Ekim 2012… Polonya’daki Maydanek Toplama Kampı müzesinde Nazi selamı vererek fotoğraf çektikleri ileri sürülen iki öğrenci gözaltına alındı.
Aralık 2013… Polonya’da Auschwitz Toplama Kampı’nda Nazi selamı vererek fotoğraf çektiren iki kişi gözaltına alındı.
Her iki olayda da gözaltına alınan öğrenciler Türk’tü.
Eskişehir’in Tepebaşı ilçesinde 18 yaşındaki saldırgan maskeyi miğferi taktı, hücum yeleğini giydi, eline baltayı bıçağı aldı kamerayı açtı, sosyal medyada canlı yayına girdi… Önüne geleni bıçakladı. 5 kişi yaralandı.
Saldırgan yakalandı, tutuklandı.
Maske takmıştı. Medyada, sosyal medyada birisinin aklına bu maskenin bir oyunda da görüldüğü geliverdi. Çok büyük ihtimal bu aklıevvel de aynı oyunu oynuyordu. Dedi ki hemen “saldırgan PUBG’den etkilenmiş, oradaki maskeyi takıp, öyle saldırmış…”
Aranan kan bulundu.
Medya psikologlarla konuştu. Oyunlarla ilgili genel geçer bilgiler, tüm korkuları tetiklemek için kullanıldı. Hassas anne babaları etkileyip yazdıkları kitaplar satsın diye ortaya düşenler oldu.
Takvim Gazetesi, haberi; “sanal dünya çocukların zihnine zehir saçmaya devam ediyor” diye verdi. Hükümetin hedefi TikTok’tu, Instagram’dı ya… Rüzgarı alan gazete, faturayı bir bütün internet dünyasına kesmişti. Sanal dünyanın konu ile ne ilgisi vardı… Her oyun bir sanal dünyaydı da, sanal dünya sadece oyunlar demek değildi.
Çocuklarımızın oyun oynamasını çok da istemiyorduk ya, biraz da korkularımız da vardı bunda, e zaten oyun dünyasının çok da temiz olmadığı ortada… Bir de siyaset girince işin içine…
Yine kimse gerçeklerle ilgilenmedi.
Çünkü günahtan çok, günah keçisi ile ilgilenmek memleketin fıtratıydı.
Ghost maskesi her yerde var
Olayla ilgili İhlas Haber Ajansı’nın haberine göre saldırgan PUBG oyunundan etkilendi. Bu “etkilenme” herhangi bir beyana, ifadeye dayalı değildi. Saldırgan, canice saldırısını canlı yayınlamıştı. O da öyle bir şey söylememişti.
Ama PUBG’de, hiçbir karakter böyle bir maske takmıyordu.
Bu maskenin benzerini çok satan savaş oyunlarından Call of Duty serisinin karakterlerinden Ghost takıyordu. Call of Duty dünyasının çok sevilen karakteri Ghost, sonuçta bir İngiliz askeri. Özel bir asker tabi. Kendisi maske, güneş gözlüğü ve telsiz kulaklık takardı. Taktığı maske, kurukafa biçimindeydi. Oyunun çoğu bölümünde farklı maske takardı aslında, ama bu maskelerin iskelet deseni hep aynıydı.
Dünyada pek çok orduda, Türk ordusunda da resmi olmasa da gayrı resmi olarak bu maskenin kullanıldığı görülebiliyor.
Zaten bu maskeyi popüler online satış mağazalarında çok ucuz fiyatlara bulmak da mümkün.
Yani isteyen herkes herhangi bir amaçla takabiliyor.
Nazi simgeleri de mi oyunlardan?
Daha oyunun adı bile tutturulamamıştı. Ama video oyunlar, caninin tutuklanmasından önce cezaevine konulmuştu bile…
Giydikleri üzerinden video oyunlar günah keçisi ilan edilmişti. Ama giydiklerinin hepsi, bir bütün olarak düşünülmemişti. Nazi simgelerini de taşıyordu saldırgan… Bir Nazi simgesinin bir video oyunda olması mümkün müydü?
Saldırganın avukatı müvekkilinin oyunlardan etkilenmediğini onun Nazi sempatizanı olduğunu açıkladı. Ama kimse bununla ilgilenmedi.
