HDP, HDK bileşenleri tarafından, sermaye seçenekleri dışında bir partiyle seçimlere katılmak amacıyla kuruldu. Gezi direnişi sırasında HDK, direnişin ortaya çıkardığı potansiyeli arkasına alarak direnişten beslenecek bir performans gösteremediği için yıprandı. Böylesi bir süreçte HDP, yerel seçimlerde HDK fikriyatını seçim zeminine taşımak ve bir mücadele zemini olarak seçim sürecini değerlendirmek için kuruldu. Aslolan HDK idi. Bölgede BDP, batıda HDP olarak iki parti ile seçimlere girilme kararıyla HDP siyaset sahnesine çıktı. Seçim örgütlenmesi nedeniyle hızlıca oluşturulmuş organlar üzerinden seçimlere hazırlıklı girilebildiği söylenemez. HDK ve HDP ilişkisinde ortaya çıkan işleyiş sorunları bu süreçte yerel ve merkezi düzlemde organların ortaklaştırılması ile çözülmeye çalışıldı.
Yerel seçimlerde HDP’nin 4. parti olması kayda değer bir başlangıç sayılabilir. Ancak, seçim sürecinde HDP’nin AKP ve CHP kutuplaşmasına karşı ezilenlerden yana 3. seçenek olarak ortaya çıkma iddiasını, mevcut örgütsüzlük haliyle yeterince ortaya koyamadığı biliniyor.
Gelinen aşamada HDP’nin yeniden organizasyonuyla birlikte HDK meclislerini yerellere doğru yeniden kurmak gereklidir. Demokratik işleyişin gereği olarak politik kararlar HDK meclislerinde alınmalı, yürütücü organlar ise alınan kararların hızla hayata geçirilmesini sağlayacak pratik bir işleyişe kavuşturulmalıdır. HDP organları da aynı işleyiş içinde kurgulanmalıdır. HDP organları
HDK meclisinin içinden belirlenmelidir. HDK meclisleri bütün HDP’lilerden oluşmalıdır. Üyeliğin özel bir önemi yoktur. Üyelik resmi yöneticilik yapacak olanlara ve isteyenlere açık olmalı, HDP’de de HDK hukuku geçerli olmalıdır. Organlara bileşen ve birey katılımı şu andaki gibi yüzde 60 ve yüzde 40 oranıyla olmalı; kadın, gençlik ve LGBTİ kotası uygulaması ise aynen korunmalıdır.
HDK korunmalı ve esnekliği içinde gelişmeye ve genişletilmeye açık olarak artık HDP tarafından örgütlenmelidir.
Yeni HDP: Organik değil konfederal olmalı
Milletvekillerinin katılmasıyla tartışmalar parti modeli seçenekleri üzerine tartışmaya dönüştü. Örneğin, seçim partisi gibi bir seçenek, artık Meclis’te grubu olan ve gündelik politik faaliyeti sürdürür hale gelen bir HDP için geçerli olamaz. HDP organik parti
olarak tasarlanıp kurgulanamaz. Böyle bir durumda ezilenlerin mücadele birliği zemini olmaktan çıkar. HDP farklı programlara sahip ve politik stratejileri farklı bileşen ve bireylerin cephesel bir formatta mücadele ortaklığı yaptığı konfederal bir parti olarak varlık koşullarını devam ettirebilir. Aksi yöndeki her zorlama HDP’yi mücadele ortaklığı zemini olmaktan çıkararak böyle bir imkanın elimizden uçup gitmesine yol açar. Demokrasi programı ile sınırlı bir partide bütün bileşenlerin varlık koşullarını
ortadan kaldırmasını istemenin politik ve ideolojik yönden saçmalığı bir yana, ayrıca sosyalist bir programı da sosyalistler dışındaki bileşen ve bireylere önermek de uygun değildir. Devrimci demokrasi mücadele programı etrafında birlikte yürüyüş için HDP’nin “demokratik halk iktidarını” hedefleyen politik programının gerisine düşecek tartışmalar da ilerletici olmaz.
Bu anlamda gelinen noktada HDP seçim partisi işleviyle sınırlı olmaktan çıkmıştır. Artık konfederal bir parti olarak yeniden yapılandırılmalıdır. Bileşenler ve bireyler kendi bağımsız politik ve örgütsel faaliyetlerini aynı zamanda sürdürebilmeliler. Mesele, HDP içinde bileşen faaliyeti yürütmek değil, HDP içinde HDP faaliyeti yürütmek olmalıdır. Dolayısıyla bir bileşenden oluşan bir yerelde o bileşenin kim olduğundan öte HDP programı doğrultusunda HDP faaliyeti yapıp yapmamasıdır aslolan. Dolayısıyla her HDP bileşeni üyeleri politik ve programatik olarak ikili bir kimliğe sahip olmalıdır.
BDP HDP’de kurumsal varlığıyla yer almalı
SYKP sosyalist bir programa sahip olan bir partidir. Kendini sönümlendirmesi ve bir demokrasi programıyla sınırlandırılmasının
istenmesi ne SYKP’nin ne HDK/HDP’nin kuruluş felsefeleriyle bağdaşmaz. BDP’nin, Kürdistan özgülünde politik hedefini Kürt sorununun çözümü ve demokratik özerklik olarak belirleyerek yoluna devam etme kararı alması yerinde bir karardır. Ancak, batıda HDP içinde yer alan BDP’liler de Kürt sorunu çözülmedikçe politik ekseni buradan kurma ihtiyaçları nedeniyle, bağımsız bileşen olma özelliklerini koruyarak adı ne olursa olsun HDP içinde kurumsal olarak yer almalıdırlar diye düşünüyorum.
HDP, “işçilerin ve emekçilerin, her ulustan, her inançtan, her kültürden ezilen ve sömürülen halkların eşitlik, özgürlük ve adalet için verdikleri mücadelenin ilerletici gücü” olarak, emperyalizmin bir iç olgu olduğu ülkemizde, iktidarın “sermaye, Türk, erkek,
heteroseksist, Sünni ve militarist” olan temel karakteristiklerine karşı olan herkesin partisi olmalıdır. Bu davetin sınırı bu olmalıdır.