Gazapizm, alt sınıfların, sokağın, haksızlığa şiddete uğrayanların sesini hemen hemen tüm parçalarında duyurdu. Ama bu ses yas tutmaktan çok mücadeleci bir tonla tınladı. “Pisliğin Üstüne Basmışlar” derken her türlü pisliğe bulaşanların kazandığı haksız kazancı, Arık Yetere derken de bıçağın kemiğe dayandığını tüm dinleyicilerine yansıtıyor.
SiyasiHaber
Rap müziğinde son yıların en başarılı isimlerinde bir olan Gazapizm, asıl adıyla Anıl Acar, rap müziğine 2003 yılında başladı. 2014’de ilk albümü Yeraltı Edebiyatı’nı paylaşan Acar, 2. albümünü ise 2016 yılında paylaştı.
Özellikle son yıllarda paylaştığı teklileri Heyecanı Yok, Ölüler Dirilerden Çalacak ve bunun gibi birçok parçayla büyük bir kitlenin dinlediği bunun dışında da bir televizyon dizisi için yaptığı yeni projelerle dinleyici sayısını da bir hayli artırdı. Son olarak 2 Eylül 2020’de Harbiye Açıkhava Konser’inde çıtayı yükseklere çıkartarak rap müziğine ilkleri yaşattı.
Gazapizm, 2 Eylül Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda sahnedeydi. Sanatçı, tüm bir konser boyunca, alt sınıfların, sokağın, haksızlığa, şiddete uğrayanların sesini duyurdu. Ama bu ses yas tutmaktan çok mücadeleci bir tonla tınladı. İsminizi İstiyorlar derken, bir tek isim bile vermemiş olmanın gururunu, Yeter derken, gerçekten bıçağın kemiğe dayanmasının sonucunda söylenen kararlı, altı dolu bir sözcük olduğu duygusunu tüm seyirciye yansıttı.
Gazapizm 2020 yılında çıkardığı Hiza albümünden "Yol" şarkına klip çekildi. Cenan Çelik yönetmenliğinde çekilen klip, Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'ndaki ilk rap konseri olan, Gazapizm'in 2 Eylül'de Harbiye'de verdiği konserin kamera arkası görüntülerinden oluşuyor.
Harbiye’de verilen ilk rap konserinden kesitler taşıyan klip, İlkay Akkaya'nın "Yollar" şarkısı ile başlıyor. Ardından Gazapizm olarak bilinen Anıl Acar'ın "Biz çocukken bir gecekonduda müzik, rap yapmaya başladık. Liseden mikrofon çalarak rap yapmaya başladığımız hikâye bugün kaldırımlardan düğün salonlarına, düğün salonlarından barlara, ufak kafelere derken bugün İstanbul'un en ortasına, en prestijli yerine, Harbiye'ye geldi. Hiç kimsenin geriye dönük şüphesi olmasın çünkü en kötü günde bile onurlu, gururlu kalmayı başardık" diyerek yaptığı kulis konuşması ile devam etti.
“Pisliğin Üstüne Basmışlar”
Sözleri ile de altyapısıyla da kendisine hayran bıraktıran şarkı. Gitar soloları dönerken birden bir koro giriyor devreye. Şapka çıkarılacak şarkı. Ezen ve ezilenler onun şarkılarının ana konusu olduğundan, ezenlerin, elinde tuttukları gücü kir ile özdeşleştiriyor. Kir; zalimlik, ihanet, haksızlık ve kötülüğün temsili olarak yer alıyor onun şarkısında. Ancak yüzeydeki kirden değil, içerdeki kirden söz ediyor.