Türkiye Gazetesi’nin haberinde, “Şiddet dolu oyunların zihin yapısını bozduğu gençler, Eskişehir’deki gibi vahşete imza atıyor” denildi.
Her oyun oynayan potansiyel saldırganmış gibi…
Milliyet Gazetesi “oyunu gerçek gibi yaşamış” dedi.
Hürriyet Gazetesi saldırgan için “tam bir oyun bağımlısı” ifadelerini kullandı. “Aşırı sağ fikirlere kendini kaptıran biri” ifadesi haberin ikinci planındaydı.
Saldırganın hem PUBG, hem Call of Duty oyunlarından etkilendiğini belirtenler de vardı. Milliyet Gazetesi iki oyunu da hedef aldı, “iki oyunda da amaç öldürmek” dedi.
***
Şu tez ne kadar mantıklı:
Video oyun oynayan üç genç; Ankara İstanbul ve İzmir’de mühendislik fakültelerini kazandı. O zaman mühendis olmalarında oynadıkları oyunların etkisi var.
Bu ne kadar mantıklıysa, fiktif bir dünyadaki şiddeti gerçekle birleştirmek de o kadar mantıklı.
***
Video oyunları suçlamak kolayıydı işin. Peki ya, 18 yaşında bir gencin Nazi simgeleri ile böyle bir saldırıya girişmesi niye önemli değildi?
Ümit Alan, konu ile ilgili yazısında; Amerikan Psikoloji Derneği’nin 2020 yılında yaptığı açıklamayı hatırlattı.
Dernek, “Şiddet içeren video oyunları ile şiddet içeren davranışlar arasında nedensel bir bağlantıyı destekleyecek yeterli bilimsel kanıt yok” demişti.
Ve Ümit Alan çok önemli bir noktaya dikkat çekti. Dedi ki, “Oyunlardaki şiddetin hayata yansıyacağından çok emin konuşanlara, “hayattaki şiddetin oyunlara yansımadığı ne malum” diye sormak isterim…”
Yani dedi ki: Belki oyunlar neden değil sonuçtur…
Bu teze göre, oyunların hayatla bir bağlantısı vardı mutlaka.
***
Eskişehir olayında oyunlardan daha gerçek olan şey, işin hayat ile bağlantısı; saldırganın yayınladığı manifestoydu.
Manifestosunda, insanlığa nefretinin ortaokul sonlarına doğru başladığını yazmıştı. Hayattaki amacının, “kendisi ile beraber öldürebildiği kadar böceği dünyadan silmek” olduğu da eklemişti.
Vidlii ve “Editlerim yapılır belki”
Bir şey daha eklemişti: “Politik açıdan bir Nasyonal Sosyalistim denebilir” demişti.
Saldırganın kıyafetindeki Nazi amblemi, Kara Güneş sembolüydü. Yani Nazi Almanya’sının “SS” adı verilen paramiliter örgütünün sembolü. Gamalı haç, Avrupa’nın birçok ülkesinde yasaklanınca Neo-Naziler bu sembole yönelmişti. Rastgele insanları yaraladığı bıçakta da gamalı haç vardı.
Manifestoya göre, saldırganın azizleri Tarrant ve Breivik’ti. Tarant, 2019’da Yeni Zelanda’da bir camiye terör saldırısı düzenlemiş 51 kişiyi öldürmüştü. Breivik ise 2011’de Norveç’te bir gençlik kampına saldırmış ve 77 kişiyi öldürmüştü.
Saldırganın profilinin olduğu vidlii adlı, youtube benzeri internet sitesinde, saldırganın “azizlerinin” “edit”leri vardı. Bu azizlerin kimi görüntüleri kesilip biçilip, 90’lı yıllara ait elektronik bir müzikle birlikte hızlı hızlı döndürülüyordu, bu videolarda.
Daha çok ünlüler için yapılan montajlara benziyordu bunlar. Saldırgan da manifestosunun bir yerinde “editlerim yapılır belki” demişti.
***
Eskişehir saldırganının bu “yalnız kurt” tarzı eylemi, Türkiye’de belki de ilk kez görüldü.
