlara oy verdi. Bu yüzden birçok Muhafazakar kale çökerken Liberal Demokratlar 72 ile tarihlerinin en yüksek milletvekili sayısına ulaştı.
Müslüman toplumun gücünü göstermeye başlaması
Pek sözü edilmemesine rağmen bu seçimlerin bir diğer özelliği de ülkedeki Müslüman toplumun İşçi Partisi’nin Gazze’deki soykırım girişimine rağmen İsrail hükümetini destekleyen, bir ateşkes çağrısı yapmaktan kaçınan politikasına karşı, birçok bölgede kendiliğinden ama bazı bölgelerde örgütlü bir biçimde tavır almasıydı. Seçilen 6 bağımsız adayın beşi, ki dar bölge sisteminde bağımsız bir adayın seçilmesi çok zordur, Filistinlileri destekleyen ve İşçi Partisi’ni protesto eden adaylardı. Yeni başbakan Keir Starmer bile kendi seçim bölgesinde bir önceki döneme kıyasla %17 oranında oy kaybetti. İngiltere’deki, aralarında çok sayıda Müslüman’ın da olduğu göçmen topluluklar geleneksel olarak, azınlıkların haklarına daha duyarlı olduğunu düşündükleri İşçi Partisi’ni desteklerler. Fakat bu kez, Müslüman toplum bu desteğin çantada keklik olarak düşünülmemesi gerektiğini İşçi Partisi’ne gösterdi, daha da önemlisi seçimleri etkileyebilecek bir gücü olduğunu kendisi de gördü.
Sol için bir ümit
Ve tabii Jeremy Corbyn… 2019 yenilgisinden sonra partisinin sağ kanadının başlattığı cadı avının hedefi haline gelen, yeni lider Keir Starmer tarafından parlamento grubundan ihraç edilen, bu seçimde zaten milletvekili olduğu bölgeden aday olması engellenen Corbyn, bunun üzerine bağımsız aday olarak girdiği seçimde İşçi Partisi’ni yenilgiye uğrattı ve şu sırada dağınık bir durumda olan solun önümüzdeki dönemde yeniden canlanabilmesinin zemini olabileceğini gösterdi.
Tüm bunlar, büyük bir zafer kazandığı ilan edilen İşçi Partisi’nin bu başarısının kırılgan bir zeminde yükseldiğini ve Keir Starmer yönetiminin bugünden başlayarak acil bir reform programını hayata geçirememesi halinde kendisinin de halkın hoşnutsuzluğunun hedefi haline gelebileceğini gösteriyor. Bu kadar büyük bir parlamento çoğunluğuna sahip olan yeni hükümetin seçmeniyle balayı dönemi çok uzun sürmeyecek.
Dip not: Seçime Kendi partileriyle giren ve nispi temsil sisteminin uygulandığı Kuzey İrlanda’yı bu değerlendirmenin dışında tuttum.