Abdullah Öcalan’ın “onurlu barış” vurgusuna dikkat çeken HDP’li vekil Tülay Hatimoğulları, “Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürt, Arap, Süryani, Türkmen, Çerkes halklar yıllardır özyönetim ve ortaklık temelinde kardeşçe yaşamanın mümkün olduğunu tüm Ortadoğu halklarına ve dünyaya gösterdi” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın mesajlarındaki onurlu barış vurgusu ve Irak Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik sınır ötesi askeri operasyonu değerlendirdi. “AKP iktidarı, son 8 yılda Suriye’de yürüttüğü yıkıcı, savaş kışkırtıcısı, çeteleri destekleyici politikaların acı meyvelerini tatmaya başladı” diyen Hatimoğulları, “Daha fazlasını görecek. AKP, yıllardır ABD ile Rusya arasında bir cambazlık yapıyor. Şimdiye kadar oyunu bu biçimde götürdü” hatırlatmasında bulundu.
'Türkiye ağır bedeller ödeyecek'
S-400 savunma füzeleri ve F-35 savaş uçağı krizlerine değinen Hatimoğulları, ABD Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan’ın mektubunu anımsatarak, “Erdoğan artık bir karar vermek zorunda. Ya ABD’yle ya da Rusya’yla uzlaşacak. Her iki durumda da ağır politik ve ekonomik bedeller ödeyecek. Ayakları yere basmayan dış politikanın, hayal dünyasında yaratılan Yeni Osmanlıcılığın gerçeklerle karşılaştığında geldiği yer burasıdır. Belki bir dönem ‘Kürtlere vurarak içeride konsolidasyon yaratma’ politikası AKP’nin kirli emellerine hizmet etmiş olabilir; ama bugün bunun da ne içeride ne dışarıda ‘kazandıracağı’ hiçbir şey yoktur. Türkiye’nin tek çıkış yolu vardır: Bölgede Kürtlerle barışmak, içeride faşist diktatörlüğü kurumsallaştırmaktan vazgeçip demokratikleşmenin önünü açmak. Aksi halde, işte tam da ‘beka’ denilen tehlikeyle yüz yüze kalacaktır Türkiye’nin egemenleri!" diye belirtti.
'Kürtlere karşı pozisyonumuzu koruyoruz'
Onlarca kez sınır ötesi operasyonların yapıldığını ancak sonucun hiç değişmediğini sözlerine ekleyen Hatimoğulları, İstanbul seçimleri öncesi sınır ötesi operasyonun Xakûrkê alanını da kapsayacak şekilde genişletilmesinin İstanbul’un milliyetçi ve muhafazakâr sağcı seçmenine “beka” mesajı vermeye dönük olduğunu söyledi. Bir yandan sınır ötesi operasyon devam ederken bir yandan da AKP adayı Binali Yıldırım’ın “Kürtçe ve Kürdistan” söylemlerine başvurduğunu belirten Hatimoğulları, “Bildiğiniz gibi AKP adayı Binali Yıldırım aynı günlerde Diyarbakır’da ‘Kürdistan’ sözünü telaffuz etti, Kürtçe dil kurslarından bahsetti. Bir yandan Kürtlere sempatik görünmeye çalışırken, diğer yandan Güney’e yapılan operasyonla da geleneksel AKP-MHP tabanına ‘merak etmeyin, Kürtlere karşı biz pozisyonumuzu koruyoruz’ güvencesi verilmek isteniyor" diye konuştu.
'Güvence verici hazırlık adımları'
"HDP’nin 'AKP’ye kaybettirme' politikası İstanbul seçiminde de kararlı biçimde uygulanıyor" diye devam eden Hatimoğulları, şunları söyledi: "Buna karşı AKP iktidarı Kürtlere ve onlarla dayanışma içinde olan herkese karşı tüm gücüyle saldırmaya devam ediyor. Son yılların olağan bir tablosu gibi görünebilir. Leyla Güven’in başlattığı ve binlerce devrimci tutsağın katılımıyla başarılan, Öcalan üzerindeki tecridin kısmen kaldırılması olgusu, Türkiye’nin hem genelde hem de Suriye sahnesinde ABD ile Rusya arasındaki sıkışmışlık durumu, Erdoğan yönetimini yeni manevralar yapmaya zorlayabilir. Son askeri harekât da bu manevranın devletin içine dönük, 'güvence verici' hazırlık adımlarından biri de olabilir."
'Kardeşçe yaşamak mümkün'
Öcalan’ın Türkiye ve Ortadoğu barışına ilişkin çağrılarını vurgulayan Hatimoğulları, Rojava, Suriye ve bölgeye ilişkin mesajın önemli olup, sonuç almaya yönelik olduğunu dile getirdi. Hatimoğulları, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürt, Arap, Süryani, Türkmen, Çerkes halklar yıllardır özyönetim ve ortaklık temelinde kardeşçe yaşamanın mümkün olduğunu tüm Ortadoğu halklarına ve dünyaya gösterdi. Suriye yanıp yıkılırken, IŞİD’le dişe diş bir savaş sürdürülürken bile demokratik, kadın özgürlükçü, laik bir düzen hayata geçirildi. Bu bölgede hayata geçirilen ilkeler, Suriye’nin de bir bütün olarak demokratik ortak ülkeye dönüşmesinin anahtarını veriyor."
‘Barışın geleceğine inancımız tam'
"Sayın Öcalan, aynı zamanda ‘Türkiye’nin kaygılarının gözetilmesi’ kaydını düşmüştür mesajında. Bu da gerçekçi bir tutumdur. Türkiye, AKP’nin iktidarı döneminde bölgeye yönelik ağır politik hataları işlemiş, Suriye’deki savaşı körüklemiş, Rojava’ya karşı sürekli bir tehdit, işgal ve halkların iradesini yok sayma politikası izlemiştir" diyen Hatimoğulları, değerlendirmelerini şöyle tamamladı: "Ama ne olursa olsun bölgenin önemli bir gücüdür ve Suriye sorununun çözümünde olumlu veya olumsuz etki gücüne sahiptir. Ancak Türkiye’nin Suriye’de çözüm sürecinde gerçekten ve olumlu bir etkide bulunabilmesinin yolu, başta Kürt halkı olmak üzere bölgedeki halkların iradesine saygı duymayı öğrenmesinden geçer. Öte yandan Türkiye’nin Rojava’da akıllıca, barışçı ve bölge gerçekliğini dikkate alan yeni bir politik çizgiye girmesiyle, Kuzey Kürtleriyle de barışmanın çok temel bir koşulunu gerçekleştirmiş olur. Bu topraklara barışın geleceğine inancımız tam. Bu coğrafyada da savaşların sona erdiği, silahların eritilip insanlığın mutluluğu için işleyen makinelere dönüştürüldüğü, halkların kardeşçe ve özgürce yaşadığı, her yerde savaş uçaklarının ve bombaların değil, çocuk cıvıltılarının duyulduğu bir gün gelecek. Ama bunu bu coğrafyanın halkları, emekçileri, kadınları, gençleri getirecek.”
(MA / Hamdullah Kesen)