Bir benzeri de Yozgat’ta yaşandı. 17 yaşında bir genç, videoya göre 14 yaşındaki bir genci bıçakla öldürmüş iki kişiyi de yaralamıştı. Saldırının nedeni bilinmiyordu. Saldırgan yakalandı.
Bu saldırıda Eskişehir’deki gibi sembolizm sağanağı yoktu.
Ama endişesi ortaktı. Eylemin tarzı yayılıyor muydu?
***
Bu kadar yoğun komplo teorisi içinde bir soru işareti ise gerçekten dikkati çekiyordu.
Eskişehir saldırganı videosunda da manifestosunda da herhangi bir örgütten bahsetmemişti. Böyle bir motivasyonu var mıydı bilmiyoruz. Ama Nazi sembollerini kullanması, manifestosundaki sığınmacılara yönelik nefret izleri akıllara aynı soruyu getirmişti?
Saldırganın Ataman Kardeşler ile ilgisi var mıydı?
Ataman Brotherhood
Ataman Kardeşliği ile ilgili belki de ilk haber, Ocak 2022’de Yenişafak Gazetesi’nde yayınlandı. Buna göre, “Ataman Kardeşliği” adı altında örgütlenen ırkçı bir grup sokak ortasında mültecileri darp ettikleri görüntüleri yayınlıyordu.
Grup adıyla açılmış pek çok sosyal medya hesabında, grubun silahlı eğitim aldığına ilişkin görseller ve videolar vardı. Bu videolarda grup üyelerinin, kollarında grubun logosu varken; silahlı eğitim aldıkları görülüyordu.
***
Eskişehir saldırganının da profilinin olduğu vidlii adlı youtube’a benzer internet sitesinden daha önce bahsetmiştik.
İnsani değerlere sahip hiç kimsenin kolay kolay girip her videoya bakamayacağı bir site bu. Yoğun ve kaba şiddetin olduğu, kan revan pek çok video var bu sitede.
Bu sitenin arama motoruna “ataman” yazınca da birçok video çıkıyor, karşınıza. Bu videolarda görünen kişilerin de Eskişehir saldırganı ile benzer maskeler taktığı görülüyor. Simgeler zaten hep Nazi simgeleri.
Aynı sitede “Ataman Brotherhood” başlığı ile yayınlanan videoda yer alan ifadeler ise dikkat çekiyor.
***
Video, “Irkın için öldür, etnikleri ez” yazısı ile başlıyor. Videodaki ses, İngilizce, ancak Türkçe altyazı var. Devamında şunlar söyleniyor:
“Elinde ne varsa al, ve bir silaha dönüştür. Ne duygun kaldıysa al ve nefrete dönüştür. Savaşımız kaybedeni olmadığı gibi kazananları onurlandırır. Soylu karakterin yenilgisini aydınlatır. Ve hiç var olmaması gerekenlerin soyunu tüketir.”
Bu ifadeler Eskişehir saldırganının manifestosundaki bazı ifadelere de benziyor.
Aynı sitede Ankara’da mültecilerin sokak ortasında dövüldüğü iddiasını içeren videolar da var.
***
Bu ve benzeri saldırı videoları arttıkça Atamanlar, Zafer Partisi ile ilişkilendirildi. Parti Genel Başkanı Ümit Özdağ, şu açıklamayı yaptı:
“Atamanlar diye bir grup var. Sağda solda Suriyeli dövüyorlar, Afgan dövüyorlar. Bunu Facebook’larda yayınlıyorlar. Bir ay önce bunlarla ilgili suç duyurusunda bulunduk. Bundan üç gün önce ‘Biz kapattık, dağıldık’ dediler. Anladık ki arkasında bunun, karanlık odaklar var. Kiminle bağlantılı olduğunu tahmin edebilirsiniz.”
Özdağ, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu işaret ediyordu.
Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, hazırladığı soru önergesiyle ‘Ataman Kardeşliği’ni Süleyman Soylu’ya sormuştu. Hem de iki yıl önce.