Şarkıya çekilen klip de şarkının meselesini daha iyi anlamamıza olanak sağlıyor. Can Evrenol’un çektiği klipte su ve ateş göndermeleri pislikten arınma, kurtulma olarak veriliyor. Damacanalarla su taşıyanlarsa sokağın, mahallenin çocukları. Çocuk vurgusu önemli. Çocuk ve su masumiyeti, temizliği imliyor. Çocuk, aynı zamanda temiz bir geleceği de işaret ediyor. Doğru zeminde durmayı. Belki de albüme Hiza adının verilmesi bundan. Amaç, eğri giden tüm çizgileri düzeltmek olabilir. Eğer hayatın, insanın hizasını ya da ayarını bozan adaletsizlikse, onu yola getirmek ancak eşitliği sağlamakla mümkün olabilir. Hiza aynı zamanda var olan düzene, verilen tüm komutlara, sunulan sahte gerçekliğe karşı da bir başkaldırı. Dayan şarkısında “kumandanım değil hiç kimse, önce şu ayağını bi indir” sözleri alt üst ilişkisine de öfkeli bir tepki. Dayan’ın albümün açılış şarkısı olması, bundan sonra anlatılacakların bir önsözü olduğunu düşündürüyor. Yükü, onun öyküsü. Hatta yükü, öyküsünün ta kendisi. Hem kendi özel hikayesi var şarkıda, mücadelesi, sırtlandığı yükte neler bulduğu, hem de sokağın, tüm ötekilerin hikayesi… Dayan bu anlamda sabrı değil, direnci işaret ediyor. Dayan şarkısı hem liriğiyle hem de müzikal alt yapısıyla öne çıkıyor. Korhan Futacı da saksafonuyla eşlik ediyor Gazapizm’e. Şarkının yarattığı etkiyi ikiye katlıyor onun yorumu.
“Gün gelecek teraziyi, bu insanlar tekmeleyecek!”
Gazapizm daha iyisini yapana kadar en iyi parçası. Başından sonuna bir Gazapizm manifestosu. Aşk, özlem, öfke, acı, sevgi, gözyaşı, sokak, merhamet… Daha pek çok şekilde duygularımızı anlatıyor şarkı. “Senin yandığından daha fazla yanan insanları duymuyorsan eğer/ Nasıl olcaz arkadaş/ Böyle avuç kadar üstümüzde borcu kalır/ Ve iyimser bir gül açar parklara” derken Ahmet Kaya’ya bir selam daha çakan Gazap, “Açsa karnın yağma artık isyan sayılır/ Bir anne vedasıdır gerçek hicran tanımı/ Kazanmak kirlidir kaybedelim insan kalırız” derken de pek çok şeyi söylüyor. Yoksulun merhameti gasp/Elinde saz/Hep beklemiş gözlerinde yaş/ Sırtında yas/Gün gelecek teraziyi bu insanlar tekmeleyecek” diyerek sistemin adaletsizliğine adeta isyan ediyor.
Gazapizm’in gazabı: Yeter artık
8 Mart 2015’te yayınladığı Kutlu Olsun Günün (8 Mart) adlı parçasına 2 Eylül 2020’de çıktığı ilk Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’da klip çekti. Klipi dün Youtube kanalında yayınladı. Klipte sanki Gazapizm, gazabıyla söylüyordu parçayı. İşin açıkçası Gazapizm gazabını da yanında getirmişti. Kimeydi bu gazap? Erkek şiddetine, erk’e, ezene, adaletsizliğe, çalışanı sömürene, zengin fakir diye ayıran sisteme, bağımsız ve özgür sanata karşı olanlara, haksızlığa… Bu gazabın izleri konsere baştan sona yansıdı. Toplumsal eşitsizliğe karşı tepkisini, isyanını dile getiren Gazapizm, ekonomik açıdan üst sınıfın alt sınıfa köle muamelesi yapmasını, onlara insan değil, başka bir yaratıkmış gibi davranmasını kabul edemeyeceğinden söz etti. Bu sözlerin hemen arkasından Ölüler Dirilerden Çalacak adlı şarkısını seslendirmesi de kuşkusuz bir hesaplaşma içeriyordu.
Tüm bir konser boyunca, alt sınıfların, sokağın, haksızlığa, şiddete uğrayanların sesini duyurdu. Ama bu ses yas tutmaktan çok mücadeleci bir tonla tınladı. İsminizi İstiyorlar derken, bir tek isim bile vermemiş olmanın gururunu, Yeter derken, gerçekten bıçağın kemiğe dayanmasının sonucunda söylenen kararlı, altı dolu bir sözcük olduğu duygusunu tüm seyirciye yansıttı.
Kısacası Gazap, Delikanlılıkla solculuğun kavşak noktasında; kendi tabiriyle çöplüğünden gelmiş. Sokak çocuğu ama lümpen değil. Ezilen insanın baktığı yerden sesleniyor kalabalığa tok sesiyle. Sözleri hakaret içermiyor. “Çöplük” ile “Yol” ortamı ısıtıyor.