Yazar Younan, ABD ve bazı batılı ülkelerin ekonomik, politik ve stratejik çıkarlarından dolayı soykırım yerine büyük felaket gibi tanımlamalar yaparak sorunu geçiştirmeye çalıştıklarını söyledi.
ANF’den Mustafa Kuseyri’nin haberine göre, Süryanilere yönelik soykırımını gündeme getiren ilk araştırmacı olan Alman Yazar Gabriella Younan, soykırımın 100. yıldönümü dolayısıyla Stockholm’de düzenlenen bir konferansta, ABD ve bazı batılı ülkelerin ekonomik, politik ve stratejik çıkarlarından dolayı soykırım yerine büyük felaket gibi tanımlamalar yaparak sorunu geçiştirmeye çalıştıklarını söyledi.
İsveç-Asuri Kadın Federasyonu’nun ev sahipliği yaptığı konferansta Younan, 1968 yılında 22 yaşındayken Doğu Almanya’dan önce Bulgaristan, ardından da Türkiye’ye göç ettiğini ve bir süre sonra da Tahran’da yaşamaya başladığını anlattı.
Tahran’da üniversite eğitimi gördüğü yıllarda ilk kez Asurilerle karşlılaştığını, Süryani-Asurilerin başka dil, din ve kültürleri olan bir halk olduğunu, İranlılarla aralarında farklar olduğunu gördüğünü ve Almanya’ya dönüşünde Asuri Şoleiman Younan’la evlendikten sonra Asuri halkının geçmişine ilgisinin arttığını ifade etti.
Asuriler hakkında araştırmalar yapan ve modern Süryaniceyi iyi bilen bir profesörle tanıştıktan sonra bilimsel araştırmaları başlattığını, sadece tarih kitaplarını okumakla yetinmeyip Asurilerin yoğun olarak yaşadıkları Habur’a gidip inceleme ve araştırmalar yaptığını dile getirdi.
Habur’a Süryanicenin lehçelerini araştırmak amacıyla gittiğini ancak dil üzerinde çalışmalar yaparken Süryanilerin anlattıkları katliam ve göçlerin Asurilerin tarih ve kültürlerine olan ilgisini artırdığını ve yaptığı araştırmalarını ‘Günümüzde Asuriler’ adlı kitapla kamuoyuyla paylaştığını söyledi.
Younan, diasporada Asurilerin ilk kez 1968 yılında bir konferans yaptıklarını ve bu konferansta ‘Asuri Evrensel İttifakı’ adını verdikleri bir örgütlemeye gittiklerini söyledi. İttifak’ı oluşturan Asuri aydınların Seyfo’da yaşananlar hakkında fazla bilgileri olmadığı için 1915 yerine Simele’de katliamda yaşamını yitiren Asuri-Süryanilerin durumlarını ele aldıklarını ifade etti.
Simele katliamından kurtulan 20 bin Asurinin Suriye’ye Habur’a göç etmek zorunda kaldıklarını söyleyen Younan, “O sıralar Simele’nin bir soykırım olduğu daha bilinmiyordu. 1933’te Simele’de olanlardan katliam olarak söz ediliyordu” dedi.
‘Günümüzde Asuriler’ adlı kitabı yazdığında Süryanilerin Avrupa’ya yeni göç etmeye başladıklarını Avrupalıların onların dil ve kültürleri hakkında bir şey bilmediklerini ve bu nedenle yazdığı kitaba ilginin arttığını ve pek çok kişinin kitabını değişik dillere çevirdiklerini söylüyor.
