Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Selma Atabey, eski Eş Genel Başkanı Gönül Erden ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri hakkında açılan davanın ilk duruşması yarın Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Kobane Davası’nın soruşturma savcısı olan Ahmet Altun tarafından SES eki Eş Genel Başkanları Gönül Erden ve Bedriye Yorgun, SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey, eski MYK üyeleri Belkıs Yurtsever ve Fikret Çağlayan, sendikanın Ankara Şube eski yöneticileri Rona Temelli, Erdal Turan ve Ramazan Taş hakkında “örgüt yöneticiliği”, “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” suçlamalarıyla iddianame hazırlandı. Söz konusu dava kapsamında Erden tutuklu yargılanırken, diğer sendikacılar ise “adli kontrol tedbiriyle” tutuksuz yargılanıyor.
Mezopotamya Ajansı’ndan Zemo Ağgöz ile Berivan Altan’ın haberine göre, SES’e yönelik dava, Kobane Davası’nın görüldüğü Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Davaya Kobane Davası heyeti yerine başka bir heyetin bakacağı davanın ilk duruşması yarın görülecek.
Kobane Davası’nın gizli tanığı “Ulaş” ve PKK itirafçısı Kerem Gökalp’in SES dosyasında da ifade verdiği görüldü.
328 sayfalık gizli tanık ifadesi
Sendikacılar hakkında Nisan 2020’den Kasım 2020’ye kadar teknik ve fiziki takip kararları alınarak, izlendiği de dosyada yer aldı. Öte yandan gizli tanık Ulaş’ın savcılıkta yaptığı fotoğraf teşhislerinde parmak izi imzası kullandığı dikkat çekerken, kişiler hakkında fotoğraf üzerinden 4 Mart 2020 tarihli ifadesinde detaylı bilgilerin bulunduğu iddiasında bulundu. Ulaş’ın 328 sayfa beyanda bulunduğu, SES iddianamesinde yargılanan Fikret Çağalan’ın 609, Gönül Erden’in 394, Belkıs Yurtsever’in 395, Selma Atabey’in 488, Bedriye Yorgun’un ise 267 sayısı ile numaralandırıldı.
İhbarcı isim vermese de savcı biliyor!
Ayrıca iddianamede, 16 Nisan 2020 tarihinde Ankara Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğüne yapılan bir ihbar olduğu belirtildi. İhbarı yapan kişi, sağlık çalışanı olduğunu, odasında ise, “KCK Sağlık Komitesi Bileşenlerine” başlıklı bir yazı ele geçirdiğini öne sürdü. İhbarda bulunan kişi, isim belirtmese de, bulunan ve ihbarı yapılan doküman SES dosyasına eklendi.
Söz konusu ihbarda bulunan kişinin beyanlarında “Geçtiğim günlerde nerden ve kimden geldiğini bilmediğim kağıtları odamda çekmeceme birileri koymuş, okuyunca bunun tamamen PKK’lılar tarafından hazırlandığını anladım ve korktum, devletimiz bize bunca hizmet ederken böyle yaklaşımı sindiremiyorum ve sizlerle de paylaşıyorum, Allah ülkemizi korusun” ifadeleri yer aldı.
Pandemi açıklamaları suç sayıldı
İddianamede, SES Merkez Yürütme Kurulu’nun pandemi sürecine dair yaptığı açıklamalar ve röportajlar da suç olarak yer aldı. SES’in açıklamasında sağlık sistemine ve Sağlık Bakanlığı’na yaptığı eleştiriler, sağlık emekçilerinin çalışma koşulları, yapılmayan ödemelere dair ifadeler de suç sayıldı. Sendikanın, “Sağlık Bakanlığı Hala İşin Ciddiyetinin Farkında Değil, Göstermelik Çözümler Yerine Sağlık Emekçisi Sayısını Artırmalı” başlıklı açıklaması ve SES eski Eş Genel Başkanı Gönül Erden’in 7 Nisan 2020’de pandemi koşullarında yaşanan sorunlara dair “Sağlık emekçileri hastanelerde salgın komiteleri kuruyor” başlıklı röportajı da suç sayıldı. Erden’in, söz konusu röportajda sağlık kurumlarında devam eden sorunlar, alınması gereken önlemler ve sağlık çalışanlarının durumuna dair değerlendirmesi yer alıyor.