Soruları şöyleydi:
“Ataman Kardeşliği adı altında bir ırkçı gruptan Bakanlığınız haberdar mıdır? Haberdarsa konuyla ilgili bir çalışma yapılmış mıdır? Bu yapı Ku Klux Klan gibi bir yapılanma mıdır? Bu yapıyı, İçişleri Bakanlığı’nın tepki almamak için görmezden geldiği iddiası doğru mudur?”
Soylu bu sorulara yanıt vermedi.
Soylu aslında bu iddiaların hiçbirine yanıt vermedi.
Atamanlar ve nasyonel aktivite grubu
Ümit Özdağ, kendi açıklamasında Ataman Kardeşler’in faaliyetlerine son verdiğini açıkladığını duyurmuştu.
Evet Ataman Kardeşliği adını taşıyan Telegram kanallarında faaliyetler durmuştu. Ancak eş zamanlı olarak büyüyen başka gruplar vardı bu kez de…
Bunlardan bir tanesi Nasyonal Aktivite. Bu grup adını Nasyonal Aktivite ve Zinde İnkişaf’tan alıyordu. Bu ada dikkat edin, dört kelimenin baş harfleri NAZİ kelimesini oluşturuyordu. Bir başka Telegram kanalının adı ise NAZİ’ler kadar büyük olmasa da Dinamik Ana Stratejiler grubuydu.
Bu iki isim, aslında Türkiye’nin yakın tarihinde gerçekten kullanılmış isimlerdi.
Nasyonal Aktivite ve Zinde İnkişaf aslında 1969 yılında İzmir’de kurulmaya teşebbüs edilmiş bir dernekti. Grup üyeleri MHP’liler tarafından saldırıya uğramıştı. Bu grup Alparslan Türkeş’e karşıydı ve Türkeş’in Türk ırkçılığına ihanet ettiğini iddia ediyorlardı. DAS grubu ise benzer bir motivasyonla İstanbul’da bir araya gelen bir gruptu.
Kaynaklar, bu iki grubun da aslında çok az takipçisinin olduğuna işaret ediyor.
Ama bu isimleri taşıyan ve çoğunlukla çok genç insanların üye olduğu Telegram kanalları, onların isimlerini duymuş, okumuş, fikri altyapılarına eklemiş ve kullanmışlardı.
Eskişehir saldırganı gibi yoğunlukla gençlerin oluşturduğu grupların anonim bir şekilde “fikirlerini” dile getirdikleri internet sitelerinden birinde bu iki grupla ilgili şu değerlendirme dikkat çekiyor. Çünkü yorumda, Ataman Kardeşliği ve devamı Nasyonal Aktivite’nin “mülteci krizine karşı verilen mücadeleye faydadan çok zarar verdiği” deniliyordu.
Sansasyonel Turan Birliği
Sansasyonel Turan Birliği ise telegramda şu anda 1100’den fazla abonesi olan bir kanal. Çok sayıda paylaşım var kanalda.
Bir tanesinde, “Irkını ve gülüşünü Etniklerden Koru” yazıyor.
Bir başkasında ise “Araplar bu ülkede ancak köle olur” ifadeleri var.
Bu kanalda, Kayseri’de bir kişinin 7 yaşındaki bir çocuğu istismar ettiği iddiasıyla başlayan, failin Suriyeli olması nedeniyle göçmenlerin işyerlerine ve araçlarına saldırı ve kundaklama ile büyüyen olaylara ilişkin görüntüler de vardı. Sokakta, saldırganların içinden çekilmiş görüntülerdi bunlar.
Afiş çalışmaları da yapan grup üyelerinin yüzlerinin buzlandığı fotoğraflar da var kanalda. Bu kişiler tüm fotoğraflarında bozkurt işareti yapıyor.
Ulusal Cephe Partisi
Ulusal Cephe Partisi. Adı parti, kendisi gayrı resmi. Telegram’da bu ad ile çok sayıda kanal var. Bu kanalda, bu grubun 26 Temmuz’da Hatay’da bir afiş çalışması yaptığı görülüyor. Afişlerde “Hey sen! Ulusal Cephe’ye katıl. Mülteci akınını reddet” yazıyor. Antalya’da asılan afişlerde ise “Bireysel silahlanmaya evet”, “Silahlanmak tüm vatanseverler için bir hak ve görevdir”, “sapıklara ölüm” deniliyor.
