Korkut AKIN yazdı: Bazen haberlerde de karşımıza çıkıyor; “filmde olsa, senarist de amma uçmuş” diyebileceğimiz olaylar oluyor. Bu bir trafik kazası da olabileceği gibi dramatik sonuçlara ulaşan bilinçli uygulamalar da… Öyleyse hayat romanlardan değil, filmlerden de tuhaf, hatta biraz daha abartırsak hayattan da tuhaf dediğimizde kimse itiraz etmez
SiyasiHaber
Tam da öyle… Bazen haberlerde de karşımıza çıkıyor; “filmde olsa, senarist de amma uçmuş” diyebileceğimiz olaylar oluyor. Bu bir trafik kazası da olabileceği gibi dramatik sonuçlara ulaşan bilinçli uygulamalar da… Öyleyse hayat sadece romanlardan değil, filmlerden de tuhaf, hatta biraz daha abartırsak hayattan da tuhaf dediğimizde kimse itiraz etmez.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğretim üyeleri A. Mecit Canatak ile Mehmet Doğan, “ıskalanmış” bir yazarın kitaplarını ele almış ve deyim yerindeyse hallaç pamuğu gibi atmışlar. Burada hemen bir noktayı açmalıyım. Canatak ile Doğan, romanları okutmak yerine ipuçlarını vermekte bir sakınca görmemişler. Akademisyen olmalarından da kaynaklı bu “spoiler verme” durumu, kitabın önemini, gücünü ve etkililiğini asla eksiltmiyor.
Iskalanmış yazar…
Yurtdışında kitapları basılmasına, övgüler almasına karşın “desteklenmeyen” yazarı Selçuk Altun’u okurları çok beğeniyor. Doğan Hızlan, “entelektüel bir roman türünü Türkiye’ye getiren yazar” cümlesiyle tanımlarken; kimdi, neredeydi anımsamıyorum, ama Orhan Pamuk’tan sonraki yazar diye niteleniyordu… Titiz yaklaşımı, ince işçiliği, entelektüel birikimi (dahası, kahramanlarının da entelektüel olduğu apaçık), polisiyeymişçesine merak uyandıran, okurun dağarcığını doldurmak amaçlı bilgilendiren, sadece yurtiçinde değil, özellikle Avrupa’da da kentlerin sokaklarını adımlayarak gezen ve büyük bir ustalıkla anlatan Selçuk Altun (romanlarında “ıskalanmış” padişahlardan, bilim insanlarına birçok değeri anlatırken kendisini de aynı çerçevede görüyor) irdelenmeliydi. A. Mecit Canatak ile Mehmet Doğan, yazarın bütün (aynı zamanda çıkan son “Ayrılık Çeşmesi Sokağı” dışında) kitaplarını sözcük sözcük, mekân mekân, kahraman kahraman inceliyor ve aralarındaki bağlantıyı kuruyor. Burada belirleyici olan bir husus da, kahramanların entelektüel birikimlerinin her kitapta daha da artması… Ve kuşkusuz, çoklu okumalara açık olması…
Sanat anlayışı…
Yazarlar, daha doğru deyişle Selçuk Altun’un kitaplarını irdeleyen Canatak ve Doğan, yazarın güçlü betimlemelerini yakalamışlar, hatta yakalamakla kalmayıp vurgulamışlar da… Buna ek olarak yazarın kitaplarıyla yetinmeyip sanat anlayışıyla koleksiyonerliğini de ele almışlar. Buradaki koleksiyon sadece resimle, fotoğrafla hatta kitapla sınırlandırılmamalı (doğaldır ki, gerçek yaşamında da sıkı bir koleksiyoner Altun, özellikle imzalı kitap üzerine) entelektüel birikimi de bir koleksiyon sayılmalı…
İşaretler ve simgeler (burada, Selçuk Altun’un kitaplarında geçen hemen her şey) insanların duygularını ve davranışlarını etkiler. Bize anlattıkları vardır ve bunu yönlendiren de yazardır. Peki, yazar biz(ler)den ne istiyor? Varsıl, iyi eğitimli, kültürlü ve yalnız roman kahramanları üzerinden dikkatimizi nesneler ve anlamları üzerine çekerken bir yandan da insanların duygularını, davranışlarını, arzularını etkiliyor. Tam da burada bir şeyleri gösteriyor, bir şeyleri gözlerimizden yani belleklerimizden uzak tutuyor. O zaman sorabiliriz: Selçuk Altun, “romanlardan daha tuhaf hayat”ı sunarken kentimizi, mahallemizi, komşularımızı, hatta -şimdi detay olarak gözükse de- bir ağacı, bir çiçeği, bir bıçağı, arabayı, halısı/kilimi vb. ile ne istiyor? Okuduklarımızın ötesinde bir şeyler var o satırlarda, o romanlarda, o kitaplarda. Buna da bağlı olarak yepyeni bir evren açılıyor önümüze…
Okudukları(mız/n)ın etkisi…
Her iki akademisyen Canatak ve Doğan, romanlarda yer alan mekân, insan, olaylarda görünenin ötesindeki algıyı seriyor gözlerimizin önüne. Çok başarılı olduklarını, sadece Selçuk Altun kitapları ile değil, birçok yazarın hatta ressamın, müzisyenin, yönetmenin yapıtlarını da açacak denli geniş bir çerçevede okuru güçlendirdiklerini söyleyebilirim.
Şimdi iş başa düşüyor… çok sevdiğim bir yazar olan hem Selçuk Altun hem de diğer bütün roman ve/veya resim, film için de ipucu bulma kitabı olarak “Hayat Romanlardan Daha Tuhaf” elimin altında olacak, sürekli.
Hayat Romanlardan Daha Tuhaf
A. Mecit Canatak, Mehmet Doğan
İnceleme
Hiper Yayın
2020, 259 s.