TUNCAY YILMAZ yazdı: “Türkiye’de yasal demokratik alanda mücadele imkânlarının hızla daraltıldığı böylesi bir süreçte Avrupa’da Halkların Demokratik Kongresi’nin kuruluşu, Türkiye’de faşizmin kurumsallaşmasına ve tek adam diktatörlüğüne karşı dişe diş devam eden mücadeleye de bir soluk olacaktır.”
TUNCAY YILMAZ
Yaklaşık bir yıllık hazırlığın ardından Halkların Demokratik Kongresi Avrupa (HDK-A) örgütlenmesi kongresini gerçekleştirerek kuruluşunu ilan etti. Avrupa'nın pek çok ülkesinden, herhangi bir örgütte üye olan ya da olmayan yüzlerce kurucu delegenin katılımıyla 4 Şubat 2017 günü Brüksel’de düzenlenen kuruluş kongresiyle, il il, kanton kanton, ülke ülke kurulan HDK, Avrupa çapında merkezi yapılanmasını da tamamlamış oldu.
HDK Avrupa, Türkiye'de 2011 yılındaki kurulan öncelinden yaklaşık 6 yıl sonrasında, aynı paradigmadan beslenerek Avrupa siyaset sahnesindeki yerini alabildi.
Her türlü sömürü, ezilme, tahakküm ve ötekileştirmeye karşı, demokrasi, eşitlik ve özgürlük isteyenlerin ortak mücadele aracı olan Halkların Demokratik Kongresi, Türkiye'deki deneyimini Avrupa siyasal sahasına taşıyacak bir adım atmış oldu.
Güçlü bir demokrasi cephesi
Farklı azami programları olan siyasi öznelerin, çeşitli hak mücadelesi veren çevrelerin, mevcut kapitalist, ataerkil ve homofobik düzene bireysel itirazları olan tek tek bireylerin ortak demokrasi cephesi olan HDK Avrupa, örgütlü çevrelerin ve bireylerin eşit haklarla bir arada örgütlendiği bir form olarak Avrupa'daki demokrasi mücadelesinde de önemli bir örnek oluşturma iddiasında.
Avrupa'da örgütlü faaliyet yürüten Kürt Özgürlük Hareketinden SYKP’ye, Aveg-Kon’dan Yeşil ve Sol Geleceğe, Kürdistan Komünist Partisi'nden Süryanilerin Mezopotamya Özgürlük Partisi’ne, Devrimci Aleviler Birliği'nden FEDA’ya, Civaka İslamiya Kürdistan’dan Ermeni Sosyalist gençlik örgütü Nor Zartonk’a, Lazlardan Ezidilere, Sosyalist Kadınlar Birliği'nden lgbti bireylere çok geniş bir yelpaze HDK Avrupa örgütlenmesinde bir araya geldi. Bu farklı siyasi yelpazenin uzun vadeli ya da spesifik örgütlenme programları birbirinden farklılıklar gösterse de, HDK Avrupa’nın demokrasi ve özgürlükler programı bu örgütlülükleri yan yana getirmeyi başardı. Şüphesiz bu yan yana gelişin eksikliklerinin farkındayız ve bu bağlamda kuruluşumuzu tamamlanmış olarak görmüyoruz.
Bugüne kadar Avrupa'da oluşmuş olan pek çok güç ve eylem birliği, platform ve benzeri yan yana duruştan farklı olarak HDK Avrupa, sadece siyasi temsiliyetlerin değil, aynı zamanda bireylerin de doğrudan karar ve uygulama mekanizmalarına katılma imkanı vererek daha önceki birlikte mücadele modellerini ileriye taşıyan bir yapılanmaya imza atmış oldu. HDK Avrupa yerelden merkeze bütün organlarında yüzde 60 kurum, yüzde 40 birey temsili uygulayarak, şu ya da bu sebeple örgütlü çalışmanın dışında kalan bireysel bilgi, beceri, enerji ve imkanların ortak bir mücadele örgütlülüğüne akmasını hedefliyor.
Bütün bunlara ek olarak, eş sözcülükten yerel yürütmelere her düzeyde kadınların erkeklerle eşit temsilini sağlamayı hedefleyen HDK Avrupa örgütlülüğü başlangıçta bu hedefini tüm yerellerde tutturamamış olsa da kısa zamanda bu eksikliği tamamlayacak bir deneyim ve mücadele birikimine sahip. Kadınların büyük bedeller ödeyerek elde ettikleri bu temsil düzeyi, HDK Avrupa örgütlülüğü tarafından savunulacak en önemli kazanımlardan biri olarak görülmektedir.
Hakeza gençlik, lgbti, engelli kotalarıyla HDK Avrupa içerisinde bütün dezavantajlı grupların temsiliyeti garanti altında alınmak isiyor.
Yaklaşık bir yıllık çalışmanın ardından toplanan kuruluş kongremiz HDK Avrupa'nın kongrede kabul edilen program ve tüzüğünde işaret edilen hedeflerin tamamına ulaşabilmiş değil. Ancak kongrenin toplanma sürecinde ve kongrede açığa çıkan olumlu hava bu eksiklerimizi hızla giderebileceğimize ilişkin hepimizi umutlandırıyor.
