8 Mart 1857 tarihinde, New York’ta bir tekstil fabrikasında çalışan 40 bin dokuma işçisi, daha iyi çalışma koşulları için greve çıkmıştı. Tek istedikleri emeklerinin karşılığını almaktı, fakat polis o zamanlarda şimdiki gibi gaddar ve zalimdi. Grevdeki işçilere saldırdı, işçiler fabrikaya kilitlendi ve arkasından çıkan yangından sonra barikatlardan kaçamayan 129 kadın işçi hayatını kaybetti.
Bu vahşet daha sonra, Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin’in önerisi ile anılmaya başlandı. 1921 yılında 8 Mart’ın “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak belirlenmesine karar verildi.
Bu vahşetle beraber ortaya çıkarılan Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün, şimdinin Türkiye’sinde partiler ve belediyeler tarafından bir eğlenceymiş gibi kutlanması, 8 Mart’ın tüm önemini yitirmesine yol açıyor. Geçtiğimiz günlerde İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekili Misket Dikmen’in “Özgecan’ın acısı henüz çok taze, bu yüzden Kadınlar Günü’nü kutlamayacağız” demesi de, 8 Mart’ın anlamını yitirmesine, kapitalizmin bu günü de metalaştırmasına en büyük örnek. 8 Mart’ın doğuşuna bakıldığı zaman, esas böyle zamanlarda daha sesli haykırmamızın, böyle zamanlarda alanlara çıkmamızın önemi anlaşılıyor.
Suriye ve Irak’ta kadınlar, IŞİD tarafından toplanarak pazarda bir malmışçasına satılırken, yaşadığımız topraklarda kadınlar tecavüze, tacize uğrarken, her sabaha bir yeni kadın cinayeti ile uyanırken yapmamız gereken şey mücadele etmektir. Kadınları erkeklere hizmet etmesi gereken bir obje olarak nitelendiren, kadınların kendi kendilerine yetmesini hazmedemeyen, kadınları iş hayatından çekmek isteyen eril iktidara karşı duruyoruz. Bugün bizi ayakta tutan şey öfkedir. Erkek egemen topluma duyduğumuz öfke ile kadın devrimini gerçekleştirmek için çabalıyoruz.
Kadına şiddetin son 10 yılda 14 kat arttığı ülkemizde, geride bıraktığımız yılda 294 kadın, erkek şiddeti sonucu hayatını kaybetti. 2015 yılının kadınlar için özgür ve güzel bir yıl olmasını diliyor, erkek şiddetine, kadın sömürüsüne ve tecavüze karşı tüm kadınları mücadeleye davet ediyorum. Lafı uzatmadan buradan tüm annelere, erkek zulmüne maruz kalmış/kalan kadınlara, devrimci kadınlara, Cumartesi annelerine, emekçi kadınlara selam olsun. Özgürlük çok yakın! 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, devrimimiz olsun!