Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Genel Sekreter Yardımcısı Cemil Mezher ve FHKC yöneticileri, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Feray Mertoğlu ve MYK üyeleri ile bir araya geldi. İki heyet, Filistin’de devam eden soykırıma karşı Filistin direnişine ve son süreçteki politik gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu.
Bir araya gelen iki heyet de Filistin’in kurtuluşu için ve bölgede emperyalizme karşı mücadelede dayanışmanın önemine vurgu yaptı.
“SYKP ve FHKC sosyalizm mücadelesinde ortak değerlerden geliyor”
SYKP Eş Genel Başkanı Feray Mertoğlu konuşmasına SYKP’yi kuran geleneklerden gelen birçok yoldaşın geçmişte Filistin’de, Lübnan’da Filistinlilerle birlikte verdiği mücadeleyi selamlayarak başlarken, “Filistin’le bağımızı kuran, yoldaşlarımızın zihinlerinde ve bedenlerinde taşıdığı bu tarih programımızda, enternasyonalizm, anti-emperyalizm, anti-sömürgecilik tarihi olarak yer almaktadır” dedi.
Sosyalizm ve özgürlük mücadelesinde ortak değerlere dayanan bir tarihten geldiklerini belirten heyetler, bugün Filistin topraklarında Filistinli şehitlerle birlikte yatan Türkiyeli devrimcileri, geçmişte İsrail hapishanelerinde bir arada direnen yoldaşları anarak bu birlikte mücadeleden onur duyduklarını dile getirdiler. SYKP ve FHKC arasındaki bu tarihsel ortaklığın yeni sorumluluklar doğurduğuna, bu yakınlığı daha ileri taşımanın Türkiye’de ve Ortadoğu’da sosyalizm mücadelesi için önemine dikkat çekildi.
“İşgali bitireceğiz”
FHKC Genel Sekreter Yardımcısı Cemil Mezher, Filistinlilerin bugün soykırımla karşı karşıya olduğunu fakat Siyonist rejimin amacının bunun da ötesinde, bölgede emperyalizmin daha geniş hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik olduğunu belirtti.
Mezher, “Filistin’in kurtuluşu bizim için önceliklidir, muhakkak, fakat emperyalizme karşı ve sosyalizm için mücadelemiz her daim devam edecektir” dedi.
İsrail’in var oluşunun Britanya ile başlayan daha sonra ABD emperyalizmi ile devam eden süreçte yattığını ifade eden Mezher, amacın yalnızca Filistin’in işgaliyle sınırlı olmadığına dikkat çekti. Mezher, “76 yıldır bu kolonyalist işgale karşı direniyoruz ve bu direnişi sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız” şeklinde konuştu.
Mezher, FHKC’nin Filistin direnişi tarihinde önemli bir yeri olduğunu, Filistin devrimine ışık olan Gassan Kanafani ve FHKC eski genel sekreteri Ebu Ali Mustafa’yı anarken FHKC’nin içinden çok önemli kişiler geçtiğini hatırlattı. FHKC’nin kurulduğu 1967 yılından bugüne işgali durdurmak için verdiği kararlı mücadelenin altını çizdi.
Mezher, Gazze’deki direniş örgütlerinin İslami bir karakterde olduğu yönündeki algının tam anlamıyla doğru olmadığını; en başta ABD yönetimni Filistin direnişini Hamas ile eşdeğer tutarak bu algıyı beslediğine dikkat çekti. FHKC’nin her düzeyde mücadele yürüttüğüne; Ebu Ali Mustafa Tugayları’nın direniş içinde önemli bir yeri olduğuna dair vurgularda bulundu.
FHKC’nin bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğini söyleyen Mezher “İnancımız tamdır! Yoldaşlarımıza güveniyoruz. Halkımıza güveniyoruz. Bu işgali bitireceğiz!” dedi.
“Gazze’yi insansızlaştırma planı tutmadı”
7 Ekim Aksa Tufanı Harekatı’nın da bu tarihsel bağlamdan ayrı tutulamayacağını belirten Mezher, Netenyahu hükümetinin son yıllarda kurulmuş en faşist en baskıcı rejim olduğunu; Filistinlilerin tüm haklarının bertaraf edilmeye çalışıldığı bir dönemde Aksa Tufanı’nın bu yükselen duruma karşı Filistinli örgütlerin bir cevabı olarak görülmesi gerektiği üzerinde durdu. Mezher, 7 Ekim’in hemen ardından İsrail rejiminin yanlış algı oluşturma stratejisine karşı kurguladığı yalanların hızlı bir şekilde ortaya çıktığını; buna karşın, İsrail’in yürüttüğü soykırım ve savaş suçlarını tüm dünyanın gördüğünü ve Filistin’le dayanışmanın yükseldiğini belirtti. Mezher, 7 aydır devam eden savaşta İsrail’in “Gazze’yi tümden insansızlaştırmayı amaçlarken şimdiye kadar bu amacını gerçekleştiremediğini; bunun yanında İsrail kendisini uluslararası hukuktan üstün gördüğü için bu savaşı devam ettireceğini düşündüklerini” söyledi.
