Filistin, tarihi boyunca birçok zorluğa ve adaletsizliğe karşı direnişini sürdüren bir halkın yurdu. Bugün, Gazze’de yaşanan soykırım ve Filistin halkının maruz kaldığı insanlık dışı saldırılar, tüm dünyanın dikkatini bir kez daha bu kadim coğrafyaya çevirmiş durumda.
24. Geleneksel Evvel Temmuz Kültür Festivali kapsamında Hatay Samandağ’da “İsrail – Filistin Savaşının Bölgesel Küresel Boyutları ve Olası Gelişmeler” konulu panel düzenlendi. Panele Filistin Ulusal Girişim Hareketi Politbüro üyesi Şirin Ebu Hilal de konuşmacı olarak katıldı.
Panel sonrası Şirin Ebu Hilal ile Gazze’de yaşanan soykırım, Filistinli direniş güçlerinin bu durumu nasıl değerlendirdiği ve bölgesel ile küresel dayanışmanın önemi üzerine bir sohbet gerçekleştirdik. Hilal, Gazze’deki etnik temizlikten sorumlu tutulan devletlerin ve uluslararası toplumun rolüne dikkat çekerken, Filistin halkının kararlılığı ve direnişinin altını çizdi. Ayrıca, Filistin davasına verilen uluslararası desteğin önemini vurguladı ve tüm özgür insanları İsrail saldırganlığının durdurulması için harekete geçmeye çağırdı.
Kendinizi tanıtır mısınız?
Ben Filistin’den Şirin Ebu Hilal. Filistin Ulusal Girişim Hareketi Politbüro üyesiyim. Filistin Ulusal Girişim Hareketi, köklerini Filistin’in tarihinden alan sosyal, demokratik ve siyasi bir harekettir. Bu Hareket, boykot kampanyaları da dahil, tüm yöntem ve araçlarla halk direnişini ve insanlarının kararlılığını desteklemekte, ve Filistin’in birliğini savunmaktadır.
7 Ekim’den bu yana Siyonist işgalci yönetim Gazze’de Filistin halkına karşı soykırım uyguluyor. Filistinli Direniş Güçleri Gazze’de ve Filistin’in genelindeki bu durumu nasıl değerlendiriyor?
İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği soykırım ve katliamların vahşeti faşizmin suçlarınının ötesine geçti. Gazze’de etnik temizlik yapıyor. Burada sorumluluğu silahlar ve bombalarla İsrail’e yardım sağlayan devletlere yüklüyoruz. Bu devletler yaşanan soykırımdan sorumludur. İsrail, Filistin halkına yönelik zulüm için asla bahanelere ve gerekçelere ihtiyaç duymadı. 7 Ekim İsrail zulmünün nedeni değil sonucuydu.
10’uncu ayına giren bu soykırım savaşının Filistin halkı ve bölge halkları nezdinde ne gibi etkileri olacak?
İsrail 7 Ekim öncesinde de ister Batı Şeria’da olsun ister Gazze’de, Filistin halkına karşı hak ihlalleri, tutuklamalar, apartheid rejimi ve evlerin yıkılması gibi politikalarını her hangi bir bahaneye gerek duymadan uyguluyordu. Bugün ise kurbanları (İsrail’e gerekçe sunduğu iddiasıyla) suçlamaya ve cellat ile kurbanı eşit tutmaya hakkımız yok.
Sizce İsrail’in bu soykırımına karşı Filistin halkına yeterince bölgesel ve küresel destek, dayanışma sağlanabildi mi?
Biz Filistin’de, halkların ve özgür insanların Filistin davası ile dayanışmadaki rollerini takdir ediyoruz. Hepimiz biliyoruz ki bu dayanışma Filistin davasına dünyanın gündemine geri dönme olanağı sağladı ve uluslararası olanları dahil tüm kürsülerde öne çıkardı. Dolayısıyla bu çabaları takdir ettiğimiz gibi Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde dava açmasından dolayı Güney Afrika’nın çabalarını takdir ediyoruz. Sonuç olarak biz buradan dünyanın özgür insanlarını, devrimci ve sosyalist güçleri; savaşın durdurulması, İsrail’in saldırganlığının ve Filistin topraklarını işgalinin sona erdirilmesi için her türlü yol ve yöntemle kendi devletlerine baskılarını sürdürmeye çağırıyoruz.