Kanalda, Zafer Partisi’ne oy verme çağrısı bile yapılmış zamanında, herhangi bir parti ile bağları olmadığı da vurgulanarak.
Bir paylaşımda ise şu ifadeler var:
“Türk için yaşayıp Türk için öleceğiz. Bizler, Türk milletinin sadık hizmetkarları olarak yeni bir Kurtuluş Savaşı’nın fitilini yakmak için şartların ve toplumsal nefretin olgunlaşmasını hızlandırmak amacıyla eylemlerimize devam edeceğiz.”
***
30 Ağustos 2023’te İstanbul Maçka Parkı’nda çekildiği iddia edilen bir fotoğraf önce paylaşılmış sonra silinmişti. Fotoğraftaki 4 genç ellerinde Nazi bayrağı tutuyordu. Paylaşımda, “Öyle korktuğumuz falan yok. 30 Ağustos günü Maçka Parkı’nda herkesin gözünün önünde açtık bayrağımızı durdurabilirsen durdur” yazıyordu.
Daha önemli olan fotoğraftaki kişilerin Eskişehir saldırganı ile benzer maskeler takmalarıydı.
***
Eskişehir saldırganı, bir ‘Ataman’ olsun veya olmasın, başka benzer grupların mensubu olsun veya olmasın, ya da sadece onların takipçisi olsun veya olmasın…
Sonuçta eline bir balta ve bıçak aldı, Nazi miğferini başına taktı, hücum yeleğini ve kamuflaj pantolonunu giydi, üzerinde de bir Nazi simgesi taşıyarak önüne geleni bıçakladı. Daha önce benzer saldırılar yapan pek çok Nazi gibi, saldırısı öncesinde bir manifesto yayınladı. Manifestosundaki ifadeler tam bir ırkçıya işaret ediyordu.
Sonuçta Eskişehir saldırganı gibi özellikle gençler Telegram’da veya kimliklerinin bir nickname’in arkasında gizli kalabileceği forumlarda, video -edit sitelerinde rahatlıkla bir araya gelebiliyorlardı.
Anlatımlarında gerçekten de ırkçılık vardı. Dünyadaki ırkçı isimleri örnek alıyorlardı. Mesela Eskişehir saldırganının, online oyun platformu Steam’deki kullanıcı profil resimleri arasında Breivik de vardı –ki saldırgan onu aziz olarak tanımlamıştı- ama Nihal Atsız da vardı, Hitler de vardı, Goebbels de vardı.
Irkçı ideolojilerinin temelinde sadece mülteci düşmanlığı var gibi görünüyordu. Yani Türk’ün üstün ırk olduğu gibi bir tez üzerine kurmuyorlardı düşüncelerini… Evet ırkını koru diyorlardı. Ama bunun arkasından “vatanını koru” geliyordu. Kime karşı? Mültecilere…
Sonuçta şiddet çağrısı vardı, öldürme özendirmesi vardı.
Böceklerin ezilmesinden bahsediliyordu. Bireysel silahlanma savunuluyordu.
Ama AKP iktidarı bununla uğraşmak yerine, günahın kendisi ile mücadele etmek yerine millete günah keçisini gösteriyordu. Video oyunların başka olası tüm etkilerden bağımsız bir şekilde şiddete özendirdiği tezi kabul edilse bile Türkiye’de ufak ufak kendisini göstermeye başlamış Neo-Nazi akımına yönlendirmesi mümkün değildi?
Çünkü Avrupa da olsa Amerikan da olsa, Uzak Doğu ürünü de olsa hiçbir video oyunun Nazizmi olumlayıcı bir tavır takınması mümkün değil.
Çünkü pek çok ülkede Nazizmin sembollerinin bile kullanımı yasak.
***
Olası-Kast’ta bu hafta Eskişehir’de Nazi sembolleri taşıyan bir gencin rastgele beş kişiyi bıçaklamasının ardından gözlerin yeniden çevrildiği Türkiye’deki ırkçı akımları konuştuk.
Bir soru ile bitirelim…
Nazi sembolleri Türkiye’de neden yasak değil?