HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında olduğu 108 siyasetçinin yargılandığı Kobani davasının karar duruşması 16 Mayıs’ta görülmüştü. Aralarında Yüksekdağ ve Demirtaş’ın da olduğu birçok siyasetçiyle “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yardım” iddiasıyla ağır cezalar verilmişti.
Avrupa’da bazı kadın örgütleri. Yüksekdağ ile diğer tutuklular için Eylül ayında kampanya başlattı.
Figen Yüksekdağ ile Enternasyonal Kadın Dayanışma Ağı’nün üyesi Avrupa Sosyalist Kadın Birliği’nden Ayşe Yumli, kampanyanın amacıyla ilgili MA’ya konuştu.
Yumli, Almanya, Fransa, İsviçre, Şili ve Arjantin gibi birçok ülkeden kadın örgütlerinin bu ağ içerisinde yer aldığını söyledi. Amaçlarının tutuklu kadınların durumunu gündemleştirmek olduğunu belirten Yumi, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemes’nin Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve diğer tutuklularla ilgili serbest bırakılmaları yönünde verdiği kararları hatırlattı.
Yumli, söz konusu kararların uygulanması için Avrupa parlamenterleriyle, kadın örgütleriyle, siyasetçilerle görüşmeler yapacaklarını kaydetti.
‘Kadın tutukluların durumunu gündemleştireceğiz’
Kobani davasında çıkan kararları kabul etmediklerini söyleyen Yumli şunları belirtti:
“Biz kadın örgütleri olarak Figen Yüksekdağ’ın avukatlarıyla görüştük. Avrupa’daki parlamenterler ile randevularımız var. Yine geçtiğimiz günlerde Almanya’da tutukluların savunan çeşitli grupların olduğu bir organizasyonla, dayanışma inisiyatifiyle yan yana geldik. Broşürler çıkarttık, avukatların gönderdiği içerikle dosya hazırladık. Fransız Komünist Partisi’nin festivalinde bu kapsamda broşürler dağıttık. Tüm kampanyanın temel zemini AİHM kararlarının uygulanmasını zorlamaya dönük olduğu için ağırlıklı parlamenterler ve siyasetçiler üzerinden giden bir hatta olacak. Yine ayın sonunda Figen Yüksekdağ ve Kobanê Davası tutuklu kadınlarının da resimlerinin olduğu sergiler açacağız.”
‘Kendi davamız olarak kabul ediyoruz’
Kadın örgütlerinin Kobanê Davası’nda tutuklu kadınlar başta olmak üzere tüm tutuklulara sahip çıkması gerektiğinin altını çizen Yumli, “Ortada işlenmiş bir suç yok, ortada sahte tanıklarla, sahte delillerle merkezden yönetilen bir intikam davası var. Bu dava hem Türkiye hem Kurdistan’da özgürlük mücadelesi yürüten tüm kuvvetlerin ortak davasıdır. Dolayısıyla sahiplenme bu çapta olmalıdır. Biz de bazı kadın örgütleri olarak bu davayı kendi davamız olarak kabul ediyoruz” diye konuştu.