Kardeş aile kampanyası
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) pandemi başında maddi sıkıntı yaşayan ailelerle dayanışmak amacıyla başlattığı “Kardeş aile kampanyası” ile ilgili yapılan telefon görüşmelerine dair tape kayıtları da dosyaya eklenerek suç sayıldı. Suç sayılmasına gerekçe ise, Buldan’ın sanal medya hesabından yaptığı çağrının ANF’de (Fırat Haber Ajansı) haber yapılması ve PKK’nin Kardeş Aile Kampanyası kapsamında yaptığı açıklamalar gerekçe gösterilerek, örgütle ilişkilendirildi.
Erden ve diğer sendika üyelerinin Kovid-19’a ilişkin hükümete dair açıklamalar yapması, savcılık tarafından “Kovid-19 salgını ile ilgili Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve izlemiş olduğu sağlık politikalarını zaafiyete uğratmak, halk arasında korku ve endişe yaratarak, suni gündem oluşturma” olarak yorumlandı.
Demirtaş’ın dilekçesi dosyada
Yapılan ev aramalarında kimi fotoğraflar da suç delili olarak iddianameye eklendi. Gönül Erden’in evinde yapılan aramada dijital materyallerin incelemesinde Erden’in bir düğünde elinde tuttuğu kırmızı, sarı ve yeşil renkli şalın olduğu fotoğraf, IŞİD’in Kobane’ye yönelik saldırıları karşısında yapılan eylemlerde yer aldığına dair fotoğrafın yanı sıra cezaevinden gelen mektuplar ile DTK, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) cezaevine ilişkin yaptığı açıklamalara dair görseller de suç delili olarak iddianameye eklendi.
HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yazdığı dilekçeye ilişkin yapılan “Kızım Türk’üm doğruyum demeyecek” yazılı habere dair görsel de iddianameye eklendi.
‘Cizre Katliamı’ ve ‘tecrit’ yazısı
Erden’in sendikal faaliyetleriyle ilgili tuttuğu toplantı ve gündem notları da delil olarak iddianameye eklendi. Söz konusu notların sendikal faaliyet çerçevesinde tutulan toplantı ve gündem notları olduğunu belirten savcılık iddianamede, alınan notlar içerisinde, “Cizre katliamı” ve “tecrit” ibarelerini suç saydı.
Toplama kararı olmayan kitaplar
Hakkında dava açılan kişilerin evinde bulunan Selahattin Demirtaş’ın “Seher” ve “Devran”, Vedat Türkali’nin “Komünist”, Sırrı Öztürk’ün “Terörist’in Günlüğü”, Handan Çağlayan’ın “Analar, Yoldaşlar, Tanrıçalar”, Raul Zıbechı’nin “İktidarı Dağıtmak” , Mehmet Uzun’un kitapları, Gültan Kışanak’ın “Kürt Siyasetinin Mor Rengi” isimli kitaplar ve Jineoloji Dergisi ile “Sağlık Kurultayı Belgeleri” de iddianameye delil olarak konuldu. Söz konusu dergi ve kitaplar için iddianamede, “Yapılan aramalarda örgütsel eğitimlerde kullanıldığı değerlendirilen çok sayıda yasaklı kitap/derginin ele geçirildiği” yorumu yapıldı.
Tutuklu siyasetçi Demirtaş’ın kitaplarının toplatma kararı olmadığına dair not düşülse de, “TCK 215 maddesi ve devamında yer alan suçu ve suçluyu övme suçunun oluştuğu, sahiplenildiği ve destek verildiği” denilerek, “örgütün görüş ve ideolojisi doğrultusunda hareket ettiği değerlendirilmektedir” şeklinde değerlendirme yapıldı.