İkinci kitabında daha çok değişik gazete ve dergilerde Süryaniler hakkında yazılan makaleleri derlediğini söyleyen Younan, 1990’li yılların başında Ermeni soykırımını dünya kamuoyuna duyurmak için Asala’nın Türk diplomatlara yönelik başlattığı terör eylemlerinden sonra sadece Ermenilerin değil Süryanilerin de soykırımına uğradıklarını çevresindekilere anlatmaya başladığını söyleyen Younan, karşılaştığı tepkileri şu cümlelerle ifade ediyor:
“Eşime ‘biliyor musun senin halkın da soykırımına uğradı’ dediğimde bana inanmadı ve konuya ilgi göstermedi. Bana geçmişte olanları boş ver. İleriye bakalım. Önemli olan hangi hakları alacağımız dedi. Ama buna rağmen ben soykırım konusunda ısrarcı davrandım ve araştırmalarımı sürdürdüm. Böylelikle 1989 yılında Asuri-Süryanilere 1915’te yapılan soykırımını ele alan bir kitap yazdım.”
Kitabın sessizlikle karşılandığını ve Asuri-Süryanilerin kitabına ilgi göstermediğini söyleyen Younan, “10 yıl sonra Avrupa’da yetişmiş yeni kuşak Asuriler kitaba ilgi duymaya başladı. İlk kez 2000’li yılların başlarında Belçika’da bir Seyfo konferansı düzenleyip beni davet ettiler. Kitap daha sonra Türkçeye çevrildi ve Asuri-Süryani soykırımına olan ilgi arttı” şeklinde konuştu.
Younan, Seyfo’nun Hürriyet Gazetesinin soykırım karşıtı tutumunun gerçek anlamda dünya kamuoyu ve Asuri-Süryaniler tarafından bilinmesine neden olduğunu söyledi ve Papaz Yusuf Akbulut’un Süryanilere soykırım yapıldığını söylediği için tutuklanmasının diasporadaki tüm Asuri-Süryanileri nasıl harekete geçirdiğini somut örnekler vererek aktardı.
Akbulut’un Hürriyet ve Türk devleti tarafından hain olarak suçlanmasına rağmen mahkeme karşısında gösterdiği kararlı tutumun ve düşüncelerden taviz vermemesinin tüm diasporada yaşayan Süryanilere umut verdiğini dile getirdi.
Türk devleti ve Türklerin tarihten dersler çıkarmadıklarını söyleyen Younan, “Eğer bir Türke soykırımını sorarsanız size öyle bir şey olmadığını ve bunun iftira olduğunu söyleyecektir. Erdoğan ve Türk devleti soykırım iddiaları gündeme geldiğinde sürekli arşivlerin açılmasından söz ediyor. Arşivler herkese açık değil ama en önemlisi arşivler Osmanlıca ve Arapça harflerle tutulduğu için araştırmacılar ne yazıldığını bilemiyor. Ama ortaya çıkan belgeler ayrım yapılmadan tüm Hıristiyan halka soykırım yapıldığını gösteriyor” dedi.
1989 yılında dünya basınında Osmanlı arşivleri araştırmacılara açıldığı haberlerinin çıkmasından sonra araştırma yapmak amacıyla Türkiye’ye gittiğini söyleyen Younan, belgelerin sadece bir kısmının kendilerine verildiğini ve çok önemli belgelerin araştırmacılardan gizlendiğini söyledi.
Batılı devletlerin bir kısmının Türk devletiyle ters düşmemek için soykırım konusunda tutum almaktan kaçındıklarını söyleyen Younan, “Bu tutumun arkasında ekonomik, politik ve stratejik çıkarlar var. Obama gibi dünyanın bazı liderleri soykırım demekten kaçınıyor ve soykırımını büyük felaket gibi kavramlarla niteleyip geçiştirmeye çalışıyor” dedi.
Younan, Almanya’da 3 milyon civarında Türk yaşadığı için Almanya Başbakanı Merkel’in açıkca soykrımını kınamaktan kaçındığını hatırlatarak şunları kaydetti:
“Bu 3 milyon Türk milliyetçi değil ama Türkiye’nin resmi politikasının etkisi altındalar. Erdoğan, oy toplamak için Almanya’da miting ve toplantılar yapıyor. Almanya’da yaşayan Türklerin topluma entegre olmalarını istemiyor. Kutuplaştırıcı ve ayrımcı politikalarını Almanya’da yürütüyor.”
Younan, konuşmasının ardından katılımcıların soykırım konusundaki sorularını yanıtladı.
Kaynak: ANF