1 Mayıs İşçi Bayramı’na sayılı günler kalırken, ülkede sendika ve konfederasyonların hazırlıkları tüm hızıyla devam ediyor. Kutlamaların en önemli merkezi olan İstanbul’da ise, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) öncülüğünde kutlamaların adresi 11 yıl aradan sonra yeniden Taksim Meydanı oldu.
Sendika, meslek odaları ve siyasi partilerin çağrılarını devam ettirdiği 1 Mayıs’a ilişkin Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Emek Meclisi İstanbul Sözcüsü Şiyar Şevli, Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) İbrahim Irmak’a konuştu.
Şevli, “Ekmek ve barış için özgürlük” şiarıyla Taksim Meydanı’nda olacaklarını belirterek, tüm toplumsal kesimleri yanlarında yer almaya davet etti.
77 1 Mayıs’ından günümüze Taksim Meydanı
Şevli, Taksim Meydanı’nın işçi sınıfı açısından tarihsel bir önemi olmakla birlikte aynı zamanda bir zorunluluk taşıdığını belirtti. 1977 yılındaki kutlamalarda resmi kayıtlara göre 37 resmi olmayan kayıtlara göre 41 kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Şevli, “Devamında bir darbe süreci gerçekleşti ve cunta rejimi emekçilerle bütünleşen, simgeselleşen Taksim Meydanı’nı yıllarca emekçilere yasakladı. İlerleyen yıllarda ise emekçilerin mücadelesiyle 2010 yılında 1 milyona yakın kişi tekrardan Taksim’e çıkarak bayramını kutladı. Ancak sonraki yıllarda tekrardan yasaklama politikaları geliştirildi. Bu temelde ele aldığımızda devlet kendisinin dışında olan emekçi sınıfla karşı karşıya olduğunda simgeselleşen Taksim Meydanı’nı bir kazanım olmaktan öteye bir yasaklama politikasıyla sürdürüyor ve emekçileri istemiyor” ifadelerini kullandı.
‘İşçi katliamları tarihi’
AKP iktidarının 22 yıllık tarihini “işçi katliamları tarihi” olarak yorumlayan Şevli, şunları belirtti: “22 yıllık AKP iktidarının son 10 yılı MHP-Ergenekon ittifakıyla sürdürdüğünü biliyoruz. Bu AKP-MHP-Ergenekon ittifakı, toplumu kendi ekseninde yedekleme, bir zor aygıtıyla baskılama politikası yürüttü. Buna karşı emek ve demokrasi güçleri, devrimci bileşenler ise seçimlerde olsun sokaklarda olsun sözlerini söyleyip taleplerini haykırdı. Ama iktidar yıllardır anlayışı gereği sermayeden, patrondan yana bir tutum takınıyor” dedi.
AKP iktidarı döneminde Soma, Şirvan, İliç ve Gayrettepe’de yaşanan işçi katliamlarını hatırlatan Şevli, “İşçinin kıymeti yok gözlerinde ve dolayısıyla kar hırslarından kaynaklı sürekli işçi katliamları yaşanıyor. İş sağlığı ve güvenliği önlemleri yeterince alınmıyor. Ülkenin temel kaynakları, doğası tamamen sömürü talan araçlarına açılıyor.”
‘Savaş politikaları’
Gelinen aşamada ülkedeki işçi ve emekçi kesimin bu yıl ki 1 Mayıs’ı ekonomik krizin gölgesinde karşıladığını hatırlatan Şevli, “Bildiğiniz üzere bugün ülkede bir savaş rejimi hakim. Bu savaş rejimi ‘faşist’ yöntemlerle saldırılar gerçekleştirdiği için ekonomiye de ciddi bir yansıması oluyor ve gelinen aşamada geliştirilen asgari ücret politikalarıyla insanları açlık sınırında yaşamlarını idame ettirmeye çalışıyorlar. Halk şuanda enflasyonla yaşamaya çalışıyor. Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek’in bir panelde dile getirdiği ‘yerel halkı enflasyona ikna etmek gerekiyor’ söyleminden de halkı ne kadar tanıdıkları anlaşılıyor. Dolayısıyla buna karşı çıkabilmek için halkın içinde sıkışıp kaldığı savaş politikalarına karşı ‘dur’ diyebilmesi gerekiyor. Çünkü bu katliamların bir yandan savaş politikalarından kaynaklı olduğunu ifade edebiliriz” diye belirtti.
‘1 Mayıs’ta Taksim’e’
Bu nedenle işçi ve emekçiler başta olmak üzere emek ve demokrasi güçleri olarak 1 Mayıs’ta “Ekmek ve barış için özgürlük” şiarıyla Taksim Meydanı’nda olacaklarını vurgulayan Şevli, sözlerini şöyle noktaladı: “Dönemin isteği ve temel ihtiyacı nedir, hangi talepler söz konusudur diye baktığımızda günümüzde esas olarak özgürlük meselesi, ekonomik talepler birbirinden ayrılamaz parçalardır. Dolayısıyla 1 Mayıs Taksim alanı kazanılması gereken alandır. Bizde bu temelde tüm emek güçlerini, emekten yana olan tüm halkımızı Taksim’e bekliyor olacağız.”