Eleştirmek de suç
İddianamede “Eylem tutanakları” başlığı altında ise sendikal faaliyetler çerçevesinde hastanelerde yapılan basın açıklamaları suç delili olarak iddianameye eklendi. Farklı hastanelerde pandemide alınan tedbirlerin yetersizliğine, ek ödeme taleplerini içeren, “Çalışma barışını bozma, sağlık işi ekip işidir” başlıklı açıklamalara dair görsellerin yer verildiği iddianamede görsellerin altında, “Türkiye Cumhuriyeti tarafından izlenmiş olan sağlık politikasını protesto ettikleri tespit edilmiştir” ibaresi eklendi.
Görüşmeler tape kayıtlarında
Hakkında dava açılan kişilere dair tape kayıtları da iddianamede yer aldı. Hakkında dava açılan kişilerin farklı TV ve ajans muhabiriyle yaptığı sağlık alanında yaşanan sorunlara ilişkin röportaj talebine dair görüşmelerinin yanı sıra, sendika çalışan ve yöneticileriyle farklı tarihlerde sendikal faaliyetlere dair yaptığı görüşmeler de iddianameye eklendi. İddianamede, söz konusu görüşmelerin neresinin suç teşkil ettiğine dair bilgi ise verilmedi. Hakkında dava açılan isimlerden Bedriye Yorgun’un HDP Kadın Meclisi aktivisti olarak katıldığı bir TV programında, programa bağlanmadan önce sunucunun ifadeleri de dosyaya eklendi.
Yorgun’un programda söyledikleriyle, sağlık alanında tedbirleri ve izlenen sağlık politikalarını itibarsızlaştırmak ve TC. organlarını zafiyete uğratmakla suçlandı.
Cerrahide çalışmak suç
Sendikanın Eş Genel Başkanı Selma Atabay’ın bir telefon görüşmesinde 17 yıl ameliyat hemşireliği yaptığını ve beş yıl plastik cerrahide çalışmanın yanı sıra genel cerrahide çalıştığını belirttiği konuşmasında, “Savaş cerrahisini iyi bilirim. Birçok şeyle acilde karşılaşıyoruz” sözleri de suç sayıldı.
‘Tacizcilere geçit vermeyin’ demek suç
Hakkında dava açılanların sanal medya paylaşımları da iddianamede yer aldı. “Toplumsal sağlık için toplumsal barış şart dediği için tutuklu olan hocamız Onur Hocaya özgürlük”, “Sağlık alanında acil önlemler alınmadan Kovid 19 ile mücadele edemezsiniz”, “Politik tutsaklara ölüm diyeceksin, tacizciye tecavüzcüye uyuşturucu baronlarına yaşa diyeceksin”, “Kadın ve çocuk tecavüzcülerine geçit vermeyeceğiz”, “Her suç affedilebilinir ama kadın katilleri ve çocuk tecavüzcüleri affedilmez”, “Siyasi tutumunuzdan vazgeçin çocuk ve kadın tacizcilerine geçit vermeyin” gibi paylaşımlar da delil olarak dosyaya konuldu. Öte yandan Cizre ve Sur’daki sokağa çıkma yasaklarında yaşamını yitirenlere dair Birleşmiş Milletler’in (BM) raporlarına dair yapılan paylaşımlar da suç delili olarak iddianameye eklendi.
Arka fonda çalan müzikler
Sanal medya paylaşımlarında kullanılan kimi videoların arka fonunda çalınan müzikler de delil olarak iddianameye eklendi. HDP Kadın Meclisi’nin paylaştığı bir videonun arka fonunda çalan “Em bernadin” isimli şarkı ve yine başka bir videonun arka fonunda çalan Mem Ararat’ın “Xaçerek” isimli şarkıları da Kürtçe Türkçe yazılarak dosyaya delil olarak konuldu.