Faşizme Karşı Mücadeleye Avrupa’dan bir Soluk
Türkiye'de yasal demokratik alanda mücadele imkânlarının hızla daraltıldığı böylesi bir süreçte Avrupa'da Halkların Demokratik Kongresi’nin kuruluşu, Türkiye'de faşizmin kurumsallaşmasına ve tek adam diktatörlüğüne karşı dişe diş devam eden mücadeleye de bir soluk olacaktır.
Her ne kadar HDK Avrupa'nın kuruluş mayası Türkiye ve Kürdistan’daki demokrasi mücadelesiyle çalınmış olsa da, kendisini sadece bu “mayayla” sırlı tutmamıştır. HDK Avrupa aynı zamanda kapitalist-emperyalist politikaların doğrudan ya da dolaylı sonuçları nedeniyle Avrupa kıtasına göç eden başta Türkiye ve Kürdistanlı olmak üzere milyonlarca göçmenin de örgütü olmayı hedeflemektedir. Avrupa'da ve tüm dünyada göçmenlere karşı ırkçı politikaların ve nefret suçlarının günbegün arttığı bu süreçte göçmenlerin hak ve hukukunu kollayacak HDK-A gibi bir örgütlenmenin oluşması hayati önem taşıyor. HDK Avrupa programında barındırdığı antikapitalist, anti-emperyalist ve anti-faşist perspektifle ırkçı cendere altındaki bu göçmenlerle ilişki kurmakta zorluk çekmeyecektir.
Avrupa emek hareketine yeni müttefik
Sosyalist sistemin birinci denemesinin yıkılışından sonra her geçen gün haklarını biraz daha kaybetmek olan Avrupa işçi sınıfı HDK Avrupa'nın örgütlenmesi ile kendisine yeni ve güçlü bir ittifak bulacaktır. Ezici çoğunluğu işçi ya da işsiz olan göçmen kitlesinin yaşam ve varoluş koşullarını doğrudan etkileyen TTIP, CETA, TISA gibi yeni neo-liberal anlaşmalar, çalışma yaşamındaki yeni kuralsızlaştırma girişimlerine karşı Avrupa işçi sınıfı ile birlikte mücadele HDK Avrupa'nın başat görevleri arasındadır.
Krizini atlatamayan kapitalizm dünyanın pek çok coğrafyasına savaş ve silah ihraç ediyor. Avrupa'dan binlerce kilometre uzaklıkta yakılan savaş ateşlerinin kıvılcımları ve dumanları çoktan Avrupa'ya ulaştı. Cihatçı terörizmle mücadele etmek sadece IŞİD karşıtlığı ile değil aynı zamanda IŞİD'i var eden, onu direkt ya da dolaylı olarak destekleyen emperyalizmin savaşçı perspektifine karşı güçlü bir Barış hareketi oluşturmakla mümkün. HDK-A, Avrupa'da oluşacak Barış hareketinin güçlü bir bileşen olacaktır.
HDK Avrupa kuruluş kongresinde yapmış olsa da henüz kuruluş sürecinin başındadır. HDK Avrupa’yı hem örgütsel anlamda hem programatik anlamda hem de pratik anlamda pek çok iş ve görev bekliyor. HDP Türkiye'den feyz aldığı programını yaşadığı coğrafyaya daha fazla adapte etmek, bu program ve tüzüğe uygun bir örgütlülük yaratmak için daha fazla çabalamak ve bu çabaları hayata geçirmek üzere daha yoğun ve isabetli bir pratik sergilemek zorundayız.
Anayasaya Hayır, HDK A’ya evet demektir
Önümüzde duran anayasa referandumu HDK Avrupa’yı yaşamın pratiği içerisinde var etmek için önemli bir fırsat sunuyor bizlere. Kongremizde güçlü bir şekilde kendini ortaya koyan “Hayır iradesi”ni şayet kararlaştırdığımız perspektifle Avrupa'da pratikleştirebilirsek, HDK Avrupa'nın kalıcı bir örgütlülük kazanması noktasında önemli bir eşiği geçmiş olacağız.
Kongremizde Avrupa'dan güçlü bir hayır çıkartmanın imkan ve potansiyellerini hep birlikte tespit ettik. Şimdi bu imkan ve potansiyelleri gerçeğe çevirmek için kolları sıvama, anayasa referandumunu HDK Avrupa'nın kuruluşunda önemli bir milat olarak değerlendirme zamanı.
Eksiklerimizle yüzleşmekten kaçınmadan, ama onları güçlü bir kolektif özne yaratmanın önüne engel olarak koymadan yürüyüşümüzü güçlendirme sorumluluğuyla yüzyüzeyiz.
Başta böylesi zorlu bir süreçte görev alan yoldaşlar olmak üzere tüm yoldaşlara kolaylıklar diliyor, yolumuz açık olsun diyorum.