HDP’li 3 ilin eşbaşkanlarının görevden alınıp yerlerine kayyum atanmasına ilişkin HDP Kadın Meclisi bir açıklama yaparak tüm kadınları ortak mücadeleye çağırdı. “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz, direneceğiz!”
SiyasiHaber
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanlarının İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla görevden alınması ve yerlerine valilerin kayyum olarak atanmasına karşı yaptığı açıklamada bu operasyon için “gasptır, zorbalıktır, darbedir” dendi. “HDP Kadın Meclisi olarak kadınların ve bütün halkımızın iradesinin, tercihinin, varlığının gaspı olan bu kararı asla kabul etmiyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Kadın Meclisi’nin açıklamasında bir gece yarısı operasyonuyla yüzlerce ev basıldığı, kadın çalışmaları yürüten, kadın dayanışma merkezlerini yeniden açma hazırlıkları yapan, kadın politikaları oluşturmaya çalışan yerel yönetimlerde ve parti çalışmalarında görevli pek çok HDP’li kadının gözaltına alındığı belirtildi.
HDP Kadın Meclisi’nin açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“Bu çok yönlü provokasyonu boşa çıkarmanın tek yolu demokrasi ve özgürlük mücadelesine tutarlı bir şekilde hep birlikte sarılmak, algı operasyonlarına prim vermeden saldırılara karşı güçlü ortak tepkiler vermek, birlikte direnmektir.
“Kayyımların kadınlar ve kadın mücadelesi için ne anlama geldiğini hep birlikte yaşadık. Bu darbeye kadın ittifakını güçlendirerek, kadın mücadelesini yükselterek hep birlikte güçlü bir yanıt verebileceğimize inanıyoruz.
“Biz sözümüzün arkasındayız: Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz, direneceğiz. Bütün kadın arkadaşlarımızı, kadın mücadelesi veren bütün kurumları ve halklarımızı eşbaşkanlık kazanımına ve o belediyeleri var eden kadın emeğine ve iradesine yönelik saldırılara karşı ses yükseltmeye, birlikte mücadeleye çağırıyoruz.”
HDP Kadın Meclisi’nin açıklamasının tam metni şöyle:
Kadınlara, Kadın Mücadelesi / Feminist Mücadele Veren Tüm Birey Ve Kurumlara, Halklarımıza Çağrımızdır:
Diyarbakır, Mardin ve Van Büyük Şehir Belediye Eşbaşkanlarımızın İç İşleri Bakanlığı talimatıyla görevden alınması ve yerlerine valilerin kayyım olarak atanması gasptır, zorbalıktır, darbedir. HDP Kadın Meclisi olarak kadınların ve bütün halkımızın iradesinin, tercihinin, varlığının gaspı olan bu kararı asla kabul etmiyoruz.
Halklarımızdan yediği tüm tokatlara rağmen kendisini kadir-i mutlak göstermek isteyen bu iktidar, büyük bir arsızlıkla halkımızın tercihine el koymuş, iradesini ve varlığını gasp etmiştir.
AKP-MHP koalisyonunun bu hamlesi sadece erkek egemen savaş aklının gasp, el koyma, zorbalık, arsızlık, iradeye saldırı gibi bütün özelliklerini birden sergilemekle kalmamış, en önemli kadın kazanımlarından biri olan eşbaşkanlığı da açıkça hedef tahtasına oturtarak, suç oluşturan eylem olarak en başta saymıştır.
Kadınların erkek egemenliğine karşı yıllarca zorlu mücadeleler vererek elde ettikleri eşbaşkanlık kazanımını “talimatla” diye illegalize etmek, “nereden geldiği belli değil” diye karalamak ve “kim seçmiş” diye küçümsemek ne erkek-devlet aklının ne de kimsenin haddi değildir. Ayrıca bakanlık resmi bir görevdir. Bakanlık kanalıyla yalan söylemek ağır suçtur çünkü ülkenin tümünün itibarını, onurunu zedeler. Bakanlık ağzından algı operasyonu yapılmaz, o yandaş medyanın işidir.
Eşbaşkanlık talimat işi de değildir, dayanaksız da. Bu açık bir yalan ve algı operasyonudur. Talimat işi olsa Parti Eş Genel Başkanlığı yasalaşmış olmazdı. Eşbaşkanlarımız seçim öncesi açık propaganda çalışmalarını eşbaşkan olarak yapmış, halk tarafından bu bilinerek seçilmişlerdir. Bunu devlet de cümle âlem de bilmektedir.
Yangından mal kaçırırcasına yapılan bir gece yarısı operasyonuyla yüzlerce ev basıldı. Kadın çalışmaları yürüten, kadın dayanışma merkezlerini yeniden açma hazırlıkları yapan, kadın politikaları oluşturmaya çalışan yerel yönetimlerde ve parti çalışmalarında görevli pek çok kadın arkadaşımız da gözaltına alındı. Biz susmayacağız.
Bir halkın seçimle ortaya koyduğu iradesinin gasp edildiği yani varlığının yok sayıldığı yerde kimse için demokrasiden söz edilemez, sadece bazıları için ayrıcalıklardan söz edilebilir. Ayrıcalık varsa eşitlik yoktur, adalet yoktur. Bugün kayyım aklına sessiz kalanların yarına dair bir gelecek umutlarının olamayacağının da bilinmesi gerekir.
Bu yapılan savaş aklının savaş hamlesidir. Bütün halklarımız ve kadın arkadaşlarımız bilmelidir ki oynanan çok yönlü, çok kirli bir oyundur. Biri olmazsa öbürü olur, bir yerden batarsak öbüründen çıkalım hesaplarıyla masaya konulan esasen hepimizin ve gelecek kuşakların geleceğidir. “Kürtlerdi, bölücülüktü” deyip bir yandan milliyetçiliği kendi etraflarında toplamaya, bir yandan kendi kadın ajandalarına engel olacak kadın kazanımlarına yol vermemeye, bir yandan demokrasi ittifakını dağıtmaya, bir yandan sınır ötesi savaş için ortam hazırlamaya oynuyorlar. Kimin barıştan, demokrasiden, eşitlik ve adaletten yana olduğunu, kimin gözünü savaş ve iktidar hırsının bürüdüğünü, can ve makam kaygısına düştüğünü herkes görmüş olmalı artık. Bu çok yönlü provokasyonu boşa çıkarmanın tek yolu demokrasi ve özgürlük mücadelesine tutarlı bir şekilde hep birlikte sarılmak, algı operasyonlarına prim vermeden saldırılara karşı güçlü ortak tepkiler vermek, birlikte direnmektir.
Kayyımların kadınlar ve kadın mücadelesi için ne anlama geldiğini hep birlikte yaşadık. Bu darbeye kadın ittifakını güçlendirerek, kadın mücadelesini yükselterek hep birlikte güçlü bir yanıt verebileceğimize inanıyoruz.
Biz sözümüzün arkasındayız: Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz, direneceğiz. Bütün kadın arkadaşlarımızı, kadın mücadelesi veren bütün kurumları ve halklarımızı eşbaşkanlık kazanımına ve o belediyeleri var eden kadın emeğine ve iradesine yönelik saldırılara karşı ses yükseltmeye, birlikte mücadeleye çağırıyoruz.