FHKC heyeti adına konuşan Mezher, soykırımın önlenmesi amacıyla Güney Afrika tarafından başlatılan hukuki süreci oldukça önemsediklerini belirtti. ABD’nin BMGK’da süreci veto etmesi üzerine buradan da anlaşılacağı gibi savaşı asıl kontrol eden merkezin de orası olduğuna, sorumluluğun ABD üzerinde olduğuna dikkat çekti.
“Nitekim bugün İsrailli esirler gündem edilirken 10 binlerce Filistinli tutsaktan söz edilmiyor; 40 yıldan fazla zamandır, belki de dünyada en uzun süreli, siyaseten esir tutulan yoldaşlarımız var. Ne ABD’de ne de başka bir yerde buna çözüm aramak bir yana gündem dahi edilmiyor” şeklinde konuştu.
SYKP tarafından da güncel gelişmelerde FHKC’nin tutumuna yönelik belirli sorular yöneltildi. İlk olarak, SYKP heyeti işgale karşı meşru savunmayla soykırımı eşitleyen ateşkes söylemini eleştirdiğini, fakat direniş hakkı saklı olmakla birlikte bugün için ateşkesin soykırımı durdurmanın fiili aracına dönüştüğünü belirtirken, FHKC’nin nasıl bir ateşkesi kabul edebileceğini sordu.
Ateşkes şartları belli: İsrail çekilmeli
FHKC heyeti öncelikle iki şartları olduklarını vurguladı. Evvela, İsrail’in saldırılara derhal son vermesi; saniyen, İsrail askerinin Gazze’den tamamen çekilmesi… Bu iki noktanın kırmızı çizgileri olduğunu vurgulayan Mezher, İsrail’in Gazze’yi ortadan bölerek burada kalmak istediğini, dolayısıyla askeri varlığına son vermesi gerektiğini ifade etti. Ancak bu şartlar sağlandıktan sonra üçüncü bir aşama olarak esirlerin serbest bırakılmasını gündeme alacakları belirtildi.
“Gazze’de ne İsrail ne ABD ne Mısır”
Mezher, Gazze’ye yönelik ablukanın kaldırılması ve giriş çıkışların serbestleşmesi gerektiğini vurgularken, ABD’nin Gazze’de insani yardım kisvesi altında yürüttüğü liman projesi aslında kendisine bir “yeşil bölge” yaratarak kalıcılaşma amacı taşıdığını belirtti. Mezher, “Gazze’de ne İsrail, ne ABD ne de Mısır askeri varlığını kabul ederiz” dedi.
Türkiye’nin de bu yönde belirli adımları olduğu belirten Mezher, “Türkiye siyasetini yakından takip ediyoruz ve kimin ne yapmak istediğinin farkındayız” ifadelerini kullandı.
Gazze ve Batı Şeria’da birleşik hükümet mümkün Mü?
Hamas yöneticisi Halil el-Hayye, ‘67 sınırlarında egemen bir Filistin devletinin ve sürgündeki Filistinlilerin geri dönüş hakkının tanınması karşılığında İsrail’le beş yıllık ya da daha uzun süreli bir ateşkes yapabileceklerini, Gazze ve Batı Şeria’da birleşik bir hükümet kurmak üzere FKÖ’ye katılmak istediklerini belirtmişti. Hamas tarafından gelen bu açıklamayı hatırlatan SYKP heyeti, FHKC için bunun ne anlama geldiğini sordu.
Mezher ise bu açıklamaları yersiz ve zamansız bulduklarını belirtirken “Nehirden Denize Özgür Filistin” anlayışıyla hareket ettiklerini belirtti. Hamas’ın FKÖ ile ilgili görüşüne rağmen Mahmut Abbas’ın FKÖ’nün yeniden yapılanmasını istemediğini söyleyen Mezher, pragmatik bir anlayışla hareket ederek esasında Filistin direnişini de tanımadığı yorumunu yaptı. FHKC’nin, FKÖ’nün yeniden yapılanması; bu yapılanmanın tüm direniş örgütlerinin temsiliyet bulacağı demokratik bir mekanizmayla kurulması gerektiğine değinen Mezher, “Filistin için öncelikli olan birliktelik yönünde tutum almaktır” şeklinde ifade etti.
“Türkiye soluna büyük görev düşüyor”
ABD’deki üniversitelerde yükselen direnişlerin, dünyadaki dayanışma eylemlerinin soykırımı durdurma noktasında çok önemli gelişmeler olduğunu belirten FHKC heyeti, küçük ya da büyük dayanışma pratiklerinin büyük önem taşıdığına dikkat çekerek, Türkiye soluna da bu noktada sorumluluk düştüğünü, İsrail ile askeri-ticari ilişkilerin kesilmesi için oluşturulacak baskının öneminin büyük olduğunu belirtti.
Mertoğlu ise, Filistin halkının Siyonist işgale, yerleşimci sömürgeciliğe ve ırkçılığa karşı mücadelesini koşulsuz desteklediklerini ifade etti. Bu mücadelenin emek ve özgürlük güçlerinde olmasının öneminin de farkında olduğunu belirtti. Mertoğlu, Türkiyeli devrimciler olarak bu tarihsel sorumluluğu üzerlerinde taşıdıklarını vurgulayarak, iktidarın ikiyüzlü Filistin tutumuna karşı mücadeleyi büyüteceklerinin altını çizerken; Filistin mücadelesini yükseltmek için SYKP’nin elinden geleni yapacağını ifade etti.
(Siyasi Haber)