GÜLFER AKKAYA yazdı: “Kutuplaştırıcı siyasetten uzak, yan yana, birbirini gören, destekleyen bir toplumsal ittifakla bu dönemi göğüslemeliyiz. Bu toplumsal ittifak kalan 10 gün için sokaklarda, 24 Haziran seçim günü de sandık başında ve devamında YSK seçim sonuçlarına ve ikinci tura dek kendisini büyüterek sürdürmeli.”
GÜLFER AKKAYA
Erdoğan baskın seçim kararını açıkladıktan hemen sonra ilk olarak iki partiyi hedefine aldı: HDP ve İyi Parti.
Çünkü AKP açısından daha çok oy alabilmek için bu iki parti kritik önemdeydi. İyi Parti’yi baskın seçim ile seçim dışı bırakmayı umuyordu. HDP’yi hile ile baraj altında bırakıp Kürt illerindeki oylara el koyup 70-80 milletvekilini çalmayı hedefledi. Ancak bu hesaplar kısa sürede elinde patladı.
CHP’nin hamlesi ile İyi Parti seçimlere girebilecekti, HDP’nin oylarını çalmak isteyenlere karşı da 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinden ders alan halkın bu kez partiler üstü olan toplumsal ittifakı oluşacaktı.
Bence bu seçimlerin en önemi kazanımı tüm kutuplaştırıcı politikalara rağmen engellenemeyen bu toplumsal ittifaktır. Herkes her şeyin farkında ve bu kez #Tamam demek için adeta 24 Haziran’ı sabırsızlıkla beklemekte.
HDP haklı olarak ilk günden bu yana AKP’nin hile ile kendilerini baraj altında bırakmaya çalıştığını, bu plan tutarsa çalıntı oylarla AKP’nin HDP’den seçilecek 70-80 milletvekilini alarak Meclis çoğunluğunu sağlamayı hedeflediğini dillendiriyor.
AKP’nin kazanmak için elinde kalan tek stratejisi şimdilik HDP’yi baraj altında bırakmak. HDP normal koşullarda baraj altında kalmayacağından AKP bunun için ne gerekirse yapmakta. Tutuklamalar, gözaltılar, HDP bina ve standlarına saldırılar yetmemiş olacak ki şimdilerde HDP’liler tek tek fişlenmeye, seçim sandıklarından uzak tutulmaya, yerellerde çeşitli tezgâhlarla engellenmeye, fişlenmeye çalışılmakta.
Dün (13 Haziran Çarşamba günü) sosyal medyaya bir video düştü. Bu video, AKP İstanbul il başkanlığı binasında basına ve kamuoyuna kapalı yapılan partiiçi toplantıda Erdoğan’ın konuşmasından bir bölümü yansıtıyordu.
Videoda AKP’nin seçim stratejisini ve seçim günü sandık başında AKP’lilerin başvuracağı hileleri aktarıyordu Erdoğan.
Ülkenin cumhurbaşkanı olduğunu iddia eden kişi Erdoğan, açıkça ülkenin üçüncü büyük partisi olan HDP’yi hedefe koymuş, yereldeki AKP üyelerine, yine yereldeki HDP üye ve çalışanlarını tek tek tespit etmelerini, kim olduklarını zaten bildiklerini ve ne yapmaları gereğini açık açık dikte ediyordu. Ve ekliyordu:
“Onların baraj altı kalması demek bizim durumumuzun çok daha iyi bir noktaya gelmesi demektir.”
Ne dediğinin, ne yaptığının o kadar farkında ki şunu eklemeyi de unutmuyordu:
“Bunu dışarda konuşmam, HDP baraj altında kalmalı.”
Zaten dışarda bunu konuşamazdı. Çünkü bu alenen suçtu. Ülkenin cumhurbaşkanı hem AKP’lileri muhbirleştiriyor hem seçim sürecinde hile, hurda, yolsuzluk ile suça teşvik ediyor hem AKP’lileri HDP’liler başta olmak üzere kin ve nefretle bezeyerek toplumu kutuplaştırdıkça kutuplaştırıyordu.
Zaten benzer bir açıklamayı CHP Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin Diyarbakır mitingi sonrasında da yapmıştı. Bu kez devrede istihbarat vardı.
Erdoğan bu seçimi kazanamayacağının, kaybedeceğinin farkında. Bu nedenle yapamayacağı şey yok. Kandil’e operasyondan, seçim hilelerine, devlet bütçesini ve resmi kurumları partisi için kullanmaktan halkı azarlamaya, seçim sandıklarını taşımaktan, taşımalı mitinglere dek her numaraya başvuruyor.
Yine de ne fayda? Her gün oyları buz gibi eriyor, daha da eriyecek.
Bizler kazanmak istiyorsak kazanmamızın formülü açık. Kutuplaştırıcı siyasetten uzak, yan yana, birbirini gören, destekleyen bir toplumsal ittifakla bu dönemi göğüslemeliyiz.
Bu toplumsal ittifak kalan 10 gün için sokaklarda, 24 Haziran seçim günü de sandık başında ve devamında YSK seçim sonuçlarına ve ikinci tura dek kendisini büyüterek sürdürmeli.
Durum ortada. Kafası karışık olanlar Erdoğan’ın videosunu izlesin, kafaları mis gibi berraklaşacak.
Bizlerin oyu ilk tur ve ikinci tur olarak iki strateji üzerinden sandıklara akacak.
İlk turda hedef HDP’yi baraj altında bırakmamak ki 70-80 milletvekili AKP’ye gitmesin. Böylece Cumhur İttifakı Meclis’te güçsüz olacak. Meclis çoğunluğu Millet İttifakı ve HDP’de olacak.
Matematiksel olarak açıkça ortada ki hiç bir cumhurbaşkanı adayı ilk turda kazanamayacak. Bunun için ikinci tura ihtiyaç var.
Ve ikinci turda hep beraber oyları Muharrem İnce’ye vereceğiz.
Sonuçta halk kazanacak, Saray kaybedecek.
Ve birliğin, beraberliğin halayları kurulacak. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.