Urfa’nın Suruç ilçesinde 14 Haziran 2018 tarihinde AKP eski Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınları tarafından gerçekleştirilen saldırıda eşi ve iki oğlu katledilen, bir oğlu da tutuklanan Emine Şenyaşar’ın Meclis’te sürdürdüğü Adalet Nöbeti 7’nci gününde devam ediyor.
Geçtiğimiz gün ameliyat olan Emine Şenyaşar, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekili oğlu Ferit Şenyaşar ile birlikte Meclis Başkanlığı’nın karşısında bulunan kapının önünde nöbetini başlattı.
Hatimoğulları’ndan ziyaret
Emine Şenyaşar’ın eylemini bugün DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğullar, parti sözcüsü Ayşegül Doğan ile DEM Partili vekiller ziyaret etti.
Hatimoğulları Emine Şenyaşar’ın 7 yıldır adalet için mücadele verdiğini belirtti. Hatimoğulları, “Emine ananın Adalet Nöbeti burada Meclis’te, esasen adaletin sağlanması gereken kurumun çatısı altında devam ediyor” dedi.
‘Katliam gerçekleştirenler dışarıda’
Katliamı azmettirenlerin elini kolunu sallayarak dışarıda gezdiklerini belirten Hatimoğulları, “Ama Emine ana ve oğlu, bütün aile acı çekiyor. Artık yeter, Emine ananın adalet talebini bugün Meclis’in bütün parlamenterleri duymak durumunda. Bugün bu adalet arayışının, bu hakikat ve insanlık arayışının bir annenin acısının herkes tarafından duyulması gerekiyor. Özellikle kamuoyu şunu görsün; Emine annenin talebi, gerçek bir hukuk soruşturmasının yapılmasıdır. Çünkü o hukuk soruşturması gerçekleşirse, AKP iktidarının yandaşı olan kesimlerin yargılama sistemiyle değil de, objektif bir şekilde olacak” diye belirtti.
‘Yargı iktidarın asası gibi’
Hatimoğulları sözlerine şöyle devam etti: “Burada adaletin ve hukukun tecelli etmesini istiyoruz. Yargı her daim muktedirlerden yana oldu. Bu dönem de yargı ne yazık ki mevcut iktidarın adeta asası gibi kullanılıyor. Bunu kabul etmiyoruz. Her zaman olduğu gibi bugün de Emine ananın adalet arayışının yanındayız. İki evladı ve eşini yitirmiş Emine ana bu yıl anma yaparken, ben de anmaya katıldım. Emine ana anma boyunca iki oğlunun arasında kaldı ve anma boyunca ağladı. Eşinin mezarına gidemedi bile. İşte acı böyle bir şey. Bu acıyı bütün kamuoyu duymalı. Bu acıyı biraz önce ailenin de ifade ettiği bütün yetkililer duymak zorunda.”
(MA)